Mavisakal masalında ortaya çıkan sorun şudur: Mavisakal, psişenin genç, dişil güçlerinin ışığına izin vermek yerine, içinde büyük bir öfke besler ve psişenin ışıklarını öldürmeyi arzular. B öylesine habis bir oluşumda, bir zamanlar ışıktan daha iyi olmak isteyen ve bundan dolayı da inayetle bağlan kopan, tuzağa düşürülmüş biri olduğunu hayal etmek zor değildir. Sürgün edilenin bu olaydan sonra neden bu denli zalim bir biçimde başkalarının ışığının peşinden koştuğunu anlayabiliriz. Eğer kendisi için yeterince ruh(lar) toplayabilirse, sonunda karanlığını kaldıracak ve yalnızlığım onarabilecek bir ışık kaynağı oluşturabileceğini umduğunu düşünebiliriz.
Ayrıntı Yayınları
Bir zamanlar, geçmişle geleceğin bir yayı andırdığını her bir parçasının birbirine bağlı olduğunu, bir sonraki parçayı haber verdiğini bir yerde okumuştum.
Sayfa 149 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bir zamanlar dünyanın güzel bir yer olduğunu düşünürdüm. Çocuktum, aptaldım. Panjurları kapadım, sürgüyü çektim: Dünya orada kalsın."
Soğumanın tanımı...
Bir zamanlar senin çirkinliklerin de güzeldi. Şimdi güzelliklerin bile çirkin.
İnsanın bir zamanlar "onsuz yaşayamayacağım" duygusunu hissedecek kadar içtenlikle çok sevdiği, vazgeçilmez olduğuna inandığı biriyle yollarının ayrılması ve bir daha yıllarca hiç görüşmeden de pekâlâ hayatta kalabilmesi ne berbat bir gerçekti! Peki o yoğun sevgiye, o güvene, o aşka ne oluyordu? Eğer varsa nereye kayboluyordu? Eğer yoksa milyonlarca insan bir zaman o duygu varmış gibi ona nasıl kanıyordu? Ve dünyada neden bu kadar çok yalnız, kalbi kırık insan vardı?
Bir zamanlar onun için bu dizeleri ben söylemiştim. O anki heyecanımı ve titreyen ellerimi hatırlayabiliyordum. Beni keyifle ve hayranlıkla izleyişini, sayesi saniyesine hatırlıyordum.... Onunla kırık hatıralarımızın üzerinde dans ediyorduk.
Sayfa 135 - Şarkı ; herşeyi yak - dumanKitabı okudu
Reklam
Güzelmiş
Dünyaya katlanamadığım zamanlar bir kitap alıp battaniyenin altına kıvrılırım. Beni her şeyden uzaklaştıran küçük bir uzay gemisi gibidir
"eski kişiliğimden, duygularımdan sıyrılıp çıkıyordum. ben yine bendim ama yeni bir derim, eskilerinden çok daha karmaşık yeni duygularım vardı. eski duygularım içimde bir yerde ölü bir parça olarak duruyorlardı, oradaydılar ama ölüydüler. benimle, bir zamanlar bana ait oldukları gerçeği dışında bir ilişkileri kalmamıştı."
Sayfa 161 - everest yayınlarıKitabı okudu
Bazı mizansenlerin sözde ifade gücü üzerine kendimle girdiğim polemikler, bana bir zamanlar duymuş olduğum iki epizodu hatırlattı. Kimse buna benzer şeyler uyduramaz; bu olaylar tamamen doğrudur ve 'görsel düşünme' denen şeyin belli örneklerinden olumlu yönde farklılık gösterir: Bir grup insan, ihanetlerinin cezası olarak kurşuna dizilecektir. Bir hastane duvarının dibinde, çamur birikintileri arasında bekleşirler. Mevsim sonbahar. Ölüme mahkum bu insanlara paltolarını ve ayakkabıları çıkartmaları emredilir. İçlerinden biri, bu emir üzerine gruptan ayrılarak yırtık çoraplarıyla uzun süre çamurda gezinir. Amacı, bir dakika sonra kullanamayacağı paltosunu ve çizmesini koyacak kuru bir yer bulmaktır.
Ne kadar uzaktaysam, soğukluktan değil sevgiden, o kadar iyi anlıyordum ya da anladığıma inanıyordum, çünkü uzaktayken daha iyi anlaşılır. Bunun hayatım için tuhaf bir gizemi oldu. Bir bilet için her şeyimi vereceğim zamanlar oldu. Ama şimdi tek bir kuruş bile harcamam gerekmiyor. Koridorun dışında dikiliyorum; beni salondan ayıran bölmeye dayanıyorum ve o zamanki etkilenim en güçlüsü; kendi başına koskoca bir dünya; hiçbir şey göremiyorum, hem duyacak kadar yakın, hem de sonsuza kadar uzağım.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.