booksloop

booksloop
@booksloop
•fransız dili ve edebiyatı •instagram: booksloop
418 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ne annesi gibi dindar, ne babası gibi materyalist. İkisi arasında ortada bir yerlerde olan Peri. Hatta 3. bir yol arayan… Kitap Peri üzerinde yoğunlaşsa da, 3 farklı düşüncede olan 3 kadın var burada. Yani Havva’nın üç kızı; Peri, Şirin ve Mona. Şaşkın, günahkar ve inanan. Yolları nasıl kesişiyor derseniz, Kadınların tek ortak noktası; Oxford’da “Tanrı” Seminerini aldıkları hocaları Profesör Azur. Profesör Azur nasıl bir etki bırakacak her birinde? Peri kendini bir yere ait hissedecek mi, yoksa arayış içinde olmaya devam mı edecek? Dili oldukça akıcı olan bu kitap sizi alıp sürükleyebilir, biraz da düşündürebilir. Keyifli okumalar..
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616,3bin okunma
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Turistik bir gezi amacıyla gidilen Prag’da yaşanan fantastik olaylar anlatılıyor kitapta. Stalin’in gençliği, diktatörlüğü, sevgilileri, lubianka cehennemi, terörler.. Kimi zaman Kafka ve Felice, Milena’ya yazılan mektuplar, Mucha’nın kadınları.. Kısacası kahraman, kendisine ait olmayan bir dünyanın içinde buluyor kendini ve geçmişten bir gölge gibi gelen ruhlar ona tarihten bir şeyler anlatıyor. Okurken zihnin ve hayalin gücünü gözle görebilirsiniz. Aynı zamanda kitap oldukça akıcı.
Kayıp Gölgeler Kenti
Kayıp Gölgeler KentiNazlı Eray · Turkuvaz Kitap · 2008160 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
önceden şiirle aram pek uzaktı. zaman geçtikçe değişen birçok şey gibi zevkler de değişiyor. bazı duygularımı açığa vurmak istediğimde, bir şeylere ihtiyaç duyduğumda şiir okumak, rastgele bir sayfa açıp göz gezdirmek, o anki ruh halime uygun cümleleri okumak iyi geliyor. özdemir asaf’ın satırları da bu bahsettiğim duruma ışık tuttu. kitapta birbirinden güzel şiirler var. bazen birkaç cümle, bazen cümlelerce. bir de; kitapla birlikte verilen bir “cd” var. özdemir asaf’ın kızı seda arun, babasının sesini kaydetmiş zamanında. şiirleri özdemir asaf’tan dinlerken bir yandan da sayfalarda gezinirseniz, büyük keyif alacağınızdan eminim.
Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde Olurum
Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde OlurumÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20192,117 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
202 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Cahit Zarifoğlu ile bu kitap sayesinde tanıştım. Kendisinin hisli bir insan olduğunu düşünüyorum aksi halde bu kadar yüreğe dokunan cümleleri olamazdı. Kitap günlük tarzında fakat tarihler sırasıyla değil, karışık. Bazı sayfalarda şiirleri de bulunuyor. Yazmış olduğu her yazısında muhakkak kendimi bulduğum yerler oldu. Diğer yazılarını, şiirlerini de zamanla okumak istiyorum. Okumadıysanız listenize eklemelisiniz. Kitap anlaşılır,hiçbir zorluğu yok.
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20209,4bin okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
43 sayfalık kısacık bir kitap olmasına rağmen hakkında yazılacak çok şey var... Kitap aslında bir mektup. Hem de adaleti arayan bir mektup. Dreyfus olayı, 19.y.y sonlarında Fransa’da Yahudi kökenli bir subayın, Alfred Dreyfus’ün, haksız yere casuslukla suçlanması sonucu oluşan büyük bir toplum olayıdır. Mektup tamamen bununla ilgili. Dönemin ve Fransız Edebiyatının önemli ismi bu haksızlığa kayıtsız kalamıyor. Émile Zola, dönemin cumhurbaşkanına bir mektup yazıyor. Kitap yazılan bu mektuptan oluşuyor. Mektup, 13 Ocak 1898 Perşembe Günü L’Aurore gazetesinde yayımlanıyor. Mektubunda şöyle diyor Émile Zola: “Her şeyi söylemem de gerekmez, aransın, bulunacaktır.” Aslında asıl suçlunun, suçu örtbas etmeye çalışanların çok net belli olduğunu vurguluyor burada. Doğrunun peşine gitmek bir “tehlike” olarak görülürken, “Bu tehlikeye isteyerek atılıyorum.” da diyor aynı zamanda. Suçluyorum bir cömertlik, kendi türünün başyapıtı olarak kabul ediliyor. Ne var ki bu mektup yayınlandığında Zola’nın saygınlığından rahatsız olanlar sokaklara dökülüp “Yok olsun Zola!” diye haykırıp, mektubun bulunduğu gazeteleri yakıyorlar. Bir yandan da Zola’nın gerçek bir aydın olduğunu söyleyenler var. Fransa resmen ikiye bölünüyor. Bu bölünme “sağcı ya da solcu” değil, “Dreyfus yanlısı ya da Dreyfus karşıtı” şeklinde. Émile Zola, adalet uğruna ne kadar çaba gösterse de “Olay bitmiş gibi” görünüyor. İnsanlar “doğru” için ne kadar çabalasa da, her zaman bir “yanlış” çıkıyor ve adalet arayışı oluyor.
Suçluyorum
SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20194,924 okunma
Reklam
Reklam
Reklam