Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
Öncelikle yazarın okuduğum ilk ve tek kitabıdır Martı jonathan livingston son zamanlarda okuduğum kişisel gelişim kitaplarında en begendiklerim arasına rahatlıkla girer.
Kitap incecik olmasına rağmen anlattığı konu kapsamlı bilgi verme ders verici niteliktedir. Bir martı düşünün Martı jonathanın hayatin yalnızca deniz üstünde balık avlamak
-Söyle, şeytan var mı yok mu?
-Ah tabi ki yok. Bunlar boş inançlar.
-Öyle mi? Emin misin bundan?
-Kesinlikle, akşam yemeğini nerede yiyeceğimden ne kadar eminsem bundan da o kadar eminim.
Şeytan bir kahkaha attı (tabi sinirinden). En sevmediği şey varlığının kabul edilmemesiydi ve ilk hamlesini yaptı; kafa kesmedi, racon kesti.
Komünizmde
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluk kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/dR12B0gIkhg
"İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır."
Wolfgang Borchert
Onbinlerce defa okunmuş olan ve kendi açımdan 10 üzerinden 3 puandan fazlası etmeyecek bu roman
Bu yazıyı okuyup 30 sene sonrada bu yazıda yazılanlarla karşılaşacak olan bizler için bu bir manifesto olmalı.
Ey İnsan, sen bir canlısın, yaratılmışsın ve öleceksin.
Bu konuda hepimiz netiz değil mi ? Yani bu mesajı okuyan ister 1 ister 10 bin insan olsun ; hepimiz öleceğiz.
Peki, saatli bir bomba gibi kurulu bir yaşamın ne zaman patlayacağını
YouTube kitap kanalımda en sevdiğim kitaplardan biri olan Gecenin Sonuna Yolculuk kitabını yorumladım: ytbe.one/RXXqv6Yk7VA
“Morning, keep the streets empty for me.”
“Gündüz, benim için sokakları boş tut.” Fever Ray*
Uyarı : Lütfen evde denemeyiniz.
Gecenin Sonuna Yolculuk : Hatta gecenin derinliklerinde olabildiğince uzaklara doğru
Euripides'in tragedya yarışmalarında iki büyük rakibi Sophokles ve Aiskhylos'u devirip birincilik kazandığı Hippolütos adlı eserini incelemek son derece güç. Nereden başlayacağımı bilemesem de nerede sonlanacağımı kestirebiliyorum. Aklımda kocaman bir soru var; 'Bu kimin hikâyesi?'
Antik Yunan tragedyaları her okurun mutlaka okuması gereken,