232 syf.
2/10 puan verdi
Bu aşk değil, aşk böyle bir şey değil sadece saplantı...
Leylim Leylim
Leylim Leylim
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Leyla Erbil
Leyla Erbil
An itibariyle Ahmed Arif'in burada kayıtlı olan dört kitabından üç tanesini okumuş olarak bulunuyorum. İncelemenin hemen başında söyleyeyim şiirleri güzel lakin nesir yani düz yazı mektupta ise Ahmed Arif cidden çok yavan ve hoş olmayan şekilde yazmış bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Mektuplara gelecek olursak
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Bayram
Bayramlar bugün maalesef bir sıla-i rahim yapma, bayram sevincini paylaşma, Müslüman olma bilincini aşılama vesilesi olmaktan çıktı. Herhangi bir yere tatil sebebi oluverdi. İnsanoğlunun tabii ki tatile de ihtiyacı var ancak unutmayalım; biz Müslümanız. Bir dinin devamı, onu, nesle en güzel şekilde aşılamakla mümkündür. Bayramlar da bunların en büyük vesilesidir. Aksi takdirde böyle vesileler değerlendirilemezse ne neslimize dinimizi aktarabiliriz ne de bu kadim geleneğin ve kültürün devamını sağlayabiliriz. Bu da ileride yozlaşmış, kültürünü unutmuş ve bayramları yalnızca eski anılarda hatırlayan bir cemiyetin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Onun için manevî mükâfatın tecelli ettiği bugünlerde, başta kendimiz olmak üzere evlatlarımızın kalplerine de bu dinin güzelliklerini aşılayalım, nakşedelim. Bu güzel kültürü çocuklarımıza aktaralım, onlarla yaşatmaya devam edelim. Bizim anlattığımız, hatıralarımızda yer eden ve ara ara hatırladığımız o güzel bayramları, çocuklarımıza da yaşatmaya, onların da bayram hatıraları edinmesine çalışalım. Bayramları bir vesile bilip sıla-i rahim yapalım. Gönüllerimizi birlik ve beraberlikle dinlendirelim.
Reklam
·
Puan vermedi
Artık kaçacak deliğimiz kalmadı..
Herkese merhabalar. Bugün benim için çok önemli bir kitabın, bende yarattığı duyguları tarif etmeye çalışacağım. Öncelikle hayatta herkesin izlediği,okuduğu,araştırdığı vb. Şeyleri kendine ait cümleleriyle, öznel tespitleriyle ifade etmesinin taraftarıyım. Zaten hayatta da böyle insanlar sıra dışı olup, biz sıradan seyircilerin hayatına
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,8bin okunma
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
"Bugün bayram Ama parlamıyor gözlerin." Posta Kutusundaki Mızıka kitabında böyle demiş A. Ali Ural. Sahi farkında mısınız? tüm hepimizin zihninde, dilinde aynı cümle dolanıyor; nerede o eski bayramlar :) Eskiden bayramlar daha başkaydı, neşeli ve heyecanlı ama şuan o eski duygularımızın coşkunluğundan eser yok. Gelin bu hissiyatı birde bilimsel olarak ele alalım ve bu sefer Dünya'nın En Yalnız Beyni Serkan Karaismailoğlu kitabından bir alıntı ile devam edelim: "Ergenlik döneminde Hem reseptörlerin fazla oluşu hem de ödül merkezinin aşırı duyarlı olması sayesinde duygularımızı ve aldığımız hazzı en üst düzeyde hissederiz işte tüm yetişkinlerin özlemini duyduğu bu müthiş hissiyattır. Bizler yaşlandıkça reseptör sayılarımız azalır ve algıladığımız hisler zayıflamaya başlar." Geçmişe dair tüm özlemlerimizin asıl sebebi aslında bu ama her birimiz yaşadığımız farklı farklı hayatlarda arıyoruz bu eksikliği! Halbuki bilimsel bir açıklaması var. Tam burada Goethe'nin" Çok fazla derin düşünen bir insan hayatının neşesini kaçırır. "sözü aklıma geliyor. Derin düşünüp hayatımızın neşesini kaçırmak yerine geride kalan reseptörlerimizle o andan zevk alıp mutlu yaşamaya devam :) İYİ BAYRAMLAR
Varsın biz saf olalım Varsın kötü niyetli insanlar olsun Arada bir aldatılalım, ama yine de insana güvenmeye devam edelim. İnsana inanmaya devam edelim. İyi insanı böyle bulabiliriz Hepimiz bir maden arayıcısı gibi İyi insanı aramak mecburiyetindeyiz. Gönlümüze yankı olacak Ayna olacak insanı aramak zorundayız.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Reklam
100 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Hani gülse bile gözlerinin hüznü ebedi yerinde duran bazı felek vurgunu adamlar vardır…” tamam böyle giriş yapmayacağım. “ kağıda dokunan kalem kibritten daha fazla yangın çıkarır” yok böyle de giriş yapamayacağım. Hani insan bir şey anlatmak için uzun uzun düşünür ya, bir şey anlatmamak için daha uzun düşünüyormuş. Tamam bu giriş oldu. Erdem Bayazıt’ın bir şiirinden alıntı yapıp devam edelim mi ? Edelim… “İsyan şiirleri bilirim sonra Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden Harfler harp düzeni almıştır mısralarında…” Daha fazla bir şeyler söylememe gerek var mı bilmiyorum, lakin
Ahmet Telli
Ahmet Telli
3 günde beni bayağı zorları. Bazen bir mısrasını aldım yürüdüm, bazen bir şiirini bir kaç saatte ezberledim. Gözlerinin hüznü ebedileşip şiirleri harf düzeni almış gibi kitaba yüklenmiş şairimiz. Nasıl anlatacağımı gerçekten bilmiyorum. Önerir misin diye sorsanız, bende çok etki yapan bir yazarın başkasında hiç bir etki yapmadığına şahit oldum. Kendime bir kere daha okumak için öneririm. …(devamı gelecek)
Su Çürüdü (Ciltli)
Su Çürüdü (Ciltli)Ahmet Telli · Everest Yayınları · 20231,699 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hayat hepimizin bildiği gibi iniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk ve biz bu yolda o kadar çok şeyi kafamıza takıyoruz ki! Gerçekten güç olabiliyor ve ustalık gerektiriyor kafaya takmama sanatı. Kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü gibi değil, hepimizin hayatında baş etmesi güç zorluklar hatta baş edemediği sorunları var. Peki akıl sağlığımızın
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713,1bin okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Büyülü Gerçekçilik, Korku, Masal
Öncelikle kapağa, baskıya bayıldım Cyberpunk havası olan bir kapak. Aslında öykü kitapları okumayı sevmem ama bu başka. Her akşam bir öykü okumak için yola çıkarak elimden bırakamadım. Seveceğimi düşünüyordum ama bu kadar beklemiyordum. Genel olarak kitap anlatım açısından çok katmanlı 10 öyküden oluşan bir kitap. Anlatım çok akıcı sade duru
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20231,976 okunma
592 syf.
5/10 puan verdi
Her ne olursa olsun benim için değerli bir seriydi ve sonunda sona geldik. Bu kitabı da heyecanla ve aynı duygusallıkla okudum. Bu sefer yan karakterlerin duyguları da ön plandaydı. Bütün karakterleri harmanlama işini yazar harika yapıyor bunu kabul etmek gerekiyor. Sadece karakterler çok fazla melankolik ve toksik bunu da kabul edelim önce jdjdj Son kitap biraz daha mutlu olalım gülelim eğlenelim ama son sayfaya kadar hâlâ o dram devam etti. Boğdu artık beni. Sürekli eskiye gidip gelmeler, uzun uzun betimlemeler... Uzun tutmaya da gerek yoktu bu kadar olayları çözüp (olayı nasıl çözdük o da oldu bittiye geldi) artık mutlu bir şeyler okuyabilirdik iki karakterin melankolisini okumak yerine. Ha hiç güzel şeyler okumadik mı okuduk. İkiz bebeklerimiz oldu bizim. İs ve Korhan'ın anne ve baba olacağını asla tahmin etmezdim hiç böyle hayal etmemiştim. Ama oldular çok da güzel oldular. Bir seriye de böylelikle kapattık.Bu serinin yeri bende çok ayrı olacak.
Daluyku
DaluykuBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2024103 okunma
Reklam
Bu nasıl bir teslimiyet
Birisinin şöyle dediği rivayet ediliyor: "Bir seferde, ihti- yar birisini gördüm. Oldukça yaşı ilerlemişti. Hâlini sordum. Dedi ki: Ben ömrümün başlangıcında, amcamın kızına âşık olmuştum. O da bana âşıktı. Tevafuk olarak o benimle ev- lendi. Zifaf gecesinde dedim ki: Gel! Bizi birleştirdiğinden dolayı bu geceyi Allah'ın şük- rüyle ihya edelim. Biz o gece namaz kıldık. Birimizin diğerine dokunma fırsatını bulamadık. İkinci gece yine öyle oldu. Bütün gece boyunca namaz kıldık. Yetmiş veya seksen seneden beri her gece biz bu hâl üzerine devam ediyoruz. Yanındaki hanıma işaret ederek: -Ey falan kadın! Böyle değil midir? İhtiyar kadın: - İhtiyarın dediği gibidir, dedi. Onların hâline bak? Eğer Allah onları bir araya getirme- seydi, ayrılık belâsına karşı nasıl sabredeceklerdi?
Hz. Ebu Bekir (ra) bir gün Hanzala (ra)'a rastladı. Hal hatrını sordu. Hanzala (ra) büyük bir üzüntü ve endişe içindeydi. "Hanzala münafık oldu ey Sıddık! dedi. Hz Ebu Bekir: " Sübhanallah! Bu nasıl söz böyle? deyince Hanzala (ra) şöyle devam etti: "Biz Hz. Peygamberin sohbetinde cennet ve cehennemi hatırlıyor, hatta onu gözle görüyormuş gibi bir hale bürünüyoruz. Rasulullah'ın huzurundan çıktıktan sonra ise çoluk çocuğumuzla, dünyevi maişetimizle meşgul oluyoruz . Bu sebeple onun sohbetindeki hal dışarıda kayboluyor. Duyduklarımızı çabucak unutarak başka bir halete giriyoruz. dedi. Hz Ebu Bekir: " Anlattıklarının benzeri haller bizde de oluyor. Haydi Rasulullah'a gidip bu durumu arz edelim, dedi. Rasulullah'a halini anlatan Hanzala'ya Hz. Peygamber cevaben: " Ya Hanzala! Sizin kalbleriniz sohbetteki tefekkür ve murakabe üzere devam etse, melekler sizinle musafaha ederler. Yollarda size selam verirler (Allah rasulü mübarek elini bir sağa bir sola üç kez çevirerek) lakin insan kalbi bazen şöyle, bazen böyledir." buyurdu. (Müslim)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.