Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
Peygamber en iyi peçenin, gözlerin arkasındaki peçe olduğunu söylemiş. Bırak onu kıyafetiyle değil, aklıyla ve karakteriyle yargılasınlar." Böylece ben gri yaşamdan kurtulan ilk Bhutto kadını oldum.
Şa’bi’den rivayet ediliyor: Abdullah bin Mes’ud'un ölüm vakti yaklaştığında, oğlunu yanına çağırdı ve şöyle dedi; “Ey Abdullah bin Mes’ud’un oğlu Abdurrahman, ben sana beş şey vasiyet ediyorum, bunları unutma: İnsanlardan en az isteyen kişi, kuşkusuz en zenginleri ve en üstünleridir. İhtiyaçlarını insanlardan istemeyi bırak, kuşkusuz insanlardan istemek, kapına gelen fakirliktir. Özür beyan etmek zorunda kalacağın işleri bırak, yapma. Her yeni girdiğin güne, dünkünden daha hayırlı olacağın bir şekilde girebileceksen, bunu yap. Namaz kılacağın zaman, sanki son namazınmış gibi kıl.”