İnsan boğulmamak için nasıl bir saman çöpüne bile sarılabiliyor!
Sayfa 556Kitabı okudu
Bu haber niteliğindeki metinleri okumak daha çok bir savaş alanında dolaşmayı andırıyordu. Eğer bir çocuk cesedi görürseniz dehşete kapılır, gözyaşlarına boğulmamak için gayret sarf edersiniz. Ama karşınızda yüzlerce ceset varsa gördükleriniz anlamını yavaş yavaş yitirmeye başlar.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Sensizlik denilen meret tıpkı hiç yüzmeyi bilmeyen birinin suya ilk girmesi gibi bir şey, boğulmamak için ne kadar çırpınsa da, su onu içine çeker. Ve bende bu haldeyim. Ne zaman gözlerini görsem, sanki okyanusun derin sularında boğuluyorum. Ne kadar çırpınsam da, o gözlerin aklımdan çıkmıyor. İçinde ''Sen'' olan bir cümle ile savaşmaktan kurtulamıyorum. Nasıl bir savaştır bu? Ortada sen yoksun, ama ben yokluğunla yarışıyorum. Evet haklısın bu savaşın galibi sensin. Çünkü hiç yoksun, olsan da bir şey değiştirmez zaten. O gözlerine mağlup düşerim. Ben beyaz bayrak atıyorum artık. Teslim oluyorum o güzel gözlerine ve gülüşüne. Savaşsam da bir şey değişmeyecek zaten. Canı yanan, üzülen, kırılan, kırılmak mı? Paramparça olan taraf ben olacağım. Sensizlik denen meret ile savaşım bitti artık. Namağlup sen kazandın. Kaybettiğin tek şey sevmediğin birinin, o güzel aşk dolu sevgisi... Üzülme... (Benim kadar sevilmeyeceksin)
“Peki kim savaştan korkuyor? Bir başka deyişle, kim bombalardan ve makineli tüfeklerden korkuyor? “Sen!” diyorsunuz. Doğru, ben korkuyorum; onları görmüş olan herkes korkar. Fakat asıl önemli olan savaş değil, savaştan sonrası. İçine batacağımız dünya; nefret dünyası, slogan dünyası. Paramiliter üniformalar, dikenli teller, kauçuk coplar. Ampullerin gece gündüz yandığı gizli hücreler, sizi uykunuzda izleyen dedektifler. Geçit törenleri, üstünde devasa yüzlerin olduğu posterler ve sağır olana, ona sahiden taptıklarına inanana kadar Lider’e tezahürat yapan milyonlarca kişilik kalabalık…”
Siz insanları bir güzel tokatlarsınız ama onlar ellerinizi öper.
Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla.
Reklam
İşini kaybetmekten ödü kopmayan biri varsa o da savaştan, faşizmden, komünizmden veya başka bir şeyden korkuyor.
Sirf biraz kilolusunuz diye neredeyse herkesin, size tümüyle yabanci birinin bile görünüşünüzle ilgili olarak aşağilayici bir yorum içeren bir lakabi size teklifsizce uygun görmesidir.
Kadınlar onlara aşık olduklarını inandıran hiçbir erkeğe şaka gözüyle bakmazlar.
Restaurantlar da her şey şık, ışıltılı, modern; ne yöne bakarsanız bakın aynalar, sırlı ve krom kaplı yüzeyler. Her şey dekorasyona harcanmıştır; yemeğeyse hiçbir şey.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.