336 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Oysa biri bana körsün diyene kadar kör olduğumu bilmiyorudum...
Kitap hukuk fakültesine başlayan bir gencin bir göz rahatsızlığı nedeniyle bütün idealeri ve dünya görüşü değişen bir gencin yaşam öyküsünü anlatıyor ayrıca kitap otobiyografik bir hikaye kitabıdır kişisel gelişim için okuması tavsiye ettim bir kitap her bölümünde sorunları çözen hayata her şeye rağmen hep pozitif bakan bir şahsiyet anlatıyor.
Bitmeyen Gece
Bitmeyen GeceMitat Enç · Ötüken Neşriyat · 2020931 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kadını Vur Şark’ı Düşür
Biz, daima karadan karaya esen rüzgârın çocuklarıydık. Bu yüzden üvey baba tokadı gibi sertçe çarpardı yüzümüze her esinti. Eseni yatıştıracak bir denizimiz yoktu bizim çünkü. Onun öfkesini alacak, onu yumuşatacak bir parça suya hasret kederlenirdik… Ve bu keder içinde kan hiç durmazdı. Ve damardan firar etmiş, dökülmüş, akmış kan orada, kaldığı
Kadını Vur Şark’ı Düşür
Kadını Vur Şark’ı DüşürNurlan Nazlı Kaya · Demos Yayınları · 202420 okunma
Reklam
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Çok keyifli bir maceraydı...Yeni nesil kahramanların diyarı korumak için mücadelesine tanık oluyoruz... Çok güzel cizimleri var... Ve mantık hatası yok denecek kadar az... Çok keyif aldım... Bunun devamı da gelecek gibi... Hikaye aslında bitmedi.... Ve devamını sabırsızlanıyorum gelmesi için...Burada üç farklı hikaye anlatılmaktadır... Baldur Geçidi'ni korumak için harekete geçiyor...Kötülerin güçleriyle savaşa girdiklerinden habersiz bir şekilde Ejder Tarikatın şehri yok etme komplosuyla karşı karşıya kalıyorlar...Korku diyarında Ravenloft'un bitmeyen gecesinden kaçmaya çalışıyorlar...Buz deviyle karşılaşıyorlar... Dünyanın Omurgasındaki buz devi yağma ekibiyle çarpışıyorlar... Büyüleyici bir yolculuktur...
Dungeons & Dragons: Sonsuz Macera Günleri
Dungeons & Dragons: Sonsuz Macera GünleriJim Zub · Presstij Kitap · 011 okunma
280 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Çoğunlukla, okumak istediğim bir yazar seçerim ve onun eserlerini kronik olarak okurum. Bana göre çok da zevkli bir yolculuk olur; yazarın yıllar içindeki dönüşümünü, ilerlemesini görmüş olurum. Bu süre içinde yazarın tarzını da kavramış olduğum için akıcı ve keyifli devam eder okumalarım. Maalesef yolculuğunu tamamlayamadığım bir ikinci yazar oldu Latife Tekin. Diğeri de Thomas Mann. Kendi dilimde bir yazarı okumakta bu kadar zorlanacağım aklıma gelmezdi. Oysa ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm’ü sular seller gibi okumuş ve birçok karaktere özellikle de Dirmit’e bayılmıştım. SAÖ’ün hatırına sonraki 6 romanıyla cebelleştim. Cebelleştim diyorum çünkü bir kurguda okuyucuyu bağlayan hikaye, olay ve zaman örgüsüdür. Latife Tekin’in çoğu kitabında bunlar eksik ya da yetersizdi bana göre. Buna bir de dil oyunları eklendiğinde bitmeyen kabus yaşadım. Ne hikayenin içine girebildim ne de anlatım tarzından zevk aldım. Hem ilk kitabın hatırına hem de bende bir sorun olabileceği düşüncesine asılarak bu kadar devam edebildim. Her ne kadar Unutma Bahçesi diğerlerine göre daha rahat okunsa da kalan kitaplarını okuma konusunda umut vermedi. Hikaye güzel ama olay ve zaman örgüsü yok. Latife Tekin serüvenime süresiz olarak ara veriyorum :))
Unutma Bahçesi
Unutma BahçesiLatife Tekin · Can Yayınları · 2019636 okunma
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okudu
Hayat iyi kalpli bir hikaye anlatıcısı değil. Ben de kurtarıcı olmak için yaratılmadım.
Reklam
“Bana öyle geliyor ki siz ya da ben iki düşünce ya da eylem arasında seçim yapmak zorundaysak ölümümüzü düşünmeli ve dünyaya mutluluk getirmeyeceği şekilde yaşamaya çalışmalıyız. Hikayemiz tek bir hikaye. Bütün romanlar, bütün şiirler içimizdeki hiç bitmeyen iyi kötü çekişmesi temeli üzerine kuruludur. Ayrıca bana öyle geliyor ki kötülük hiç durmadan yeniden canlanıyor oysa iyilik, erdem ölümsüzdür. Kötülüğün hep yeni, taptaze bir çevresi vardır oysa erdem dünyada hiçbir şeyin olamayacak kadar köklü ve saygındır.”
Onca belirsizliğin içerisinde, şundan eminim ki insanlar en üstteki zayıf tabakanın altında iyi olmak ve sevilmek isterler. Hatta kötülüklerinin çoğu sevgiyi kısa yoldan elde etme çabasıdır. Bir insan öldüğünde, yetenekleri, nüfuzu, dehası ne olursa olsun, sevilmeyerek ölürse hayatı kendi nezdinde bir fiyasko, ölümü ise soğuk bir dehşet olsa gerektir. Bana öyle geliyor ki, siz ya da ben iki düşünce ya da eylem arasında seçim yapmak zorundaysak, ölümümüzü düşünmeli ve dünyaya mutluluk getirmeyeceği şekilde yaşamaya çalışmalıyız. Hikâyemiz tek bir hikâye. Bütün romanlar, bütün şiirler, içimizdeki hiç bitmeyen iyi-kötü çekişmesi temeli üzerine kuruludur. Ayrıca bana öyle geliyor ki, kötülük hiç durmadan yeniden canlanıyor; oysa iyilik, erdem ölümsüzdür. Kötülüğün hep yeni, taptaze bir çehresi vardır, oysa erdem dünyada hiçbir şeyin olamayacağı kadar köklü ve saygındır
344 syf.
·
Not rated
·
Read in 49 days
Hayatı seyretmeye alışkındı Mücella..
Öncelikle kitabın özeti olduğunu düşündüğüm bir cümleyle başlamak istiyorum, " Hayatı seyretmeye alışkındı Mücella..", evet bu sözün de anlatmak istediği üzere Mücella hayatı izliyordu, yaşamıyordu. Evin bir köşesinde oturup dünya da olup bitenleri görüp, duyan ve sadece izleyen bir insanın gençlikten ölümüne kadar olan bir hikaye. Hep mutlu sonla biteceğini düşündüğüm ama mutlu sonla bitmeyen bir kitap beni çok etkilemişti. Aslında çoğu insanın hayatını anlatıyor, annesiyle bir başına kalmış ve annesinin baskısıyla yaşayan yani söz yerindeyse "elalem ne der" mottosuyla baskılanmış bir hayatı yaşıyordu o genç kız. Annesinin sözünden çıkmadı o nasıl istediyse öyle yaşadı. Herkesin yardımına koşup kendine geç kalan Mücella.. Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen muazzam bir kitap tavsiye ederim..
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110.1k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.