Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
11.Şua/On birinci mesele
İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur.
Ölüm
Gördüm ki: Ölüm, ehl-i iman için bir terhistir; ecel, terhis tezkeresidir.Bir tebdil-i mekândır, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesi ve kapısıdır, zindan-ı dünyadan çıkmak ve bağistan-ı cinana bir uçmaktır. Şualar
Şirk
اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظٖيمٌ Şirk öyle bir cürümdür ki her bir mahlukun hakkına ve şerefine ve haysiyetine bir tecavüzdür. Ancak onu cehennem temizler. Şualar
Risale-i Nur'da geçen bölüm: Şualar / 11.Şua / Meyve Risalesi / 11.Şua 4.mesele Yine Gençlik Rehberi’nde izahı var. Bir zaman bana hizmet eden kardeşlerim tarafından sual edildi ki: “Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderatıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumî’den elli gündür (şimdi yedi seneden geçti aynı hal) hiç
Reklam
Hiçlik ve herkeslik...
Moğol cellatlarının neden kafalarına sadece gözlerini açıkta bırakan simsiyah başlıklar geçirdiklerini biliyorum. İnsanlar öldürmek için maske takıyorlar. Öldürmek ve bir başkası olmak için.. Daha doğrusu hiç kimse olmak ya da herkes olabilmek için! Hiçlik ve herkeslik... Maske insana kim olduğunu unutturuyor. Kimlik ortadan kalkınca da şiddetin ve bedenin özürlülüğü başlıyor! Celari vult sua furta Venus. * Venüs, kaçamaklarının gizli kalmasını ister.
Sayfa 353 - Epsilon Yayınları
Fenler ve ilimler Allah'tan bahseder, onlara kulak veren sahibini bulur." {Şuâlar, "On Birinci Şuâ; Altıncı Mesele".)
Ey Allâm-ül Guyub
Hem, Kur'anı tefsir eden ve bir kısmı otuz-kırk hattâ yetmiş cild olarak birer tefsir yazan yüksek zekâlı müdakkik binlerle mütefennin ülemanın, senedleri ve delilleriyle beyan ettikleri Kur'andaki hadsiz meziyetleri ve nükteleri ve hâsiyetleri ve sırları ve âlî manaları ve umûr-u gaybiyenin her nev'inden kesretli gaybî ihbarları izhar ve isbat etmeleri ve bilhâssa Risale-i Nur'un yüzotuz kitabının herbiri Kur'anın bir meziyetini, bir nüktesini kat'î bürhanlarla isbat etmesi ve bilhâssa Mu'cizat-ı Kur'aniye Risalesi; şimendifer ve tayyare gibi medeniyetin hârikalarından çok şeyleri Kur'andan istihrac eden Yirminci Söz'ün İkinci Makamı ve Risale-i Nur'a ve elektriğe işaret eden âyetlerin işaratını bildiren İşarat-ı Kur'aniye namındaki Birinci Şua ve huruf-u Kur'aniye ne kadar muntazam, esrarlı ve manalı olduğunu gösteren Rumuzat-ı Semaniye namındaki sekiz küçük risaleler ve Sure-i Feth'in âhirki âyeti beş vecihle ihbar-ı gaybî cihetinde mu'cizeliğini isbat eden küçük bir risale gibi Risale-i Nur'un herbir cüz'ü, Kur'anın bir hakikatını, bir nurunu izhar etmesi; Kur'anın misli olmadığına ve mu'cize ve hârika olduğuna ve bu âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı ve bir Allâm-ül Guyub'un kelâmı bulunduğuna bir imzadır.
Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterdiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefaletin elli-altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilse idi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru keyiflerine nefretler ve teellümlerle ağlayacaklardı.”. (Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, On Birinci Şua)
Reklam
Risale-i Nur'un numaraları, te'lif tertibiyle değil. Meselâ, Otuzüçüncü Mektub, Birinci Mektub'dan daha evvel te'lif edilmiş ve bu Beşinci Şua'nın aslı ve Risale-i Nur'un bir kısım eczaları, Risale-i Nur'dan evvel te'lif edilmiş.
insan nedir ?
İNSAN Şu kâinat ağacının en son ve en cem’iyetli meyvesi. Ve hakikat-i Muhammediye aleyhissalâtü vesselâm cihetiyle çekirdek-i aslîsi. Ve kâinat Kur’an’ının âyet-i kübrası. Ve ism-i a’zamı taşıyan âyetü’l-kürsisi.
Evet, nasıl Güneş kayıdsız nuru, maddesiz aksi vasıtasıyla sana, senin göz bebeğinden daha yakın olduğu halde; sen mukayyed olduğun için ondan gayet uzaksın. Ona yanaşmak için, çok kayıdlardan tecerrüd etmek, çok meratib-i külliyeden geçmek lâzım gelir. Âdeta manen yer kadar büyüyüp, Kamer kadar yükselip, sonra doğrudan doğruya Güneşin mertebe-i asliyesine bir derece yanaşabilir ve perdesiz görüşebilirsin. Öyle de: Celil-i Zülcemal, Cemil-i Zülkemal sana gayet yakındır, sen ondan gayet uzaksın. On Altıncı Söz Birinci Şua Tılsımlar
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.