Eskiden sevdiğim bir şarkıyı dinlemek için kaseti geriye sarmam gerekiyordu. Bunun içinde hayatımdan belli bir zaman dilimini feda ediyordum. Hayattaki en değerli şey zamandır. Çünkü; geri dönüşü yoktur... Diyeceğim o ki kaseti geri sardırmak çok daha mutlu eder insanı çünkü verdiği emeğin karşılığını sevdiği şarkıyı dinleyerek alacağını bilir. Hayatta biraz böyledir işte. Çok sevdiğim şeylere kavuşmak istediğinde mutlaka kavuşursun ama kavuştuğunda ortada o eski senden eser kalmaz. Anlayacağın hiç birimiz neyin mücadelesini verdiğimizi bilmiyoruz, zaman geçerken bizde yolculuk sırasına konuyoruz. O yüzden kendini hiçbir şey için üzme...
Sayfa 60 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Vatan
— Sen hiç savaşa gittin mi, Zorba? O, büzülerek karşılık verdi: — Ne bileyim ben? Hatırlamıyorum. Hangi savaşa? — Vatan için yapılan savaş, demek istiyorum işte! — Sana bırak o lâfları demedim mi ben? Geçmiş saçmalar, unutulmuş saçmalardır! — Bunlara saçma mı diyorsun, Zorba? Utanmıyor musun? Vatan için böyle mi konuşursun sen? Zorba
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Suçun biraz bizde oluşumu mu? Bütün suç bizdedir oysa, bundan da kurtuluş yoktur. Hep böyledir bu.
Böyledir bizim buralar... Hayat aceleye gelmez; telaştan hazzetmez. Bakmayın trafikteki sabırsızlığa, lambanın sarısı yanar yanmaz kornaya giden ellere, sollayamadığının sağından fırlayan hergeleye... ... En muteber telaş sebebi, tabakhaneye insan tersi yetiştirmektir bizde.... Asude akar günler; randevular sadakat bilmez. Ağır olana "molla" derler; koşturmaya değmez. Yol, "bir sigara içimlik"tir. "Hasat kalkınca" vuslat... "Hadi" diye sabırsızlanan acul, "Hele du bakalım. Sabah ola hayrola" diye savuşturulur. "Yetişir mi"nin cevabı, ya müstehzi bir "Hayırlısı"dır, ya mütevekkil bir "Kısmet!.." Gel de Ahmet Haşim'in "Müslüman Saati"ni hatırlama şimdi...
Harf inkılabı
Harf inkılabı 1928’de ilan olundu. Atatürk, bir iki seneden beri bunu düşünüyordu. Vakit vakit bana açmıştı. Ben önce buna mukavemet ettim. Başından beri benim söylediğim “Enver Paşa harp ilan edilmeden böyle bir şeye teşebbüs etmişti.; sonra muharebenin ilanı üzerine kaldırıldı. Tekrar eski hale döndük. Yine öyle olacak”. Çünkü bu
ARKADİNA - Evet, farelerde... Okuyun. (Oturur.) Ya da, verin ben okuyayım. Benim sıram. (Kitabı alır, kaldıkları yeri aranır bakışlarıyla.) Fareler... Fareler... Hah, burası. (Okur.) ''Ve hiç kuşku yok ki, sosyeteden insanlar için romancıları şımartmak ve onları kendi çevrelerine yaklaştırmak, tahılcının tahıl ambarında fare beslemesi kadar tehlikeli bir şeydir. Ama yine de sevilip aranır romancılar. Bu nedenle, bir kadın, ele geçirmek amacıyla bir yazarı gözüne kestirdi mi, iltifatlarla, bin bir türlü güzel söz ve yaranmalarla kuşatır onu...'' Hım, Fransızlarda bu böyledir belki, ama bizimle ilgisi yok. Bizde hesap kitap yoktur bu işte. Bizde kadın, yazarı elde etmeden öne zilzurna âşık olur ona, bilmez misiniz? Uzağa gitmeye ne hacet, Trigorin'le beni alın yeter...
Reklam
Yarı münevver
Bizde birkaç sahifeden fazla yazı okumağa tahammülü olmayan bir "yarı münevver" zümresi vardır. Bunlar ruhları hasta, iradeleri gevşek, kafalarını bir nokta üzerinde uzunca bir zaman tutmak kabiliyetinden mahrum birtakım psikopatlardır. Bu tip insanların kafası hayatın bütün ciddi meseleleriyle alâkalarını kaybettiği için hiçbir şey
Sayfa 109Kitabı okudu
Böyledir. Bizde iyiler ölmez. Evliya olup aramızda yaşarlar. Nitekim görüyorsunuz işte.
Sayfa 151 - Dergâh Yayınevi
997 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.