Dünya bu kadar bozuk, bu kadar düşkün olmasaydı, nesnelerin yaldızları, Tanrının elinin uzak ışığı yitmemiş olsaydı, ben hırsızlık edip binlerce çılgınlık yapar mıydım sanırsın? Böyle bir dünyada baştan başlamak kolay mı? Her şey sağırlaşsa, anlamını yitirse, hapishane duvarlarını yumruklar gibi tuğlalara vurulsa, vazgeçememek, umudu yitirmemek elde mi?
Sayfa 136
" Keşfetmekte önemli olan, keşfettiğin şeyin bulunmaya değer olup olmadığıdır. Bazı şeyler orada kendi hallerinde duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor, Amerika gibi. Bazı şeyleri de keşfetmemek daha iyi, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi. " " Sanırım ben ilk söylediğin kategoridenim." dedi Shmuel. "Evet, " diye cevap verdi Bruno. "Sanırım öylesin... "
Reklam
Giardano Bruno
"Gerçeklere akıl yoluyla erişilir,iman yoluyla değil " dediği ve "kutsal diye bilinen din kitaplarının, insanları zeka bakımından geriletip,ahlâken çökerttiğini" ileri sürdüğü için, tutukkanıp yargılandıktan sonra odun ateşinde ölüme mahkûm edildi.
-'Acıyor mu? ' diye sordu Bruno. _'Artık hissetmiyorum' dedi Shmuel.
Sayfa 167Kitabı okudu
Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar. Giardano Bruno
4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
İnanç nedir, inanç mutlaka Tanrı'ya ve dinsel doktrinlere inanmayı mı getirir? İnanç, mantıklı düşünmeye aykırı ya da ondan kopmuş bir şey midir? İnanç sorununu anlamak için akıllı ve mantıklı olmayan inançtan benim anladığım, boyun eğmeye ya da mantıklı olmayan otoriteye (insana ya da fikre) dayalı inanmadır. Mantıklı inanç ise kendi düşünce
Sayfa 140
Reklam
Her zaman – derdi Bruno –, maske takarak dolaşırız,… Ama yapayalnızken, kimsenin, hiç kimsenin bizi görmediğini, bize yalvarmadığını, saldırdığını, yakınlaşmadığını sanarken hangi maskeyi takarız ki? Belki de yapayalnız insanın kutsallığı o anda ilahi olanın önünde ya da kendi bilincinin önünde maskesiz olmasındadır.
198 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
BU KİTAP BİR ÇOCUK KİTABI DEĞİLDİR VE KÜÇÜK VE SAF KALPLİ MASUM BİR ÇOCUĞA OKUTULMAMALIDIR Bu kitabı heniz bitireli on dakika bile olmadı ve henüz duygularım tazeyken hemen inceleme yazmak istedim. Kitap beni hıçkırıklara boğdu, zor durdurdum kendimi. Zaten duygusal bir insanım ve özellikle Filistin konusu beni çok derinden etkiliyor. Kitap hakkında söylenecek bir cümle bulmak zor, tarifsiz -ki arka kapağındada kitap tarif edilmemiş- bir kitap. Bruno henüz dokuz yaşında küçük bir çocuk ama kalbi kocaman. O kadar masumki… (yine ağlamaya başladım) Tıpkı filistinde her gün katledilen binlerce çocuk gibi… Kitabı kaldırabilecekseniz okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Keşke gerçekten bilinçlenmesi gerekenlerin çoğu okumaktan mahrum insanlar olmasa. Bruno’nun saflığıda beni çok derinden etkiledi, tıpkı ben gibi. Bazı olaylara bakış açımda dünyada kötülüğünde olduğunu unutuyorum bazen… Bu kitaba ondan aşağı bir puan vermek haksızlık olur, ayakta alkışlanacak çok başarılı bir eser. Bunu başara yazacağım sonada yazıyorum, BU KİTAP KESİNLİKLE BİR ÇOCUK KİTABI DEĞİL!! Bir çocuğun masum kalbi sadece oyunla dolmalı, en azından şimdilik okunmasın :(
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139.1k okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Okuyuuunnn!!!
“Sanki bir daha asla neşeli olmayacakmış gibi görünen insanlar var.” . . Hiç düşündünüz mü neden içimizdeki çocuğu hep var etmeye, onu öldürmemeye çalışırız. Ne var ki bu kadar, bu çocuk halimizden vazgeçemediğimiz. İşte fazlasıyla etkilenerek okuyup bitirdiğim, etkisinden kolayına çıkamayacağım bu dram yüklü kitaptan sonra ara ara aklıma gelen sorularım cevaplanmış oldu. O zamaaannn buyrun kitabımızı incelemeye. 9 yaşındaki küçük adam Bruno ailesiyle birlikte Berlin’de yaşarken babasının Aushwitz’deki Nazi Kampına üst yönetici olarak atanmasıyla kendini çocuk aklının hiç alamadığı bir hayatın içinde bulur. Daha önce bahçe içinde geniş bir evde yaşarken, burada evin penceresinden sadece tel örgülerle ayrılmış bir alan görülmektedir. Tel örgünün bir tarafında ailesiyle birlikte kendisi diğer tarafındaysa çizgili pijama giyen kalabalık yaşar . Bu yeni yaşamına alışması tel örgünün kalabalık tarafında bulunan, kendisiyle yaşıt Yahudi Shmuel ile gizli gizli sıkı bir arkadaşlık kurmasıyla başlar. İki çocuk böylece yalnızlıklarını birbirleriyle paylaşır. Derken bir gün Shmuel’in babası kaybolur ve Bruno hiç düşünmeden çizgili pijama temin edip duvarın öbür tarafına geçer ve arkadaşına aramada yardımcı olur. Ve artık Bruno dan bir daha kimse haber alamaz Böyle karmaşa ortamında bile hiç kirlenmemiş çocuk kalbinin saflığıyla kurulan dostlukla bize çok derin mesajlar veren, savaşın çocuk gözüyle anlatıldığı bu sıcacık eseri sadece çocukların değil herkesin okumasını öneririm .
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139.1k okunma
Bruno,hayatı boyunca deli olarak kabul edebileceği bir tek kişi tanımıştı; o da Bay Roller’di.
Reklam
Ruh günahın evine yerleşmiş bir gölge miydi? Yoksa, Giordano Bruno'nun düşündüğü gibi, ten gerçekten ruhun içinde miydi?
San Marco bahçesinden çıkarlarken Francesco Granacci bir grup arkadaşına, “Deli bu adam, söylüyorum size!” diyordu, “Ne dedi, biliyor musunuz: Resmin gizi geometride yatıyormuş ve resim çizmeden önce her zaman bir dizi uzun matematik hesabı yapması gerekiyormuş.”
Sayfa 147
“Göreviniz artık bir düzen dayatmak, kabul edilebilir kendilikler yelpazesini kısıtlamak, aktörlere ne olduklarını öğretmek veya kör pratiklerine biraz düşünümsellik eklemek değildir. AAT'den bir sloganı kullanacak olursam, 'aktörlerin kendilerini takip etmeniz' gerekir; yani bu kolektif varoluşun ellerinde neye dönüştüğünü, onu birbirine uygun hale getirmek için hangi yöntemleri kullandıklarını, kurmak zorunda kaldıkları yeni ortaklıkları hangi izahların en iyi şekilde tanımlayabileceğini onlardan öğrenmek için çoğunlukla yabani olan yeniliklerine yetişmeye çalışmaktır”
O gün Bruno öldü, hiç akla gelmeyen bir sonla ... Küçük kalbinde can dostu Shumell'in babasını bulacağı, arkadaşının kahramanı olacağı umuduyla öldü... Yüreğinin ücra bir köşesinde Shumell'in bir Yahudi olması, ırkçılığın soyundan gelmiş olmasının bir önemi olmadan öldü...Bruno, sadece bir dostunun yüzündeki umutsuzluğun dağılması sağlayacak umutla öldü... Bu sabah yatağımın başucunda duran 208 sayfa yolculukla bana eşlik eden Bruno'nun üzüntülü haberiyle uyandım. Kalbim paramparça... Bruno, o gün gizlice girmiş olduğu Yahudi kampında gaz odasında ölüme terk edildi. Ondan geriye; kederli bir aile, kalbi burkulmuş bir okuyucu ve 208 sayfadır kafama tüm gerçekleri çarpıtan somut bir cisimden (kitaptan) başka birşey kalmadı.. H.
sen benden uzaklaşıyormuşun , beni yalnız bırakıyormuşun gibi. evet, tam öyle: git, bruno . beni yalnız bırak..
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.