Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir tek özlemleri deviremedim şu ince bileklerimle Geriye kalan her şeyi yıktım, fena yaptım Ve en güzeli unuttum Defalarca tekrаrladım kendimi her yeni gün için Ama her yeni gün eskidi, yarın Baktım ki hep or'dayım, aynı noktalardayım Ortada kalmış ortalık kişiyim Sen şimdi yoluna bak, ben adımlarını sayarım Bütün bu olanlara dayanamam ama madem öyle hazırım Ama galiba...
Belki kaybetmişim, belki kazanmışım
Yine akşam oldu, Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine, Uzaklık aynı gerçi, Heryerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi, Yine akşam oldu orda olduğu gibi, Görebiliyorum seni burdan da, Aynısıydı oradayken de, Uzaklıktan korkmuyorum belki de, Orada da aynıydı uzaklık gerçi Donuklaşmış oldu artık bu, Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi, Galiba ben baştan kaybetmişim, Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Reklam
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Dünyanın derdini düşününce ne denli sıkılıyor canımız. Kimselerin umurunda değil olan bitenler. Alasdair Gray, "Senin kalbin bu berbat dünya için biraz fazla iyi canım," der. Varsın öyle olsun sevgili okur. Dünya berbat diye rengini alacak değiliz bu cehennemin. Elbette üzülecek, elbette dertleneceğiz. Çiçekli bir gün dileriz. Var
Daha çok, daha çok yok olmanın eşiğindeyim bu aralar. Sigaralar, şişeler galiba fazla boş verdim. Bana her yer sen artık, hiç farketmez sevginin olmadığını bile bile intihar edemezdim. Kalamazdım, aptal olarak yanında kalamazdım. Yazmasam keşke şunları ama kafayı yiyecek gibi oluyorum, daralıyorum, bunalıyorum, ölüyorum. Hiç benim olmadığını fark ettim ilk kez, çınar ağacı altında saçlarını okşamak vardı ama olmadı yıl geçti olmadı istediklerim, iyi dileklerim üflediğim pastaların tadını kaçırdı. Geç fark ettim hiç benim olmadığını, ben de üzgünüm geç fark ettiğim için. Çınar ağacı kesildi gitti, sahiller altüst, dünya dönmekten yorulmuş kuşlar uçakmaktan yollar ezilmekten, aynı ben yani. Sigara bitmekten, umut tükenmekten, arabalar gitmekten... Yorulduk. Cümleten biz gidelim artık kalkın, biz tükendik tanrım. Kimse görmedi, yavaş yavaş, usul usul, sessiz sessiz biterken. Fırtınalar koparttım içimde, Hiç benim olmadığını fark ettiğim an. Hiç benim olmamışsın.
Anlamlı ve güzel bir hikaye. Uzun bir hikaye.. Papatya ve yakamoz..
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Reklam
Ben özledim galiba seni, Bu yüzden bu kadar sitemlerim... open.spotify.com/track/0U3PatDOA...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.