"Ancak kötü dinler gizli sırlara bağımlıdır" dedi, "tıpkı kötü yönetimlerin gizli polislere bağımlılığı gibi. Gerçek güzellik ve doğruluk sır değildir, bunlar hayatın en olağan, en belirgin, en temel gerçekleridir tıpkı gün Işığı, hava ve ekmek gibi. Gerçeğin, güzelliğin, doğruluğun ender bulunur özel mülkler olduğunu sananlar ancak pahalı bir eğitimle kafası karışmış kişilerdir. Doğa daha liberaldir. Evren gerekli hiçbir şey bizden esirgemez; tümüyle bir hediyedir, armağandır. Tanrı, evren artı akıldır. Tanrı'nın yahut evrenin ya da doğanın gizli bir sır olduğunu söyleyenler bunlara kıskanç ya da kızgın diyenlerle birdir. Onlar böyle demekle kendi yalnız, kafası karışık hallerini ilan ediyorlar."
Siyonizm'in en sevdiği genç tipi de kardeşlerinin derdiyle dertlenmeyen, dünyadan haberi olmayan genç tipidir. "Müslüman kardeşlerinin durumuyla dertlenmeyen bizden değildir" buyuran bir peygamberin ümmeti olarak iyi bir dava adamı olmak istiyorsan önce kardeşlerinin derdiyle dertlenmeyi öğrenmek zorundasın. Şimdi başını çevirip İslam Coğrafyasına baktığında kandan, gözyaşından, işgalden, iç savaştan, terörden başka bir şey görebiliyor musun?
Reklam
‘Biz’den kaçmak kolay değildir. Herkes onun içinde doğmuş, şekillenmiş, herkes başkaları gibi düşünmeye ve davranmaya, başkalarıyla birlikte yaşamaya alışmıştır. ‘Ben’ demek bir zaferdir. ‘Biz’e karşı kazanılmış bir zafer. Zor kazanılmış ve ömür boyu sürecek bir zafer.
Sayfa 24 - Günışığı Kitaplığı
Seleme b. El - Ekva'dan rivâyet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle dedi : " Bize kılıç çeken bizden değildir "
Sayfa 632 - Ensar Neşriyat, 15 . CİLT
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Turancılık
Turancılık, Türkiye'de 60 yıldan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman Türklerle akraba milletleri de içine alan bir sistem halinde düşünülmekle beraber bugün Turancılık deyince Türkiye'de anlaşılan şey tarihi mirasları da dahil olduğu halde bütün Türklere tek devlet halinde birleştirmek ülküsüdür ve her Ülkü gibi nesillere bakan kan
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Modern zamanların yeni olduğu kadar karmaşıklık ve çeşitlilik arz eden ticari ve iktisadi muameleleri karşısında Rahmet Peygamberi'nin günümüzün ölçüleriyle ancak bir kasaba sayılabilecek bir şehrin küçük bir pazarında, bir hurma teknesinin başında irat ettiği, "Bizi aldatan bizden değildir. " sözü, bugün de bütün sadeliğiyle hüküm sürmektedir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Bizim üzeri­mizde kimse bizden daha büyük bir etkiye sahip de­ğildir.
Sayfa 213 - Elips~PdfKitabı okudu
Müseylime ile aynı kabileden olan Talha en-Nemrî isimli bir şahıs bir gün Müseylime'nin yanına gitti ve: "Sen kimsin?" diye sordu. Müseylime kendini tanıtınca şahıs: "Seni peygamber olarak kim gönderdi?" dedi. Müseylime: "Rahmân!" diye cevap verdi. en-Nemrî: "Peki, sana Rahman aydınlıkta mı /gündüz mü geliyor, karanlıkta mı / gece mi?" diye sordu. Müseylime: "Karanlıkta." dedi. Talha, Müseylime'nin yüzüne baktı ve dedi ki: "Ben şehadet ederim ki sen bir yalancısın, Muhammed ise haktır. Fakat bize Benî Rabîa'nın yalancısı, Benî Mudar'ın sadığından/ doğrusundan daha sevimlidir." İşte söz bu... Tüm asabiyet hastalığının tutuşanların en bariz özelliği budur. Mesele kimin hak olduğu değildir onlar için, kimin doğru olduğu hiç değildir, kimin güzel iş yaptığı da değildir, onlar için aslolan nedir? Bizden mi, değil mi? Bizden olsun, çamurdan olsun mantığıdır.
Sovyet Rusya yardımları...
Mustafa Kemal, "ilk başta top ve tüfek mermisine, bir miktar top ve tüfeğe ve her şeyden çok paraya ihtiyacımız var" dedi. "Biz Türkler sizin ağır durumunuzu hesaba katıyoruz. Rusya'nın kendisi de şu anda zengin değildir. Bunun için, bize neler verip veremeyeceğinizi düpedüz ve açıkça söylemenizi rica ederim. Bundan dostluğumuza hiçbir zarar gelmeyeceğine emin olabilirsiniz. Biz Sovyet Rusya'ya aynı şekilde saygı duyacağız. Aramızdaki dostluk, yalnız sizin maddi yardımınıza değil, manevi yardımınıza da dayanmaktadır. Sovyet Rusya'nın durumumuzun en ağır olduğu bir sırada yardımımıza koştuğunu, bizi desteklediğini hatırımızdan çıkarmıyoruz. Türkiye bunu hiçbir zaman unutmayacaktır. Yardımlarınız hiçbir çıkara dayanmadığı için Sovyet halkına, hükümetine ve Lenin'e değer veriyoruz. Siz bizden boyun eğmemizi, siyasi bağlılık göstermemizi beklemiyorsunuz." Mustafa Kemal Paşa'nın rica ettiği şeylerin birçoğu gönderilmiş, Türk ordusuna verilmişti...
Sayfa 107 - Mustafa Kemal ile Semyon İvanoviç Aralov görüşmeleri...Kitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.