Yazarımız, rüyalarında buzul çağında, insan-maymun arası atalarından birinin hayatını yaşayan bir adamın ağzından kaleme aldığı romanla karşımızda.
O çağda üç ayrı tür insansı bulunmaktadır: Henüz ağaçtan inmemiş, vahşi maymunlara daha yakın Ağaç İnsanları; Kocadiş'in "Halk" olarak adlandırdığı ve kendisinin de ait olduğu, hem ağaçlarda hem de mağaralarda yaşayan tür; bir de bu insansıların en gelişmişi olan, ateş yakıp ok ve yay kullanan Ateş İnsanlar.
Kitapta, ilkel atalarımıza ve içinde yaşadıkları, dur durak bilmeyen bir çatışma ve hayatta kalma mücadelesinin süregeldiği gaddar dünyaya ilişkin karanlık bir tablo çizer.
Dil bakımından yoksun, duygularını göğüslerine vurarak, tuhaf sesler çıkararak gösteriyorlar...
Şiddetin her türlüsü taa o zamandan beri, güçlünün hayatta kalıp, zayıfın öldüğü, aşkın, sehvetin, tek eşiliğin her uygarlıkların görüldüğü tüm insani duyguların canlı bit şekilde belirtilmesine tanıklık ediyor rüyalarında..
Tek dertleri karınlarını doyurabilmek ve vahşi hayvanlara yem olmamak için uyuyacak güvenli bir yer bulmaktır: yüksek ağaç tepeleri veya daha gelişmiş olanlarının yaşadığı dar girişli mağaralar.. Ve bunları buldukları zamanda yerler, içerler ve tutkuyla sevişirler.
Çünkü bundan sonraki adımı hala kendilerine bilmezler...