Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
Reklam
“ bırbırıyle konuşamayan ınsanların kafa sesleri yankılanıyordu boş odalarda : iletişim kanallarının bunca çokluğunda, iletişimsizlikten yakınanların çağı! Her şey bir iletişim sorunuyken hala anlaşıyor muyuz kendi aramızda?…başkalarıyla?..karmaşık hayatlar için sade hikayeler anlatmak mümkün mü bunca gürültü arasında ?
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
Stefan Zweig
Mustafa Kemal Atatürk'le aynı yılda doğan Avusturyalı yazar Stefan Zweig'ın kitaplarıyla başladım okumaya.Başta ilgimi çekmesinin nedeni açıkçası GMK Atatürk’tü😅Onun kitaplarıyla büyüdüm diyebilirim.Yeri geldiğinde piyon oldum,yeri geldiğinde bilinmeyen aşık bir kadın.Bazen sır oldum.Kalbim de kırıldı,gecenin karanlığına göz yaşlarım gibi uykularım da kitaplar arasında saklandı.Bazen renk bile değiştirdim.En sevdiğim renk beyaz olmasına rağmen kızılda oldum.Rahel olmuşluğum bile var.Bazen de üzerinden geçilen yol oldum.Her kitabında ayrı bir karakteri canlandırdım farklı senaryolar oluşturdum.Beyaz bir oda düşünün.İçinde renkli ve farklı çiçeklerin olduğu bir vazo olsun.Doğu taraftan bakınca laleler,batı taraftan bakınca sümbüller,kuzeye bakarken papatyalar güneyden bakınca orkideler,üstten bakında tüm güzel renklerin ve çiçeklerin hoş görüntüsü.Stefan Zweig’in her bir kitabı beyaz boş odada duran vazonun içindeki çiçekler gibiydi.İstediğim açıdan bakıp hoş görüntüler yakaladım.Güneş de oldum,bulut da,yağmur da,rüzgar da,gece de gündüz de.Çiçekler solmasın diye özenle baktım.Ben odanın kapısını araladım.İçeri göz atmak istersen kapı açık.
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim. Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket cıgara. Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz "Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz." Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere, O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin diye
Reklam
Ücretsiz yapıldığında boş veya ehemmiyetsiz olarak görülen işler, para karşılığında yapılmaya başlanınca yücelir.
Sayfa 70 - Kapra yayınlarıKitabı okudu
Para kazanın, kendinize ait bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın.
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Mizah duygusu geliştirme ve olayları mizahi bir ışık altında görme çabası, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hiledir. Her an her yerde acı bulunmasına karşın, bir toplama kampında bile yaşama sanatını uygulamak olasıdır. Bir benzetme yapacak olursak, bir insanın acı çekmesi boş bir odadaki gazın davranışına benzer. Boş bir odaya belli bir miktarda gaz verildiği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun gaz odanın tamamına yayılır. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, acı da insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının 'büyüklüğü' kesinlikle görecelidir.
Sayfa 60
Reklam
Ücretsiz yapıldığında boş veya ehemmiyetsiz olarak görülen işler para karşılığında yapılmaya başlanınca yücelir.
"Oda boştu, havası kalmamış gibiydi, kendini bu yalnızlığın içinde anlamsız hissediyordu kadın; kimsenin onu arayıp sormadığı bu yerde boş, yararsız, yıpranmış, bitkindi."
"...Oda kararmıştı; ruhu boş ve üzüntüydü; bütün bir hayal krallığı çevresinde silinip gidiyordu, iz bırakmadan, ses çıkarmadan, düş gibi uçup geçiyordu, ama o nasıl bir düş gördüğünü bile hatırlamıyordu. Ama hafifçe göğsünü sızlatan ve heyecanlandıran karanlık bir his, yeni bir arzu baştan çıkarıcı biçimde gıcıklıyor ve huzursuz ediyor fantezisini ve bir dizi yeni hayali çağırıyor farkına varmadan. Küçücük odada sessizlik hâkim; münzevilik ve tembellik okşuyor hayal gücünü; hafifçe alevleniyor, hafifçe kaynıyor, tıpkı mutfakta, kendine bir kahve kaynatarak sessiz sakin vakit geçiren yaşlı Matryona'nın kahve fincanındaki su gibi. İşte hayal gücü artık hafifçe kıvılcımlar saçıyor, amaçsızca ve öylesine alınan kitap, daha üçüncü sayfaya bile ulaşmamış olan benim hayalperestin elinden düşüyor işte..."
RTE
Ak Saray' da 1.150 küsur oda var. Her gün başka bir odasında otursan, turu tamamlayıp yeniden aynı odaya gelmen 3,5 sene sürüyor. Buckingham Sarayı'ndan dört misli büyük, ABD başkanının kullandığı Beyaz Saray' dan altı misli büyük, Elysee Sarayı'ndan 25 misli büyük ... Kremlin'in yanına Kızıl Meydan'ı ilave et,
Sayfa 439 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.