Birsen Kurtuldu

Sabitlenmiş gönderi
"Kitap okuyanlar, yani başkalarının acılarını paylaşabilenler çoğalmalı ki dünya daha hızlı güzelleşebilsin”
Reklam
...yaşamı kolaylaştıracak yöntemlerden bahseden insanlar, bu yöntemleri bilmeyen kişilere kıyasla hayatın içinde daha çok debelenen insanlardı. O kadar tükeniyorlardı ki, artık tükenmek istemedikleri için sürekli farklı yollar bulmaya çalışıyorlardı. Hayata katlanma yolları, yaşamaya devam etme yolları...
"Evet, mutluluk o kadar da ulaşılmaz değil. Mutluluk denilen şey geçmişimizde ya da uzak geleceğimizde beklemiyor. Hemen gözlerimizin önünde duruyor."

Reader Follow Recommendations

See All
Dışarıdan bakınca nazik davranan ancak içten içe karşısındakini kullanıp kendilerine fayda sağlamaya çalışan sayısız insan vardı. İkiyüzlü değillerse de kayıtsızlardı. Kayıtsızlığın içinde korku yatardı.
Bir kişinin düşüncesiyle yüreği sıkıntıya kapılmayalı epey uzun bir süre geçmişti. Bunca zamandır unuttuğu bir duyguydu bu. Hatta tekrar yaşayamayacağı bir his olduğunu bile düşünmüştü.
Reklam
"Nefes alabildiğini hissettiğinde hayatın biraz daha katlanılabilir olduğunu düşünürsün çünkü."
"Halbuki yaşamak zaten bu işte. Öylesine yaşıyoruz. Doğmuşuz çünkü."
"Kitaplarla çevrili bir alandayken güvendeymişim gibi hissettiğimi fark ettim."
"Gurur duygusundan yoksun bir hayat yaşamanın ne kadar zor olduğunu bilemezsin elbet! Bütün gün deliler gibi çalışsan da geriye hiçbir şeyin kalmadığı, hayır, sadece yorgunluğun kaldığı bir hayat!"
"Her işin bir artısı ve eksisi vardır, benim mottom bu. Bir işin iyi yönü olduğu gibi kötü yönü de olacağından duygusal iniş çıkışlar yaşamamaya çalışıyorum."
Reklam
"Bu toplum, kişilerin ancak çalıştığı takdirde geçimlerini sağlayabileceği şekilde yapılandırılmış. Buna rağmen dünya çapında bir işe sahip olamayan insanlar gitgide artıyor. Çalışanlar yabancılaşıp tükendiğinden, çalışmayanlar ise para kazanamadığından insana yaraşır bir hayat yaşayamıyor."
"Evet, her şeyin gitgide arttığı bu dünyada sırf maaşlar yükselmiyor, bir de azalırsa ne olur düşünemiyorum." "Şu üsttekilerin maaşı hızla yükseliyor ama bir bizimki böyle, cidden sinirleniyorum. Esasen şirketin yürümesini sağlayan bizler değil miyiz?"
"Zamanımızın oldukça önemli bölümünü çalışarak, çalışarak tükettiğimiz gücü geri toplayarak veya iş bulmak, işe hazırlanmak ve tutunmak adına gerekli olan binlerce mecburi görevle meşgul olarak harcadığımızı göz önünde bulundurunca, vaktimizin ne kadarının gerçekten bize ait olduğunu söylemek giderek zorlaşıyor."
Çalışamama endişesi yerine, geçimimizi sağlayamama endişesi duymamız gerekmiyor mu? Demek istediğim, hükümetin asıl görevi çalışma alanı yaratmak değil, halkının geçimini sağlama yöntemi bulmak değil mi?"
"İş denilen, toplumun daha fazla çalışma alanı yaratmaya devam etmesini gerektirecek kadar matah bir şey mi? Üretkenliğin son derecede geliştiği bir toplumda bile, neden hâlâ herkesin hayatları boyunca çalışmak zorunda olduğu düşünülüyor?"
Sayfa 134 - David Frayne, Çalışmanın Reddi, Çeviren: Jang Sangmi, Dongnyok, 2017, sayfa 25.Kitabı okuyor
2,926 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.