Zihinsel bir uğraşı içermeyen boş zaman ölümdür diri diri gömülmektir…
En büyük mutluluk sağlık cidden sağlık olmazsa her şey boş
Mutluluğumuzun en az onda dokuzu yalnızca sağlıktan kaynaklanır. Zira neşeli bir ruh hali her şeyden önce sağlığa bağlıdır: Sağlık yerindeyse en elverişsiz, en düşmanca dış koşullar, hastalık durumunun nahoş ya da endişeli noktaya getirdiği en mutlu koşullardan daha katlanılabilir görünür. İnsanın aynı şeyleri hastayken nasıl gördüğüyle sağlıklı ve neşeli bir gününde nasıl gördüğü karşılaştırılsın. Bizi mutlu ya da mutsuz eden, aslında deneyimle dışarıdan ilişkili şeyler değil bunları kavrama şeklimizdir. Ayrıca sağlık ve ona eşlik eden neşe her şeyin yerini alabilir fakat hiçbir şey onların yerini alamaz. Nihayetinde onlar olmadan dışarıdan gelen herhangi bir mutluluğun tadını çıkarmak mümkün değildir, bu yüzden mutluluk hasta insan için mevcut değildir. Sağlık olduğunda her şey bir zevk kaynağıdır. Bu nedenle sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur. - Şu halde insanların birbirlerine başka şeyler yerine her daim sağlık durumlarını sormaları ve esenlik dilemeleri, sebepsiz değildir. Zira mutluluğun onda dokuzu budur. ‐ Sonuç olarak aptallıkların en büyüğü, sağlığını feda etmektir, her ne için olursa olsun: İş için, eğitim için, şöhret için, terfi için, şehvet ve anlık zevkler için. Tersine: Ne var ne yoksa, her zaman sağlığın ardından gelmelidir.
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Hayat boştur! Herkesin her zaman dediği gibi boş! Onu dolduran anlamdır yalnızca. Bizim ona verdiğimiz çeşitli anlamlar. Bazıları hayat anlamından boşaldığında onun gerçek yüzünü gördüğünü sanır; hayatın görülecek bir yüzü bile yoktur oysa…O kadar boştur işte hayat, sen bir an önce onu kendi anlamlarınla doldurup güzelleştirmeye bak! Ömrünü ancak böyle hayat yapabilirsin.”
Burada Allah'a güveniyorum. Belki bu perdeyi toplayacaklar, dürecekler, kaldıracaklar, dünya sahnesine yeni bir perde açacaklar. Çünkü bu şekilde viran edemezsiniz buraları. Her yerin bir sahibi var. Dünya insanın bu kadar başı boş bırakıldığı bir yer olmamalı. Değildir. O yönde beyanlar var. "İnsanoğlunu başıboş bıraktığımızı düşünmeyin" diyor kitapta. O zaman bizim başımıza gelecek var demektir.
Sayfa 64 - Yuvarlak MasaKitabı okuyor
291 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
"Gel gör ki hayat, insan tırmandıkça yepyeni engebelerle muhatabını zorluyor, küllerini baştan sona alevlendiriyordu. Dünyaydı ya... İşte hep ondan burada... dünya... "Oldum..." diye anlatılıyor yerde başka bir şeyin yaşadığı yerdene varırdı insan. .. Piştim sandığı yerde yeniden harlanırdı... Basamakları çıkmadıkça, menzile
Âsûde Bir Bahar
Âsûde Bir BaharŞule Anıl Sonkaya · Luna Yayınları · 202211 okunma
Söyle! Ne zaman bir hiç olacağız seninle Ne kadar susacak bakışlarımız Nasıl konuşacak ellerimiz Birbirimizi severek nereye kadar tahammül edeceğiz Solup giden sevgiye
Reklam
[6] Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanlarn ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin. [7| Dışarıdan başına gelen herhangi bir olay mı üzüyor seni? iyi bir şey öğrenmek için kendine boş vakit yarat ve aylak aylak gezinmeye son ver. Diğer bir hataya da dikkat etmelisin artık: Hayatta yıpranmış, dürtüsünün ve düşüncesinin tamamını yönlendirecek bir amaca sahip olmayan kimseler, yaptıkları işlerde ahmakça davranır. [8] Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olana pek sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.
Gerçek bir Romalı gibi her zaman uğraşlarınla ciddiyetle ilgilen; bunları titizlikle, bozulmamış bir ihtişamla, şefkatle, özgürlükle ve adaletle gerçekleştirmek ve diğer uğraşların hepsinden kurtulup kendine boş zaman yaratmak kendi elinde. Yaşamının son günüymüş gibi, işlerinde amaçsızlıktan, inandığın düşünceden heyecanla dönmekten, riyakârlıktan, kendini beğenmişlikten ve paylaşılmış şeylere karşı duyduğun honutsuzluktan kurtulursan her işini gayretle yerine getireceksin. Herhangi birinin dindar ve düzgün bir hayat yaşamasının ne kadar az şeyle mümkün olduğunu göreceksin.
Sekizinci mektup
Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için. Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil. Sevmek insan tarafımızı bulmamızda bence. Biraz da yaklaşmamızdır Tanrı'ya zaman zaman. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. Ot gelip ot gidenlere acımalı. Sevebilen insan kendini keşfetmiş insandır. Talihli insandır. Çektiği bütün acılara rağmen, mutlu, kıvançlı insandır o. Aşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş, yalan. Aşksa; sevmektir. Durmadan, nefes alırcasına sevmektir. Sevmekle sevilmek ayrı şeyler... Sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. Oysaki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediğimiz şekli verebiliriz ona. Derinlikse derinlik, yükseklikse yükseklik, genişlikse genişlik. Sevmekte gücümüz var, irademiz, aklımız var. Biz varız sevmekte. Sevmek yaratmaktır bir bakıma. Sevilmekse, yaratılmak. Demek ki biz seninle birbirimizi yaratıyoruz durmadan. Sen beni yarattıkça güzelsin işte ve ben seni yarattıkça güçlüyüm, daha bir insanım. Beni sevmeseydin yine bir şey değişmeyecekti benim için. Sen biraz eksik kalacaktın, biraz sen kaybedecektin. O kadar. Şimdi insanların en güzeliyiz, en iyisiyiz elbette. Seviyoruz, seviliyoruz. Sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. Karşılık vermediğin anda değil. Birbirimizi yeniden yaratmaya devam edelim.
Sayfa 130
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.