Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
158 syf.
8/10 puan verdi
Eğlenceli, Akıcı ve Heyecanlı Bir Başlangıç
Çok dolu dolu olmasa da oldukça akıcı bir kitaptı. Serinin ilk kitabı olmasına rağmen detaylı bir geçmiş ve karakter tanıtımında bulunulmuyor ve direkt James Bond'un göreviyle başlıyoruz. Bond zaten bu sırada ününü çoktan kazanmış bir ajan. Yani ilk kitap olmasına rağmen James Bond'un nasıl en iyi ajanlardan olduğuna dair bir bilgi okuyuculara sunulmuyor. Zaten yaklaşık 160 sayfa bir kitap. Bu sebeple çok detaylı anlatımlar, çok edebi bir dile sahip değil. Fakat bu bence bir aksiyon/casusluk türündeki kitap için daha iyi bir tercih olmuş. Gereksiz betimlemelerle, uzatılmış cümlelerle aksiyondan ve olaydan kopmuyorsunuz. Hayalinizde canlandırabileceğiniz ölçüde detayı veriyor ve geri kalan kısımlarda olay anlatılıyor. Açıkçası ben kitabı beğendim. Serinin devamını da okumayı düşünüyorum fakat direkt devam eder miyim bilemiyorum. Bana kitap okuyacak kafanızın çok olmadığı ama bir şeyleri okumak istediğiniz dönemlerde okuyabileceğiniz keyifli, çerezlik bir kitap gibi geldi. Yine de belirtmeliyim ki okurken neredeyse hiç sıkılmadım. Çok dolu dolu bir hikayesi olmamasına rağmen sıkmadan, heyecanı yüksek tutarak okutuyor. Ben kitaba 7,5/10 veririm. Meraklısına öneririm fakat herkese önermem. Çünkü bazılarına boş kitap gibi gelebilir. Sonuçta aksiyon filmleri de herkesin sevdiği tarz filmler değiller.
Royale Kumarhanesi
Royale KumarhanesiIan Fleming · Tay yayınları · 198470 okunma
Reklam
CELAL ŞENGÖR'ÜN TAVSİYE ETTİĞİ FİLMLER • Those Magnificent in Their Flying Machines (1965) • Memphis Belle: A Story of a Flying Fortress (1944) •James Bond (Bütün Filmleri) •My Fair Lady (1964) •The Sound of Music (1965) •Star Trek (Bütün Filmleri) •Tora! Tora! Tora! (1970) • Operation Crossbow (1965) •Corelli's Mandolin (2001) •Around The World in 80 Days (2004) •Close Encounters of the Third Kind (1977) •In Search of the Castaways (1962) •Zorba (1964) •Indiana Jones (Bütün Filmleri)
Duygular bulaşıcı olabilir. Siz gülünce, bütün dünya sizinle birlikte güler; durum komedilerinde gülme efekti kullanılmasının ve kötü komedyenlerin şakalarını kahkahaları anımsatan bir davul efektiyle sonlandırıp komik etki yaratmaya çalışmasının nedeni de bu. Düğünlerde ve cenazelerde gözyaşlarının gözyaşlarını tetikleyip yayması, neşeli bir partideki dans etme dürtüsü, bomba korkusunun yarattığı panik ve dalgalı denizde teknelerde yaşanan mide bulantısı salgını; bunların hepsi duyguların bulaşıcılığına verilebilecek örnekler. Duygusal salgınların daha hafif bir türü vekil yanıtları kapsıyor; bir atlet sakatlanınca duygudaşlık hissiyle irkilmemiz ya da James Bond bir sandalyeye bağlanıp tokatlanınca ürküp geri çekilmemiz buna örnek verilebilir. Bebeğe elma püresi yedirmeye çalışırken ağzımızı açmamız türünden motor taklitçilik de bunun bir başka örneği.
Sayfa 635Kitabı okudu
" Aklınız kesiyor mu, bir James Bond filmindeyiz sanki. Ya yeminle söylüyorum, filmini çeksen kimseyi inandıramazsınız bu ülkede olan bitenlere! "
Sayfa 170 - Metin Yayınları
Yaşı ve kilosuna dâir bilgi, Wikileaks gizli belge kayıtlarında bile bulunamayan dişi James Bond.. 😆
Reklam
İnsan güneşle arasına bir kitap koymalıdır. Kuzey Afrika'da dirim bu özgün yorumunda anlaşılmaktadır ki, yoksa herkes herkese koyabilir, ko, koma, ko, koma, ko, koma, vs vs vs vs vesveseli kuşlar böyle ötüyorlar! Karşıtlığın da bir ritmi var, kanıksanması gerekli, YOKSA cinayetler, cinayetler ürkünç bir kan devinimi. Öç bitimsiz; Ece bana "Tanrı yoksa herşey mübahtır" diyorsun sen demişti. Oysa ben "Tanrı varolduğu için herşey mübahtır" diyorum. Garip bir din anlayışı işte. Bu daha çok şu demek, eğer 8 ile 9 sayıları arasında gidip gelen ilahi düğümler tanrının kanıtı sayılabilirse ve 1 de birşeyse-bu alıcı vericilik bu şebeke bu cereyan ve cerahat ürkünç ama kaçınılmaz. Sorun: "James olmayan Bond da" demiş ya, bu vahşetin içinde bir yöntem bulmak 007 değildir. Ah benim Jipon öfkem
"Mizojini, yani kadına duyulan nefret, Batı toplumlarının dünya görüşlerini temellendiren Eski Yunan filozoflarının gökyüzünün yüksek katlarındaki ışıklı düşüncelerinden, 19. yüzyıl Londra'sının karanlık sokaklarına ve Los Angeles'ın otoyolda kadın cesetlerinin kanlı izlerini bırakan seri katillerine kadar uzanan yolda pek çok farklı biçimde gelişme göstermiştir. 3. yüzyılın Hıristiyan estetiğinden Afganistan'daki Taliban rejimine kadar bu nefret, hep kadına yöneltilmiş ve onları bir cins olarak bastırmaya çalışmıştır. Tarihte en azından bir kere, ortaçağın sonlarında cadı avlarında bu nefret bir katliama dönüşmüş ve Avrupa'da yüz binlerce (bazı tarihçilere göre milyonlarca) kadın yakılarak öldürülmüştü. Hem uygarlığın yetiştirdiği büyük ve ünlü sanatçıların eserlerinde hem de modern pornografinin en bayağı resimlerinde hep bu nefret duyulan kadın motifini görüyoruz. Kadına düşmanlığın tarihi gerçekten, bin yıllar boyunca süren ve Aristoteles'i Karındeşem Jack'e, Kral Lear'ı James Bond'a bağlayan kendine özgü bir nefretin tarihi."
Tüketim Toplumu'nun erkekten beklentisi: Yarı James Bond yarı Henry Ford.
Yapay zeka doğal zeka
Robotlar James Bond filmlerinde kötü rolde Pot ve Einstein'ın bir kombinasyonuna dönüşüp ortalığı altüst etmeyecekler. Halı temizleme robotları, çim biçme robotları tulum giymez ve günaydın efendim demezler. Kucuk fonksiyonel disklerdir. Bu kitabın yazarları, yapay zekâdan ziyade doğal aptallığın önümüzdeki 50 yıl içinde giderek daha yaygın hale gelecek olan makinelere ve zekiliğe (akıllı olmaya) nasıl bir zarar vereceği konusunda daha endişelidir.
Sayfa 144 - Salon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mr. Templen
Seyit Abdülkadir ve arkadaşları, gizli komiteleri adına İngilizlerle de temasa geçmişler ve onlardan yardım istemişlerdir.Ancak burada, James Bond romanlarına taş çıkartacak orijinallikte bir olay cereyan etmiş ve Seyit Abdülkadir, İngiliz ajanıdır diye bir Türk ajanla pazarlık masasına oturmuş, onunla anlaşmalar hazırlamıştır. Bu Türk ajan
Sayfa 61 - Birinci Bölüm: Patlayan Bir Kurşun ve Sonrası | VII- James Bond Hikâyesi GibiKitabı okudu
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
"Bir oyunda rolünü iyi oynamanın sırrı, o rolü bizzat yaşıyor olduğuna kendini inandırmaktır." . . .
Otuz Dokuz Basamak
Otuz Dokuz Basamak
içinde gizem barındıran, kısa ve sürükleyici olduğu için kitap okuyor değil de daha çok film izliyor hissiyatı veren bir kaçış öyküsü. Bu özellikler benim eseri başarılı bulmam için yeterli, çünkü bazı eserlerin sadece
Otuz Dokuz Basamak
Otuz Dokuz BasamakJohn Buchan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021975 okunma
İkonik
Hikâyemiz hiç değişmez oğlum, sende de, bende de, onda da,onda da,onda da... Bu zengin kızlarını seven fakir halk çocuklarının hikayesidir.... Hiç kimsede değişmez. İyice tiye alırlar, matrak geçerler, romantik uyuzlarını kaşırlar bi müddet, sonra baktılar iş ciddiye gidiyor, iki satır mektup, cızz... Boşla oltayı, al voltayı. Ne demiş james bond: paran varsa dünya sana aşık, züğürtlere yakışır tahta kaşık.. Yes ol rayyt!!
Etrafındaki her şey havaya uçarken saçının tek bir teli bile kımıldamayan James Bond gibiydi!
Sayfa 219Kitabı okudu
Etrafındaki her şey havaya uçarken saçının tek bir teli bile kımıldamayan James Bond !
Sayfa 219Kitabı okudu
481 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.