Satırlarım arasında nasıl geziniyorsun görüyorsun değil mi Kelimelerim seninle dans etmek için sıraya giriyor Sensin bataklığım Sensin kurtulmak için uzandığım dal Sensin bilinmezlikte dönen sarmal!
Yine de bir insanın gülümsemesinden farklıydı. Bir şey eksikti. Kanın ağırlığı mı desem, hayatın acısı mı desem bilemiyorum. Özsüz gibiydi, bir kuşun değil, bir kanadın hafifliği gibi. Gülümseyen boş beyaz bir sayfa gibi. Yani tepeden tırnağa sahte hissettiriyordu insana.
Reklam
Maskeler günümüzün gereği - ve hiç olmazsa boş ve korkak değil, neşeli ve dingin olduğum izlenimini yaratabilirim.
Henüz gerçekten ne olduğumuzun bile farkında değilken neden boş yere neye dönüşeceğimiz hakkında kafa yoruyorsunuz?
Çünkü kötülük denen şey çalışmayıp boş durmaktan doğar; pis işler, çalışmayan adamın kafasına gelir.
Anna’nın korkunç acısı, aslında herkesin özlemini çektiği şeyin özlemini çekmekten ve kendini, duyuları yüzünden kapılıp derinliği karşısında boş yere onuru için mücadele ettiği bir aşağılık duygusuna mahkum hissetmekten ibaretti.
Sayfa 13 - Can Yayınları, 1.BasımKitabı okuyor
Reklam
"Boş ver. Bu millete, bu itoğlu it millete iyilik yaramaz!"
Everest YayınlarıKitabı okuyor
Bilemiyorsunuz arkadaşlar. Başta kimin ne olduğunu bilemiyorsunuz. En başında öyle geliyorlar ki, inan­mamak elde değil. Süslü püslü cümleler, içi boş ve tutulamaya­cak sözler, verilen umutlar... Anlayacağınız hepsine inanıyoruz. Özellikle duygusalsanız, bunu da çok iyi kullanıyorlar. Canın yandığında çok sonradan anlıyorsun sevmemen gereken insanı sevdiğini. Uğradığın hayal kırıklığı canına batınca anlıyorsun güvenmemen gereken bir insana güvendiğini. Ama iş işten geç­miş oluyor.
Çünkü büyük adam, hayatın amacını senin gibi zengin olmakta ya da kızlarının sınıfına layık evliliklerinde ya da politik kariyerde ya da profesörlük süsünde görmüyor. Senin gibi olmadığı için de, sen ona "dâhi" ya da "kaçık" diyorsun. 0 ama, dâhi değil, sadece bir canlı olduğunu belirtmeye hazır. Senin boş, geveze "topluluklarında" bulunmaktansa, düşünceleriyle baş başa kalmayı yeğlediği için, ona asosyal diyorsun. Parasını, senin gibi hisse senetlerine değil de, bilimsel araştırmalara yatırdığı için, ona deli diyorsun.
Sayfa 29
Köprüden Önce On Çıkış!
Sizden evvelkiler ancak üç şeyle helak oldular: Boş ve yersiz konuşmakla, Çok yemekle, Çok uyumakla. (İbrahim B. Edhem)
Reklam
+1
Feleğin nice cevr, nice aldanışlar, nice hayal ve umut kırılışları beni pişirmeye yetmedi. Hâlâ, ne çocukça sevinçlerim, ne boş hayallerim, gönlümün ne safça akışları var.
Sayfa 96
Zaman ancak, içi boş olduğu zaman ağırdı.
Gecenizin en sessiz bir anında , yazmalı mıyım diye kendi kendinize sorun. Buna içinizin derinliklerinden bir karşılık çıkarmaya bakın . Eğer bu karşılık <<evet>> diyorsa , bu ağırbaşlı soruya , bütün gücünüzle , sadece yazmalıyım diyebiliyorsanız , o zaman yaşamanızı bu ihtiyacınıza göre kurun .Hayatınız en uçarı ,en başı boş anınıza kadar bu içgüdünüzün bir belirtisi ,bir belgesi olmalı .
Sayfa 14 - 1963 basımKitabı okuyor
Erkekler kalın ciltli kitaplardan değil, çerezlere erişebilecekleri kitaplardan hoşlanırlar. Benim gibi ansiklopedik kadınlar, sığ düşünceli erkeklere ağır gelir. Bu nedenle de bizi başlarının üstünde taşıyamıyorlar. Aslında haksız sayılmazlar. Çünkü içi boş bir kafanın üzerinde ağırlığı taşındığı yerde görülmüş ki!
Sayfa 136
Bu insanları bu kadar uzaklara sürükleyen ve bunca şeye dayanmalarını mümkün kılan şeyin, iç içe geçmiş hırs, korku, çaresizlik, idrak edememe duyguları olduğunu biliyordu. Göç etme itkisine karşı koymanın akıntıya veya fırtınaya karşı koymak kadar zor olduğunu biliyordu. Hayatlarını sürdürebilmek için çok fazla şeyi feda etmek zorunda kalmışlardı. Bu bilim değildi tabii. Bilimsel olmak için acıları boş verip ilkin bu eğilime bir isim vermek, sonra da onu incelemek gerekiyordu. Acılar kısmıyla başka birileri ilgilenmeliydi.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.