Ne çok ben, ne çok biz...
"Kendime vereceğim bir iyi, bir de kötü haberim var. Kötü haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar iyi olmayacak. İki artı bir evde, yalnız başıma uzun yıllar daha yaşayacağım. İyi haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar kötü de olmayacak. Tek tesellim bu. Ne harikayım, ne berbat. Kibrit kutularının sırtındaki kelimeyim ben: Vasat."
Ne yapalım biz de gitti deriz Yalan sevgilerden gözyaşları kurudu deriz Sahte gülümsemeni bir kez daha yemeyiz.
Reklam
Kainat geniş, kainat derin, kainat uçsuz bucaksız! Çelik dişleri şimşekli çarklılar koparırken kara toprağın esrarını, biz seyretmedeyiz cihan içinde cihanların doğuşunu kehkeşanların gümüş aydınlığında! Görmüşüz, görmekteyiz yılların yollarında toprak oluşunu kızıl kadife dudaklı kızların Çiziyor hareketi gözlerimize sonsuz maviliklerde kuyrukluyıldızların sırma saçlarından kalan izler. Her habbe koynunda bir kubbeyi gizler! Şu denizler, şu denizlerin üstünde denizler gibi esen rüzgarların uğultusu Şu ipi kopmuş inci bir gerdanlık gibi damlayan su, Uzaklaştıkça, yaklaşılan hakikati gizler . . .
'Biz bütün milletleri severiz, bütün ırkları, kavimleri ama bu topraklarda yaşadıkları ve bu kültürü pay ettikleri için en çok kendi milletimizi severiz..'
Osman Pamukoğlu
Osman Pamukoğlu
İşin özünde, bütün bu dünyamızın küçük bir gezegende büyüyen minik bir küf olduğunu düşün. Biz ise düşünceler ve işler gibi ulvi şeylerimiz olduğunu düşünüp dururuz. Hepsi birer kum tanesi.
Sayfa 519 - Can yyKitabı okuyor
Umut en temel şey ve onu biz doktorlardan başka kim verebilir ki?
Reklam
Anayasa
Seneye alttan ders almazsam anayasa dersine girmek istiyorum biz hiç bişi öğrenmemişiz pratik bile yapmadıkkk ya da yazın kitabı okumak istiyorummmmm....inş
Sürekli tekrarladığımız güzel, iyi ve buna benzer diğer özler varsa ve biz duygulara gelen her şeyi daha önceden var olan bu özleme indiriyorlar, bu özlerin önceden var olması gibi ruhlarımızı biz dünyaya gelmeden önce var olmalıydı. Ama bu özler hiç var olmadıysa, söylediklerinizin anlamı kalmıyor. Durum öyle değil mi? Bizler daha var olmadan hem bütün bu kavrar hem de ruhlarımız var olmak zorundaydı. Ama kavramların var olmaması durumunda ruhlarda var olamazdı.
"Evlerimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun, biz etten kemikten yapılmış insanlar çok güzel de olsa başka bir ülkede yaşamaktansa kendi topraklarımızda olmayı tercih ederiz. "
Biz, düşündüğümüz şeyiz. Benliğimiz düşüncelerimizle oluşur. Düşüncelerimizle dünyayı şekillendiririz.
Reklam
Aziz ağlar, çünkü insandır. Tanrı susar. İşte bu yüzden azizi sevebiliriz biz, Tanrı'yı değil.
🔖Niye üzülüp ağlar ki insan? Zaten bizim olmayan dünyada kiracıyken. Ev sahibi gibi davrandığımızdan kaybettik hep. O yüzden hep hüzün sardı dört yanımızı. Kalbimiz hüzünlerde kayboldu gitti dünyaya bağlandıkça. Nasıl da unuttuk zamanın yerinde durmadığını.. kendisiyle çok şeyleri alıp götürdüğünü nasıl da unuttuk. Aslında ölümün geleceğini biliyorduk ama hep bizim için erken sandık, oysa dünya bir gölgelikti ve biz dinlenip geçip, gittik. 🍁Ama şunu biliyorum ki tek kazananlar, Allah'a gönülden itaat eden, takva sahibi kimselerdi..
Korkunun lekeleri hiç çıkmaz, yalnızca büyür de büyür kendi kendine.
MEBDE...
- "Biz Almanlar daha işin mebde'ini aşamamışken, nasıl olur da kendimizi orijinal sayarız?.."
Sayfa 417 - (Max. und Refl. 1087) -Milletler- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
“İnsana özgü anneliğimizde saf, sınırsız, mutluluk veren bir kuvvet görüyoruz biz; sabrı, bilgeliği ve hassas yöntemlerin inceliklerini görüyoruz.”
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.