Cemal Süreya heyecanla 27 Mayıs’ı Destekledi
Kültür Sanat Şair-yazar Selçuk Küpçük yeni kitabında modern Türk şiirinin belleğine dair bir yoklamada bulunuyor. Cemal Süreya, sağ-sol, şiirde Alevilik ve Kürtlük meselesinin anatomisine iniyor. Cemal Süreya heyecanla 27 Mayıs’ı destekledi Selçuk Küpçük yeni kitabı ‘Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı’nda Türkiye’nin 1950’lerden günümüze
Cehaletten Gelen Özgüven
Dunning-Kruger etkisi bize şunları söyler; 1)Cahil insanlar, sahip oldukları yeteneği abartma eğilimi gösterirler 2)Cahil insanlar kendi cehaletlerinin farkında değildirler 3)Cahil insanlar; diğer insanları doğru yargılayamayıp, onları kendilerinden daha bilgisiz ve yeteneksiz görürler 4)Cahil kişiler, eğer eğitim alırlarsa, niteliksizliklerinin farkına varabilirler. Aynı şekilde bir konu hakkında bilgi sahibi olan insanlar ise yeteneklerini azımsama, daha şüpheci yaklaşma ve gelecek ile ilgili daha doğru yargılamalar yapabilme eğilimine sahiptirler. Grafiğe baktığımızda, bilgi olarak uzman düzeyine yaklaşan birisi de oldukça özgüvenli görünüyor. Fakat yine de bir cahilin eriştiği özgüvenden daha az. Cehaletin getirdiği özgüven biz insanları; küstahlığa, altından kalkamayacağımız işlere kalkışmaya, duygusal ve sabırsızca davranmaya itiyor. Atalarımız ise bu konuyu şöyle özetlemiş: "Aklı fukara olanın, dili ukala olur."
Reklam
Ehli Bid'at ve Tekfir Hadisesi-3...
Kasas/57.Ayeti kerimeyi baz alarak farklı bir bidat çeşidinden bahsedeceğiz. Ayeti kerime şöyledir: “Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız dediler…" Evet, şimdi de bid'at'ın başka boyutundan bahsetmek istiyorum: Ayeti kerimeyi bir daha okuyup üzerinde çokça düşünerek bakan her insan aşağıda yazdıklarımın ne manaya
Riski seven kişilerin riski göze alma nedenleri, iktisâdî literatürde "Kumarcının Yanılgısı" diye bilinen yaygın bir görüşe dayanır. Şöyle ki kumarcı, bağımsız hâdiselerin netîcelerinin geçmişteki hâdiselerden etkileneceğini zannederek yanılgıya düşer. Somut bir misâlle îzâh edilecek olursa yazı-tura oyununda yazı yâhut tura gelme ihtimâli %50'dir. 5 atışın tamâmında yazı gelmişse, kumarcı 6. atışın da yazı geleceğine inanır. Halbuki yazı veya tura gelme olasılığı son atışta da %50'dir yani önceki atışlardan tamâmen bağımsızdır. (Ayrıca ihtimâlin, kesinlik arz etmeyeceği îzâhtan varestedir.) Öte yandan riski seven kişiler, aşırı bir özgüvene sahiptir ki bilimsel terminolojide "Dunning-Kruger Sendromu" olarak bilinen bu durumun halk dilindeki karşılığı câhil cesâretidir. Buradan hareketle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, salt aklın birçok defa, birçok yerde nakle/vahye mutâbık düşmesi netîcesinde; aklın mutlaklaştırılmasının, la yüs'el bir otorite kabul edilmesinin "Kumarcının Yanılgısı"ndan herhangi bir farkı yoktur. Zira rasyonel akıl ile vahye muhatap olan fıtrî akıl (akl-ı selîm) farklı kavramlardır. Buna ilâveten elif görse mertek zannedecek eşhâsın, usûl/kâide/menhec/metod/formül olmaksızın nasslara "Ben böyle anlıyorum." yaklaşımı da, yaşadığı Dunning-Kruger Sendromu'ndan başka birşey değildir. Biz biliyoruz ki içinde bulunduğumuz zaman diliminde modern zihin yapısının, risk almayı en çok sevdiği alan hiç şüphesiz Din(İslâm)'dir. محمد طه پكر Tâhâ Erzurûmî ٢٢ رجب ١٤٣٩ 9 Nisan 2018
Dindarlardaki özgüvensizlik aşırı sinir ediyor beni, adama bir konuyu 100 tane kaynaklı açıklıyorum, hâlen daha gidip hiçbir kaynak vermeden, hiçbir referansa dayanmadan bana sahtekâr,ahmak,cahil diyen insanların sözüne itimat edip vesvese düşüyor, yazıklar olsun be, kâfirlerdeki özgüvenin, o dediğim dedikliğin, fikrine sadıklığın zerresi yok dindarlarda, hemen karşıt bir iddia görmeyedursun yalpalanıyor ve garip bir şekilde de neden hep dindarlar bir tebliğ çabasında, insanları dindar yapma çabasında ve dinsizlerin sorularını yanıtlama çabasında sanki çok soruları varmış gibi! Bırakın onlar biraz bizim sorularımıza cevap vermekle ilgilensin, bırakın onlar fikirlerini bize anlatsın, biraz da onlar çabalasın, dert edinsin, didinsin, yeni doğmuş bebek gibi sürekli ağızlarına aç bakalım dercesine yemek yedirmeye çalışıyor gibiyiz bırakalım biraz büyüsünler, kendileri yemeği öğrensin. Gereksiz yere adam yerine koyuyoruz. Bugün hiçbir müslümanı hiçbir dinsiz dinlemezken en pislik kâfiri bile en çok izleyeni dindardır bakın net söylüyorum. Bizden iyi prim veren yoktur. İnsanları kâle almayıp had bildirmezsek sürekli senin ona bir şeyler ispatlama zorunluluğun varmış gibi düşünmeye devam eder. Biraz onlar kursun da biz yıkalım kardeşim, biraz da biz diyelim "buna mı inanıyorsunuz" diye biraz da biz diyelim "bunu nereden çıkardın, bu neden, hayır öyle değil, bu mantıksız" diye ondan sonra cevap vermelerine karşı diyelim ki "cevap veremedin ki" diyelim, tüm gayreti dindarlar gösteriyor sanki karşısındakiler çok hak ediyormuş gibi!!
kifayetsiz muhterisler
“Dünyanın asıl sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların daima kendilerinden emin olmalarıdır.” Bertrand Russell Literatürde "Dunning-Kruger Sendromu" olarak da geçen, Türkçede ise “kifayetsiz muhteris” kavramına denk düşen, insana dair bir olgudan bahsetmek istiyorum. Bu kavram, “yetersiz” anlamına gelen “kifayetsiz” ve
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.