Bütün kutsal kitaplar her şeyden önce, insan doğasının temel yapısını konu alan, doğaüstü dogmalar çerçevesi içinde belli bir ahlak dersi veren muhteşem hikayelerdir.
Gerçek önce bütün insanlara açıklanıyor, ama çok geçmeden bireyler ortaya çıkıp bunu yorumlamayı, yönetmeyi ve gerekirse herkesin iyiliği için aslından saptırmayı görev kabul edip, kendilerini tek yetkili ilan ediyorlar. Bu şekilde güçlü ve baskıcı bir örgüt kuruyorlar. Biyolojinin bize öğrettiğine göre her toplumda görülen bu fenomen kısa zamanda bir doktrine dönüşüp, siyasi iktidar ve kontrolü ele geçirmede bir araç oluyor. Bölünmeler, savaşlar ve parçalanmalar kaçınılmaz hale geliyor. Önünde sonunda bilgi ete dönüşüyor ve et kanıyor.
bir din aslnda bir kültürü veya bir toplumu düzene sokmak amacıyla bir inançlar, değerler ve kurallar sistematiği kurmak için efsanelerle, hurafelerle veya herhangi bir edebi araçla ifade edilen bir ahlak yasasıdır