Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bence hayat kin beslemek ya da yapılan yanlışları düşünüp durmak için çok kısa. Hepimiz, her birimiz hatalarımızın yükünü taşıyoruz; ama ben inanıyorum ki bir gün gelecek, çürüyen bedenlerimizden kurtulduğumuzda bunları da unutacağız; hantal vücutlarımızdan utanç ve günahlarımız akıp gidecek ve geriye sadece ruhumuzun kıvılcımları kalacak.
Kayınvalidem biraz evhamlıydı. Akşama kadar sayısız kere tansiyonunu ölçer, doktora gittiğinde, "Bir şeyin yok" lafına çok sinirlenirdi. "Anam bu anlamıyo, ben ölüyorum, bir şeyin yok diyo" derdi. Reçetede yazılı ilaçları kendi kafasına göre alır, her hastalıktan anlardı. Bir akrabamız kanser teşhisiyle tedavi olurken ziyarete gittiğimizde, "Anam hiç olmazsa senin hastalığının adı belli, benimki daha belli bile olmadı" diye teselli ettiğini iyi hatırlıyorum. Bize gelirken tansiyon aletini yanında getirir, sürekli ölçerdi. Bilezik gibi neredeyse kolundan hiç çıkarmamacasına… O, annesinin önemli bir hastalığı olmadığını biliyordu. Kayınvalidem bizim evin kadrolu elemanları Ayten'i, İffet'i, Neriman'ı, Rıza Efendi'yi, karısı ve çocuklarını, beni, Ali'yi ve Ezo'yu sıraya sokuyor, tansiyonumuzu ölçtürüyordu. Ölçtüreni tekrar sıraya sokuyor, aynı şeyi bir tur daha yapıyordu… Her birimiz üçer beşer kere tansiyonumuzu ölçtürüyorduk. Annesi, "Yoruldum artık oğlum" deyince, "Anne, iyice doy bu alete de bırak elinden diye yapıyorum, seni mutlu etmek için" diyordu. Annesi de hem katılarak gülüyor, hem ölçmeye devam ediyordu. O, tamam deyinceye kadar bırakmıyordu. Oğlunun bu konuyla eğlendiğini biliyor, "dur" demesini bekliyordu. Böylece neredeyse yarım günü hepimiz kuyrukta geçiriyorduk İşi gücü bırakıp tansiyon ölçtürüyorduk…
Sayfa 38 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için."
Sayfa 112 - Türkiye İş Bankası /Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.” (Üç Silahşörler) Alexandre Dumas (1802-1870)
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.
Sayfa 112 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.
Sayfa 24 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Düşmüşlüğün Tahlili
Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.
İnsanın ne kadar zalim, ne kadar alçak, ne kadar hesaplı bir varlık olabileceğini bilmek için romanlara başvurmam gerektiğine inanmıyorum. Hepimiz buradan başlarız zaten, her birimiz. Biz eksik varlıklarız. Eğer insanlık üzerine yapılacak araştırmalar, bize karanlık güçlerimizi betimleyecekse, zamanımı daha yararlı işlere ayırmayı yeğlerim. Öte yandan, eğer insanlığı araştırmak, insanın yeniden doğumunun nasıl bir şey olduğunu öğretecekse, bu bambaşka bir hikaye.
Sayfa 153Kitabı okudu
Hepimiz aynı derinliklerden çı­kıp geliriz, ama bir taslak, derinliklerden çıkıp gelen bir yaratık olarak her birimiz kendi öz amacımıza varmak için uğraşıp didiniriz.
122 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size kişisel gelişim kitaplarını sevmeyenler için sevebileceğiniz bir kişisel gelişim kitabı ile geldim. Hayatı daha iyi, güzel yaşamak için bu 4 maddeyi hayatımıza geçirelim. Kendimizle 4 anlaşma yapalım. 1- Söz büyüdür. 2- Hiçbir şeyi kişisel alma. 3- Varsayımda bulunma. 4- Yapabildiğinin en iyisini
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Reklam
“hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için, bu bizim parolamız öyle değil mi?”
Garba Açılan Pencere
O günden sonra, nerede bir tören, bir toplantı olsa, Müftü Efendiyi nutuk söylemeye çağırdılar. Müftü Efendi de her gittiği yerde hep o nutku tekrarlayıp durdu. Yalnız nutkun içinden "tren" kelimesini çıkarıyor, geri kalanlarını olduğu gibi söylüyordu. Nutuk herkese o denli güzel geldi ki, hiç birimiz nutku tekrar tekrar dinlemekten
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Açlık Oyunları
Nefis terbiyesinde çokça anlatılan kudsi bir hadistir. Allah (cc) nefse sorar; sen kimsin, ben kimim? Nefis; "ene ene, ente ente; sen sensin, ben benim" der. Keyfiyeti Allah (cc) tarafınca bilinen bir süre, ateşle terbiye görür. Sonra Rab yine sorar, cevap değişmez. Bu defalarca tekrarlanır, her defasında cevap aynıdır; Nefis;
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki bizzat iyilik dahi ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. Günde iki defa Edirnekapı ile Fatih arasındaki yolu en uzun zaman içinde, her adımı ayrı ayrı hayaller peşinde atarak gider gelirdim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.