Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Büşra
Büşra
@bir_demet_not
İyi ki kitaplar var.
Muallime
Kırklareli
Afyonkarahisar
53 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sait Faik Abasıyanık kaleminden okuduğum ilk eser kendisi.Bakıldığında bir solukta okunabilecek az sayfadan oluşsa da anlatımı yoğun ve derin bir eser.Eserde birçok toplumsal konuya değinilmiş.Özellikle üzerinde durulan konu ise kadının toplumdaki yeri ve çevre baskısı.Eserde adı geçen Nevin karakteri güçlü,özgür ruhlu ,tavizsiz,elalem ne der düşüncesine kulaklarını tıkamış bir kadındır.Bu özellikleri ile toplum,çevresine ayak uyduramayan, herkes gibi olmadığı için kalıpların dışında kalan kadını kabul görmez.Nevin konsolos Vildan bey in kızı Özdemir in eşidir.Gazetecidir.Evlilikleri zaten iyi olmayan Nevin in kocası onu aldattıktan sonra boşanırlar. Komşuları olan Balıkçı Cemal ile birlikte bir ilişki içerisine girerler.Olay Ankara ve İstanbul da geçer.Nevin ne kadar güçlü bir karakter olsa da toplum tarafından dışlanan bir karakter olarak görülmüş.Fakat konsolosun kızı olması dolayısı ile kimse ses edemez.Aradığı mutluluğu ,huzuru ve sakinliği bulamayan Nevin babasına bir mektup yazarak ortadan kaybolur.Mutlaka okunması gereken bir eser olduğu kanısındayım.Herkese keyifli okumalar .
Kuyucaklı Yusuf eseri ,Sabahattin Ali 'nin kaleminden okuduğum ikinci eser.Herkesin bildiğini sandığım ilk eser ise Kürk mantolu madonna.Öykücü olan yazarın 1937 yılında yayımlanan ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmıştır.Sabahattin Ali 'nin cezaevinde tanıştığı Yusuf 'un hikayesidir.Yusuf 'un hikayesi Aydın Nazilli İlçesi'nin Kuyucak Köyü 'nden başlar ve Balıkesir Edremit'e kadar uzanır.Yusuf 'un talihsizliği küçük yaşında başlamıstır.Ailesinin eşkiyalar tarafından öldürülmesi ile onu evlatlık edinen kaymakamın görevinin Edremit'e çıkması ile oraya taşınrlar.Kaykamın kızı Muazzez ve eşi Şahinde Hanımla beraber yaşarlar.Muazzez Yusuf 'a çok düşkündür ve onun sözünden hiç ayrılmaz.Aralarındaki ilişkiye sevinen kaymakam durumdan çok memnundur.İleri de bu ilişki bir aşka ve evliliğe dönüşecektir. Yazıldığı döneme ışık tutan, yansıtan ve betimlemeleriyle sanki romanın bir karakteri olma hissi taşıyorsunuz.Eserin sonu yarım kalmış bir his yaratıyor.Eğer Sabahattin Ali yaşasaydı belki de bu roman 2 3 cilt şeklinde olacaktı .Yazarın değeri geç anlaşılsa da bütün eserlerini okumak isteği içerisindeyim.Romanda aşkların,ölümlerin ve yalnızlığın yaşandığı olaylar mevcut.İlk başlarda sıkıcı gibi gelse de ilerledikçe akıcı bir dili olduğunu görürsünüz.Mutlaka bu kitabı okumanız dileğiyle.Kitapla kalın.
Nefs ve İnsan eserinde ilk olarak İbni Arabi'nin hayatı üzerinde durulmuş.En önemli tasavvufçularımızdan olan İbni Arabi nin yazdığı kitaplardan , yaptığı seyehatlarden kısaca bahsedilmiş.,insanın nefsine nasıl hakim kılacağı ve güzel ahlaka sahip olmanın öneminden uzun uzun bahsedilmiş.Hatta iyi ve kötü huyların tek tek açıklanıp üzerinde durulması çok hoşuma gitti.Çünkü iyi bir huy olarak gördüğümüz bir kelime olduğundan fazla bir şekilde değere ulaşırsa bu huy kötü olarak kabul ediliyor.Kısaca her şey dozunda olmalıymış.Buna bir örnek verecek olursak Aşk bu kategoriye giriyor.Düşününce sevmek sevilmek güzel bir şey diye ama aşk körü körüne bağlanmak,onun için deli olmak ,ondan başkasını görmez duruma gelmek, kelimenin başka bir boyut kazanmasını sağlamış.Eserde Kuranı Kerim den ayetler çokça mevcut.Ayetler kullanılarak söylenen sözler daha çok açıklığa kavuşmuş. Kimi zaman dili ağır olsa da okudukça insan kendi nefsini tanıyor ve ona göre kendine hakim olmak için farklı yollara başvuruyor.Güzel ahlaka sahip olmak isteyen ve nefsine hakim olmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
Okur Takip Önerileri
İsminden başlamak gerekirse iki şehir Paris ve Londra Fransız devrimi yılları sırasında bu iki şehrin karşılaştırılması...
Kimi kitaplar okurunu zorlar ama o oranda çok şey katar okuruna.İtiraf etmek gerekirse ilk iki yüz sayfada olay örgüsüne girmekte oldukça zorlandım.Ama sayfalar ilerledikçe kitap beni kendine çekti ve sonraki sayfaları bitirmeden gözüme uyku girmedi.Kişi eseri okurken dönemin birçok özelliğine dair bilgi sahibi oluyor.Paris'te ki bir hapishanede suçsuz yere 18 yıl hapis yatan Doktor Manette Telson bankasından tanıdığı Mr Lorry adlı eski bir dostunun yardımı ile kurtuldu.Londra ya dönüş sonrasında bir Fransız genç olan Darnay ile sevgili kızı Luice'nin yaptıkları evlilikleri sonrası Fransız İhtilali'nin hayatlarına olumsuz etkileri anlatılmış.Ölümün simgesi haline gelen giyotin aletinden eserde sürekli bahsediliyor.Suçsuz yere öldürülen yargılanan insanların aksine bu durumdan zevk alan insanlar.Umut ,suç ,aşk ,ölüm korkusu gibi temaların işlendiği bu eserde yazar okuyucuya bir çok duygu içerisine girmesine neden olmuş.Tarihe ilgi duyan her okura tavsiyemdir.
Adı verilmemiş bebekken daha annesi babası tarafından terk edilip dedesine bırakılan kalbi yara dolu bir çocuğun hikayesi...Adı bilinmeyen cocuğa Güçlü ismini koydum.Güçlüydü çünkü. O kadar yalnızlığın sevilmemişliğin içinde o hayaller alemindeydi.Dedesinin anlattığı Boynuzlu Geyik Ana masallarındaki marallarla konuşur onlara karşı sevgi beslerdi.En çok istediği şey ise balık olup Isık gölünden yüzerek günlerce saatlerce dürbünle izlediği beyaz gemiye ulaşmaktı. Çünkü beyaz gemide onu küçükken bırakan babasının çalıştığını düşünüyordu.
Bu eseri okurken #şeker portakalı aklıma geldi.Ordada bir çocuğun kalbinde yaralar açan olaylardan söz ediliyordu.Bu açıdan bir benzerlik farkettim.
Cengiz Aytmatov bu eserinde mitolojik ögelere yer verilmiş.Dedesinin cocuğa masalda anlattığı Boynuzlu Geyik Ana ve marallar bunların soyundan geldiklerini ve birer Buğulu oldukları üzerinde duruluyor.Destansı bir anlatıma sahip bu mitolojik ögeler sayesinde eser .Boynuzlu Geyik Ana nın ve maralların katledilmesi sonucu insanın beynini bir soru kurcalıyor .İnandıklarımızı kendi ellerimizle katlettiğimizde bizden geriye na kalır ki?
Cengiz Aytamtov un okuduğum 4.kitabı bence okumak için şans verebilirsiniz.Farklı bir bakış açısı kazandırıyor insana .Kitapla kalın
