Sekiz ay içinde üye sayısı üç yüz dolayına çıktı. Kulüp üyeleri bir süre, iki
haftada bir yaptıkları toplantılarını okul dersliklerinde veya Stanford Yapay Zekâ
Laboratuvarı’nda düzenlemek zorunda kalan, yersiz yurtsuz ayaktakımı
konumuna düştüler.
Kulüp büyüdükçe yarımadanın dört bir yanından her tür insanı çekmeye
başladı. Bunların çoğu ya
Digital Equipment’ın PDP-8’i ve Data General’in Nova’sı hep Intel 8080’le aynı
ilkelere göre çalışıyordu. Aralarındaki tek fark boyutlarındaydı. On sekiz bin
vakum tüplü otuz tonluk ENIAC, beş bin transistorlu Intel 8080’den daha
zayıftı. Data General’in Nova’sı gibi bilgisayarların merkezi işlemci birimlerinin
her biri, sınırlı bir görev için
anahtarları, itmeli-çekmeli düğmeler ve kaydırmalı şalterlerin altını üstüne
getirip en iyisini arayan gençlere tosladıkları bir yerdi.
Dar koridorlar, beton zeminden başlayıp kirli borular ve tozlu neon
lambalarıyla kaplı tavana kadar uzanan metal çerçevelere tutturulmuş tahta
raflarla gölgelenmişti. Kullanılmış karton kutulardan bozma gözlerde