Bilmem sana söylemeye hacet var mı? Ömer, benim sevgili kocacığım, biz, hiçbir tarafları birbirine benzemeyen, hiçbir ortak düşünceleri ve görüşleri olmayan iki insanız... Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum...
Sayfa 193
Biz, hiçbir tarafları birbirine benzemeyen, hiçbir müşterek düşünceleri ve görüşleri olmayan iki insanız... Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum... Hem nasıl seviyordum... Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım ve beni düşündüren, seninle olan hayatımızın devamından şüphe ettiren bu oldu.
Sayfa 227 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikâye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar
414 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Yalnızız
Kitap sapkınca bir șüphe duygusu ile bașlıyor. insanın her bakıșindan, hareketinden bir anlama varılıyor. ilk olarak Mefharet karakterinden de gördüğümüz gibi, insanı deliliğe götürecek bir duygu. Diğer yandan Samim de insanlarin ruh tahlillerini en mukemmel sekilde bie sunuyor. insanlarin meselelerini günümüz çerçevesinde çözüluyor. Ayni zamanda
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921.8k okunma
Biz, hiçbir tarafları birbirine benzemeyen, hiçbir müşterek düşünceleri ve görüşleri olmayan iki insanız..Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım.Bende seni seviyordum..Hem nasıl seviyordum..Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım.ve beni düşündüren, seninle olan hayatımızın devamında şüphe ettiren bu oldu. Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum. Huylarını, yaptığın işlerini, beğenmiyordum demeyeyim, fakat anlamıyordum. Sen de benim birçok şeylerimi anlamadığını inkâr edemezsin. Böyle olduğu halde nasıl garip bir kuvvet bizi birbirimize bu kadar sağlam bağlamıştı? İlk andan itibaren tamamıyla başka dünyaların insanları olduğumuzu anladığım halde beni burda tutan ve seni gördüğüm zaman içimi sevinçle dolduran neydi? Acaba şu senin her zaman bahsettiğin ve her hareketinin kabahatini kendisine yüklediğin şeytan mı?
Resûlullah'tan gelen baş göz üstüne; sahâbeden gelen hakkinda serbestiz (uygun bulduğumuzu tercih edebiliriz); tâbiûndan nakledilene gelince onlar da insan biz de insaniz. Ebu Hanife
Reklam
Ama bana niçin öyle bakıyorsun Orpheus? Galiba, gözyaşı dökmeden ağlıyorsun sen!.. Bir şey mi söyleyeceksin bana? Kelimelerden mahrum oluşun seni ne kadar üzüyor, görüyorum. Rüya görmediğini iddia ederken ne kadar acele etmişim! Sen, asıl sen rüya görüyorsun Orpheus! Bizler insanız; evet ancak köpekler, kediler, atlar, öküzler, koyunlar, çeşitli hayvanlar, hepsinden önce evcil hayvanlar sayesinde, onlar olduğu için insanız biz. İnsan, kendi hayvanlığının, hayvani hayatının yükünü üzerlerine yıktığı evcil hayvanlara sahip olmasaydı insanlığına erişebilir miydi? İnsan, atı ehlileştirmemiş olsaydı insan soyunun bir yarısı öteki yarısını bugün hâlâ sırtında taşımayacak mıydı? Evet bizler, uygarlığımızı size borçluyuz.
Sayfa 191Kitabı okudu
Muhtemelen, dünyanın gelecekteki efendileri ile aramızdaki fark, bizimle Neandertallerin arasındaki farktan daha fazla olacaktır. Biz de Neandertaller de en azından insanız oysa bizim torunlarımız tanrı gibi olacaklar...
"... kim olduğum nereden geldiğim hiç o kadar mühim değil. Aynı şekilde senin kim olduğun da, nereden geldiğin de hiç mühim değil... İnsanız, anlıyor musun, insanız biz!"
Evet, kim olduğumu, nereden geldigimi öğrenmek istediğin açık. Bu merak manasız, faydasız bir merak. Boşuna böyle şeyleri merak ediyorsun. Hiç, gerçekten de kim olduğum, nereden geldiğim hiç o kadar mühim değil. Aynı şekilde senin kim olduğun da, nereden geldiğin de hiç mühim değil... çoban da, öbürleri de... İnsanız , anlıyor musun, insanız biz! Yaşamak için dünyaya geldiğimiz gelmiyor aklımıza. Merak, hiç kurtulamadığımız merak bunu unutturuyor bize. Merak, kuşku, huzursuzluk, vesvese, endişe, koşuşturmalı hayat ve binlerce, yüzbinlerce kıssa ve kelime. İşte bizi esir alan şeyler! Yazık ki, binlerce kez yazık ki insanlar bu esareti kabul ediyorlar. İyi de bunun neticesi ne? Neler oluyor? Ha Serdar? Sana soruyorum, bunun neticesi ne oluyor? Korku, öfke, düşmanlık, keder ve yorgunluk... İnsan, insanlık yorgun düşüyor bunlardan... İnsanlık yoruluyor.
Sayfa 70
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.