Vedat şanci

Gülbaharın içindeki öfke gittikçe kabarıyordu. Sevdası ne kadar köklü, derindeyse öfkesi de öylesine taşıyordu.
Sayfa 115
Reklam
Onlar bey değil, Paşaya kul olmuşlar, dedi.
Sayfa 19

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir koca dağ nasıl da bir kaval sesinde korkunç bir öfkeye geliyordu. Sofi böyle tuhaf, şaşkın şeyler düşünürken, şu insanoğluna akıl ermez, diyordu. Bir incecik kavaldan koskoca, kükremiş bir dağ çıkarıyorlar, diyordu. Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insa- noğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.
Sayfa 13
Sen mutlusun diye herkesin, tam anlamıyla herkesin birdenbire mutluluğa boğulmasını istiyorsun. Tek başına mutlu olmak sana azap veriyor, zor geliyor! Bu mutluluğu son zerresine kadar hak etmiş olmak için, belki de vicdanını rahatlatmak için didinmeye başlıyor, kendini yiyip bitiriyorsun! Çabanı, becerini, işte ne bileyim, senin sözlerinle kadirşinaslığını göstermen gerektiğinde aniden başarısızlığa uğrayacaksın diye nasıl kendine eziyet etmeye hazır olduğunu görüyorum! Sana bağladığı umutlarını karşılayamadığın için Yuliyan Mastakoviç'in düş kırıklığına uğrayacağı, hatta sana öfkeleneceği düşüncesi sana korkunç bir azap veriyor. Sana iyilik yaptığını düşündüğün birinden kötü söz işittiğini aklına getirmek bile sana acı veriyor, hem de böyle bir anda! Yüreğinin mutlulukla dolup taştığı, coşkunu kime nasıl dökeceğini bilemediğin bir zamanda... Doğru değil mi bunlar? Söylesene?
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Sana dostça gelmişim, bütün içtenliğimle bütün ruhumu açmak, mutluluğumu anlatmak istiyorum...
Sayfa 153Kitabı okudu
Ama ben başkaları gibi sahtekarım …
- Hayır, hayır! -diye yanıtladı içtenlikle.- Mesela siz başkaları gibi değilsiniz
Şöylesenize, neden hiçbirimiz birbirimize karşı kardeşçe davranmıyoruz? Neden en jyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...
Yara bandı!!!
Sizi düşünüyorum, -dedi kısa bir sessizlikten sonra, o kadar iyi bir insansınız ki, bunu hissetmemek için taşyü- rekli olmak gerek. Biliyor musunuz şimdi aklıma ne geldi? İkinizi kıyasladım. Neden o, siz değil? Neden o da sizin gibi değil? O sizden daha kötü biri, ama onu sizden fazla seviyorum.
Reklam
Böyledir, mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu da daha çok hissederiz; bu seyrelmeyen, tersine, yoğunlaşan bir duygudur...
Fakat mutluluk ve neşe însanı nasıl güzelleştiriyor! Yürek sevgiyle nasıl da kaynıyor! Sanki kendi yüreğini alıp bir başkasının yüreğine dökmek istiyorsun, herkesin neşelenmesini, herkesin gülmesini istiyorsun. Mutluluk nasıl da bulaşıcı! Dünkü sözleri ne okşayıcıydı, yüreğimi ne kadar yumuşattı... Nasıl da üzerime titriyor, şefkat gösteriyordu, bana nasıl cesaret veriyor ve yüreğimi şımarttıkça şımartıyordu! Ah, o mutluluk cilveleri! Bense... Bense hepsini doğru kabul ediyorum; sanıyorum ki o da...
Kasvetli, yağmurlu, karanlık bir gündü, tıpkı yaklaşan yaşlılığım gibi. Birtakım tuhaf fikirler, karanlık hislerle bunalıyordum, kafam cevapsız sorularla doluydu... bendeyse ne onları çözecek güç, ne de istek vardı. Bütün bunları çözmek benim harcım değildi
Utanç, aşk ve gurur... o an üçü de benim ağzımdan konuşuyordu ve ben neredeyse kriz geçirip yatağa düşmek üzereydim. Reddedilmekten öyle korkuyordum ki!
Bazen hayal kurmak iyidir! Ama Tanrı bilir! Özellikle hayaller dışında da düşünecek bir şeyleriniz varsa.
1.354 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.