Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Birsen Öztürk

Birsen Öztürk
@birsenzt
Ben kendim değilim ama olmak isterdim.
Ankara Üniversitesi
504 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Bazıları güçsüz doğar ve akıntı varlığının zıttına akar.
Reklam
Benimkisi unutmak değil, hatırlamaya alışmak.
Kader
'' ...oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“bu şehirde yine ölüm var karanlıklar çöktü yine sevgiler de sahteymiş gönlümde yine hüzün var”
“bana kısmet değil dizinde yatmak dizinde yatıp da yüzüne bakmak”
Reklam
human sexual response
"1867'de, sonradan 'evrensel çekim yasası' olarak anılacak olan keşfi sir ısaac newton gerçekleştirdi. iki objeyi ele aldı: büyük obje, küçük obje üzerinde etkileyici bir güç uyguluyordu, olduğu yerde onu kendine çekiyordu. elmanın biri ağaçtan düştü. yeryüzü, diğer her şeyden kat kat büyük olan obje, elmayı yere çekti. tek bir newton teorisi bilim adamlarına oldukça muammalı bir soru bıraktı. başka bir deyişle, 'yerçekimi nerede?' sorusunu. görüp dokunabileceğimiz bir şey değil. mikroskoba koyup inceleyebileceğiniz ya da teleskopla bakabileceğiniz bir şey değil. newton'dan 230 yıl sonra isviçre'de alman bir patent memuru sonunda bilim adamlarının bunca yıldır yanlış soruyu sorduklarını fark etti. onlar uçsuz bucaksız uzay boşluğunda yerçekimi denilen objeyi asla bulamayacaklardı. çünkü yerçekimi uzayın kendisinin şeklinden başka bir şey değildi. bu memur, yani einstein, bu elmanın aslında yere düşmediğini belirledi. çünkü yeryüzü bunun üzerinde gizemli bir kuvvet uygulamaktaydı. elma yere düştü çünkü yerçekiminin uzayda açtığı bir oyuğun içine doğru o hattı ve oyuğu takip ediyordu. seks hakkında konuştuğumuzda aşk hakkında konuşmayız dr.farber. çünkü aşk, kan basıncı ve kalp atış hızı gibi sütun ve grafiklerle yorumlanamaz. aşk, başka bir vücut üzerinde tek başına uygulanan bir kuvvet değildir. aşk, bu vücutların kumaşıdır. aşk, - aynen yerçekiminin uzayı oyduğu gibi -bu oyuğu ve hattı oyandır. arzumuzun biçimlendirilmesidir."
"Ya doktor, bir insan bi başkasını cezalandırmak için hakkaten kendini öldürebilir mi doktor? Olabilir mi böyle bir şey ya, he?" + "Zaten intiharların çoğu başka birini cezalandırmak için yapılmıyor mu, savcı bey?" ... ... -“Kadınlar bazen çok acımasız olabiliyor doktor ya.. valla.. çok..”
Ağlamak
mikado der ki aglamak 'iyi ki' ve 'keske' arasindaki nehirdir. nitekim o yuzden insan belirli bir ruh hali yuzunden degil, haller arasi gecislerde aglar.
Bazılarının derin olduğunu sanırsınız, oysa sadece suları bulanıktır.
Annie Hall
ilişkiler köpek balığı gibidir, sürekli ilerlemesi gerekir, yoksa ölür.
Reklam
Annie Hall
adamın biri doktoruna gider ve "doktor, kardeşim fıttırdı, kendini tavuk sanıyor" der. doktor da "getirseydiniz ya, tedavi ederdim" der. adam da şöyle der: "evet ama doktor, yumurtaları çok işime yarıyor." galiba ben de insan ilişkilerinde aynı şeyi hissediyorum. akıldışı, mantıksız, hatta saçma olduklarını bilseniz de sürdürmeye çalışıyorsunuz. çünkü hepimizin yumurtalara ihtiyacı var.
Zafere en çok benzeyecek yenilgimden korkuyorum
Forrest gump
jenny: - vietnam'da çok korktun mu? forrest: - bilmiyorum.ama bazen yağmur diner gökyüzü açılırdı.gökyüzü milyonlarca yıldızla dolardı.ya da dağdaki gölde gökyüzü iki katmış gibi görünürdü.çölde güneş doğarken yeryüzünün nerde başlayıp nerde bittiğini anlayamazdım jenny: - keşke ben de orada olsaydım forrest: - oradaydın ...
Kitapların içeriğini unutmaya dair
"okuduğum kitapların içeriğini unuttuğum için kendimi kötü hissettiğim çok olmuştur. hatta yeterince derinlemesine okuyamadım mı diye de çok hayıflanmışımdır. halbuki okuduğumuz kitaplar dönüşerek deneyimlerimizde açığa çıkar. yani onlarca hikaye, karakter ve halleri, bir gün bilinçli ya da bilinçsiz olarak sözlerimizde, reaksiyonlarımızda ve diğer bütün tavırlarımızda görünür hale gelir. yediğimiz havuç sindirildiğinde nasıl havuç formuyla kalmıyorsa, okuduğumuz kitaplar da sindirilir ve bir şekilde hayatımızın yansımalarına imzasını atar.. bizim bunu fark etmiyor oluşumuzun bir önemi yoktur.."
Freud için sevgi ve ayrılık
bi sevgi nesnesini kaybedince nesneye bağlılık sürer ama yüklediğimiz enerji o sevgi nesnesinden kopar. biz de o enerjiyle kendi benliğimizin bi kısmına yatırım yaparız. daha sonra ise benliğimizin o kısmı fazla güçlenir ve o kısım diğer kısımlarımıza işkence yapmaya başlar.
Freud ve Mizah Anlayışı
1930'larin basinda naziler almanya'da yonetimi ele gecirince yakilacak kitaplar listesinde en basta freud'un kitaplari vardi. bunun uzerine freud "insanlik ne kadar da gelisme gosterdi, orta cagda olsak beni diri diri yakacaklardi simdi sadece kitaplarimi yakmakla yetindiler” diyerek bu durumla eğlenmiştir.
Reklam
Bekleyiş ve ben
hepimiz bir şey bekleriz. mesela ben, hayatım boyunca bir şeyler bekleyip durdum, bütün hayatım boyunca sanki tren istasyonunda bekler gibiydim, bütün zaman boyunca sanki yaşadığım hayat gerçek değildi de bir tür bekleyişti.
Nuri Bilge ve Sanatta Muğlak Olan
“sanatta muglak olani muglak olarak birakma cesaretini bulmak benim icin onemli. en azindan hayattaki kadar' der.
Nuri Bilge ve Ölüye Üzülmek
"Biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur.”
Bir erkek, problemleri halletme metodu ile ölçülür. Sorunları çözme şekli tüm kişiliğini açığa vurur.
Sevgi bile yük olur acemi yüreklere. Şükrü Erbaş
Orhan Veli’nin Şairliği
Orhan Veli öyle bir şairdir ki şiirleri, okuyanlara şiir yazmak çok kolaymış gibi hissettirir, dehasının en açık kanıtı da budur