"Hayır, bugün dünyanın sonu değil, tam aksine, bugün dünyanın ilk günü. Bugün Doğu'nun ve Batı'nın buluştuğu, sultanın imparator olduğu, medeniyetlerin kaynaştığı bir gün. Bugün güneş Doğu'dan doğuyor, her zamankinden daha canlı, her zamankinden daha göz alıcı.
Şimdi Türkler kılıçlarını kınlarına soktular, kalemlerini çıkarmaya hazırlanıyorlar. Hattatlar ve müstensihler, ressamlar ve heykeltıraşlar Kostantinopol' de buluşacak."
....
"Kayıp Tarihin İzinde" eseriyle tanıdığım araştırmacı yazar Beyazıt Akman bu eseriyle beraber tarih romanlarına bambaşka bir soluk getirmiş durumda. 5 yıllık bir araştırmanın, bir birikimin neticesinde kaleme alınan eser Kayıp Tarihin İzinde eserinde anlatılan gerçeklerin romanlaşması ile kişinin zihninde daha net bir yere oturuyor.
"Zaten Doğu Roma çökmek üzereydi." gibi cümlelerle fethin düşürülmeye çalışılan değeri gerçek tarihle yeniden yükseliyor. Aşılmaz olarak inşa edilen surlar, burujuva ateşi, gerilen zincir, Hristiyan dünyasından gönderilen askeri yardımlar... Doğu Roma' nın bildiğimiz tedbirleri. Bilmediklerimiz ise Sultan Mehmed' in dehası. Daha çocukluktan başlayan hayalleri, öğrendikleri. Sultan Mehmed'i Fatih yapan Ak Şeyh, Molla Gürani... 21 yaşındaki genç sultana inanmaya devam eden yeniçeri, asker... Sultan gidip, alim ve sanatkâr kalıyorsa şayet; şimdi fethi yeniden capcanlı haliyle yaşama vaktidir.
Bugün Kostantinopol' de dünyanın ilk günü..
