Zeki Velidinin talebesi olmakla müftehiriz.
1920 Nisan’ında Stalin, Başkurt ordusu ile ilgili bazı konuları görüşmek üzere, Zeki Velidi’yi Moskova'ya çağırdı. Moskova'daki görüşmeleri sırasında Lenin, Zeki Velidi'ye, “bölge meselelerini bırakması ve Rusya genelindeki meselelerle ilgilenmesi” tavsiyesinde bulundu. Amaç Zeki Velidi'in Başkurdistan’dan uzaklaştırılmasıydı. Nitekim bir süre sonra, General Denikin'e karşı savaşın sürdürüldüğü Ukrayna Cephesi’nde, Tatar-Başkurt kıtalarının düzenlenmesi görevi verildi. Bu arada Zeki Velidi, Sultan Galiyev ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmekteydi ve komünistlerin kısa bir süre içerisinde Müslüman-Türk liderlere yönelik bir tasfiye işlemi başlatacaklarını anlamıştı. 29 Haziran sabahı Moskova'dan ayrıldı ve daha sonra ortadan kayboldu. Aynı gün Türkistan'da Turar Rızkulov ve arkadaşlarının komünist partisinden ve yönetimdeki görevlerinden alınarak tasfiye edilmiş olmaları, Zeki Velidi’nin olayları ne kadar doğru yorumladığını göstermektedir. Velidi, bir süre sonra Bakü üzerinden Türkistan bölgesine geçecek ve orada yürütülen millî mücadeleye katılacaktır.
Reklam
Sovyetlerle iş birliği için Başkurt Hükümeti'nin talepleri “Dâhilî ve İktisadi işlerde tam muhtariyet, Millî Ordu'nun genelde Sovyet Komutanlığı'na bağlı, fakat içeride serbest olması, komünizm ideolojisinin mecburi olmaması” şeklinde sıralanmaktaydı. Harbiye Nazırı ve Ordu Komutanı Zeki Velidi, ayrıca, Başkurt askerî gücünün Türkistan Cephesi'ne gönderilmesini talep ediyordu. Bolşevik yönetiminin bu şartları kabul edeceğini bildirmesi üzerine, 18 Şubat günü, Başkurt alayları Sovyet Birinci Ordusu saflarına geçtiler. Daha sonra Kazak lider Ahmet Baytursun ve Başkurt lider Ahmet Zeki Velidi başkanlığındaki iki heyet, birlikte Moskova'ya giderek, komünist yöneticilerle masaya oturdular. 23 Mart günü, Başkurt ordusu ve Başkurdistan iktisadi durumu ile ilgili 20 maddelik bir antlaşma, Lenin ve Stalin'in de onayıyla imzalandı ve Rus gazetelerinde yayınlandı.
1919 yılı başlarında, bütün Rusya'daki dengeleri büyük ölçüde etkileyen birgelişme yaşandı. Müttefik ülkeler, 23 Ocak'ta, Bolşevik yönetimini resmen tanidıklarını ilan ettiler. Müttefiklerle Sovyetler arasındaki görüşmelerin 15 Şubat tarihinde başlatılması konusunda uzlaşma sağlanmıştı. Bu gelişme Sovyet yönetiminin elini büyük ölçüde güçlendirmişti. Moskova'ya karşı mücadele edenmilletler için ise sonun başlangıcı anlamına gelmekteydi. Muhtariyet mücadelesiveren Başkurt ve Alaş Orda hükümetleri için Moskova yönetimi ile iş birliği yapmak dışında bir seçenek kalmamıştı.Sovyetlerle iş birliği için Başkurt Hükümeti'nin talepleri “Dâhilî ve İktisadi işlerde tam muhtariyet, Millî Ordu'nun genelde Sovyet Komutanlığı'na bağlı, fakat içeride serbest olması, komünizm ideolojisinin mecburi olmaması” şeklinde sıralanmaktaydı. Harbiye Nazırı ve Ordu Komutanı Zeki Velidi, ayrıca, Başkurta skerî gücünün Türkistan Cephesi'ne gönderilmesini talep ediyordu. Bolşevik yönetiminin bu şartları kabul edeceğini bildirmesi üzerine, 18 Şubat günü, Başkurt alayları Sovyet Birinci Ordusu saflarına katıldı.
Bütün Türk halkı muhafazakâr ve dindar insanlardı. Ordu şimdilik kendisine sadık olsa da Sultan ya da Halife'ye yapacağı bir müdahalede askerler bile ona karşı gelebilirdi. O, ordusu olmadan bir hiçti.
Sayfa 216 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Sovyet hükümeti büyük ölçüde kontrolü sağladıktan sonra, komünist kadroların kontrolünde biçimsel otonomiler kurulacak, daha sonra da Bolşevizmi araç olarak kullanıp millî devletlerini yaratmayı amaçlayan yerel kadrolar acımasızca tasfiye edilecekti. 1920 Nisan’ında Stalin, Başkurt ordusu ile ilgili bazı konuları görüşmek üzere, Zeki Velidi’yi Moskova'ya çağırdı. Moskova'daki görüşmeleri sırasında Lenin, Zeki Velidi'ye, “bölge meselelerini bırakması ve Rusya genelindeki meselelerle ilgilenmesi” tavsiyesinde bulundu. Amaç Zeki Velidi'in Başkurdistan’dan uzaklaştırılmasıydı. Nitekim bir süre sonra, General Denikin'e karşı savaşın sürdürüldüğü Ukrayna Cephesi’nde, Tatar-Başkurt kıtalarının düzenlenmesi görevi verildi. Bu arada Zeki Velidi, Sultan Galiyev ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmekteydi ve komünistlerin kısa bir süre içerisinde Müslüman-Türk liderlere yönelik bir tasfiye işlemi başlatacaklarını anlamıştı. 29 Haziran sabahı Moskova'dan ayrıldı ve daha sonra ortadan kayboldu. Aynı gün Türkistan'da Turar Rızkulov ve arkadaşlarının komünist partisinden ve yönetimdeki görevlerinden alınarak tasfiye edilmiş olmaları, Zeki Velidi’nin olayları ne kadar doğru yorumladığını göstermektedir. Velidi, bir süre sonra Bakü üzerindenTürkistan bölgesine geçecek ve orada yürütülen millî mücadeleye katılacaktır.
Reklam
333 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.