Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
Anne özlemini yazdığım romanlarda yaşadım, yaşıyorum ve yaşamak için yazmaya devam edeceğim. Ama baba özlemini yaşadığımı hissedemediğim için bu özlemimi yarattığım karakterlere yükleyemiyorum.
Bir an annesi ile göz göze geldi, tanıdık birini gördü o gözlerin içerisinde, kafasını önüne eğdi ve usulca sözcükler dudağından döküldü:
“ANNEME İYİ BAK BOŞLUK…”