İnsan annesini, babasını, ablasını veya halasını fazla düşünmezdi. Bu ilişkilerin varlığını soru sormadan kabul ederdi.
İnsan onları kişiler olarak düşünmezdi. Kendi kendine, onlar nasıl insanlar, diye sormazdı.
Çok sevdim. Günlerdir elimden bırakmamak için yavaş yavaş tadını çıkara çıkara okudum. İlk kitaba bayıldım demiştim de asıl bu kitaba bayıldıımm. Karakterleri, evreni, gotik esintisi, olaylar her şeyiyle o kadar iyiydi ki...
"Eğer insanlar korkuyorsa, bırak korksunlar," dedi. "Omuzların onların beklentilerinin ağırlığını taşımak için yaratılmadı, Signa. Sen başkalarını memnun etmek için yaratılmadın."
Ölüm'e karşı hissettiğim duyguları kelimelere sığdıramam. Harika biri, favorim. (Spoi) Kader'in gelişiyle şekillenen olaylarla çok gerildim başta. Signa, Ölüm, Kader üçlüsünü okumaya nasıl dayanırım diye düşünüyordum. Ama korkutuğum gibi olmadı Signa ve Ölüm aşklarına çok iyi sahip çıktılar. Kader anlaşmalarıyla bir çok kez zorluk çıkardı ama hiç hesaba katmadığı biri tarafından alt edilmesi o kadar zevkliydiki. Blythe gerçeklerin ortaya çıkmasıyla gösterdiği cesareti okumak çok güzeldi. Her an güçlü durmaya çabalaması ve zeki olmasına bayıldım. Signa'yla Blythe arasındaki bağın, asla kopmaz durumuna gelmesi çok anlamlıydı, ikisinin dostluğunu çok seviyorum. Kitabın sonu rahatlama hissi ve kahkahalarımla bitti. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum bu seri favorim.