öyle güzel bir kitap okudum kiiii sizlere nasıl anlatayım bilemiyorum.. savaşın bıraktığı hasarı, insanların psikolojisini, sonsuz aşkı ve sanatın gücünü bu kadar başarılı bir şekilde okura aktarabildiği için yazarı kutluyorum. kimi okuyorsam o oldum; savaşta insan kalmaya çalışan bir asker, hepimiz gibi yaşama hakkı olan fakat bu hakları
Tarih Bitti
Sana bakmak toprağa bakmak kadar güzeldi
Sert şarkılar vardı yanaklarında
Sabahın sisini dalgın atlara yükledim
Senin şehrine vardım saçlarını aradım boşuna
Sen yoktun bir şey yoktu
"Ey insan! Sen kendine mâlik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bir Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zât-ı Zülcelal'in memluküsün. Öyle ise sen, kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünki hayatı veren odur, idare eden de odur. Hem dünya sahibsiz değil ki, sen kendi kafana dünya yükünü yüklettirerek ehvalini düşünüp merak etme; çünki onun sahibi Hakîm'dir, Alîm'dir. Sen de misafirsin; fuzulî olarak karışma, karıştırma. Hem insanlar, hayvanlar gibi mevcudat, başı boş değiller; belki vazifedar memurdurlar. Bir Hakîm-i Rahîm'in nazarındadırlar. Onların âlâm ve meşakkatlerini düşünüp, ruhuna elem çektirme. Ve onların Hâlık-ı Rahîm'inin rahmetinden daha ileri şefkatini sürme. Hem sana düşmanlık vaziyetini alan mikroptan tâ taun ve tufan ve kaht ve zelzeleye kadar bütün eşyanın dizginleri, o Rahîm-i Hakîm'in elindedirler. O Hakîm'dir, abes iş yapmaz. Rahîm'dir, rahîmiyeti çoktur. Yaptığı her işinde bir nevi lütuf var."
Ayet-ül Kübra - 205
BU DÜNYA SOĞUYACAK,
YILDIZLARIN ARASINDA BİR YILDIZ,
HEM DE EN UFACIKLARINDAN,
MAVİ KADİFEDE BİR YILDIZ ZERRESİ YANI,
YANI, BU KOSKOCAMAN DÜNYAMIZ.
BU DÜNYA SOĞUYACAK GÜNÜN BİRİNDE,
HATTA BİR BUZ YIĞINI
YAHUT ÖLÜ BİR BULUT GİBİ DE DEĞİL,
BOŞ BİR CEVİZ GİBİ YUVARLANACAK
ZİFİRİ KARANLIKTA UÇSUZ BUCAKSIZ.
ŞİMDİDEN ÇEKİLECEK ACISI BUNUN,
DUYULACAK MAHZUNLUĞU ŞİMDİDEN.
BÖYLESİNE SEVİLECEK BU DÜNYA
"YAŞADIM" DİYEBİLMEN İÇİN...
ŞUBAT 1948
Geçici uykudan bir anda sonsuz uykuya geçiş yapan kişileri geri çağırmak, dinmesi istenilen acıların bağlı olduğu ipi boş yere çekebilir ve bu daha acı verici olabilirdi. "Bana merhamet gösterin. Beni çağırmayın. Bırakın huzurla uyuyayım," diye düşünebilirdi.
Yine de bizler inatla çağırmak isterdik.