Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sensizken( Kendimden)
Senden başka her şeye kör gözlerim Seninleyken bile seni özlerim Resmine dalıp giden gözlerim Yüreğimden kan akıyor sensizken Vuslatın gönlümde bahar yelidir Hasretin gözümün akan selidir İlin köyün gönlümün başkentidir
HERKES GİDER GÜZERGAHI
Sıkıştım kaldım gecelere, Yollara, taşlara... Trafik ışıklarına, Elimde bilmem kaçıncı sigara. Ben artık yokum, Yolum yordamım kalemim ucunda. Saatlerimin hepsini kapattım,
Reklam
- Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de birbirimize baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım.
yazı mektubu
Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da, madem Risale-i Nur şakirtlerinin bir şahs-ı mânevîsi var; şüphesiz o şahs-ı mânevî bu zamanın bir âlimidir. Sizin kalemleriniz ise, o şahs-ı mânevînin parmaklarıdır. Kendi nokta-i nazarımda liyakatsiz olduğum halde, haydi, hüsn-ü zannınıza binaen bu fakire bir üstadlık ve tebaiyet noktasında bir âlim vaziyetini verdiğinizden bağlanmışsınız. Ben ümmî ve kalemsiz olduğum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır; hadiste gösterilen ecri alırsınız.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Benim Kararlarım
Bundan tam 10 yıl önce çıktığım bu yolda başlarda ürkek bir kız çocuğuydum. Korkuyordum hatta çok korkuyordum. Herkes bana neyi nasıl yazmam gerektiğini ve hatta neyi nasıl yapmam gerektiğini söyledi. Hiç unutmam bir gün bir öğretmenim bana aktif ve sosyal bir öğrenci olmamam konusunda tavsiyede de bulunmuştu.Ona göre sadece ders çalışmalıydım.
İç dökme perileri.
Adına ne denir bilmem. İster karma densin, ister ilahi adalet. İçtenlikle ve haksızca üzüldüğüm ne varsa, üzenlerin hep aynı şekilde, aynı durumda oluşlarına şahit oldum, oluyorum. Başkasından bir kötülük görmeye gerek yok. İnsan kendi kuyusunu kendisi kazan bir varlık, onu anladım. Bir yandan da şunu ezberletip uygulattım kendime: "Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz." Ben de aldım dersimi. Zira, dersimi öğrenmedikçe devam etti o döngü. Tam "artık anladım" dediğim anda bir benzeri çıktı karşıma. "Hadi bakalım, gerçekten anlamış mısın görelim" denilircesine. Ve sonuç, yine aynı hata-lar. Bu defa da yine aynı cümleyi kurdum: "artık anladım" Şimdiyse gelecek olan o sınavı bekliyorum kendimi kendime kanıtlamak için. Artık biliyorum ki, uğranılan kimi haksızlıklara insanın kendisi kapı aralayabiliyor, bile isteye. Belki de bi miktar mağdura yatmanın dayanılmaz hafifliği. Haksızlığa uğramanın kapısını aralık bırakmayıp sızlanmamak ile her haksızlıkta kendini kusurlu görmemek arasındaki dengeyi öğrenip öğrenmemenin sınanması bu. Kalemim, silgim, suyum hazır. Bekleyelim bakalım.
Reklam
Olamaz olamaz sensiz yârim Kabir azabından beter hâlim Acılar, bütün derdim Sensiz bir dünyayı neyleyim? Olamaz olamaz sensiz yârim Kabir azabından beter hâlim Acılar, bütün derdim Sensiz bir dünyayı neyleyim?
Aşk,a
Ay yine tüm çekiciliğiyle süslemiş denizi, Sokakta kimsecikler yok her zaman olduğu gibi, Ben,kalemim ve sıcacık kahvem... Hepimiz çok özlemiştik seni. Şimdi tekrar hoşgeldin deme zamanı. Umarım bu sefer, Bana ayırabileceğin çok zamanın vardır. Olmasada erken vedalara alıştı yüreğim...! İnanki yine eşin benzerin olmayacak bende, Dünyalara sığdıramayacağım seni, Her zaman birlikte olabilmek için, Yine gecemi gündüzüme katacağım. Gerçi habersiz yakaladın beni ya! Olsun ne olacak ki? Zaten kapım ardına kadar açıktı sana. Ama çok beklettin bu defa... Sonunda geldin ya, Önemli olan da bu değil mi? Şimdi yanıbaşımdasın ve de rüyalarımda... Benim için daima kutsal olduğunu sakın unutma! Ve bu defa beni bırakma...!
Namık Kemal
Namık Kemal
Bir yazıya çabalıyorum şimdilerde. Tıpkı benim gibi meçhul ve ehemmiyetsiz... Hayatını tasvir için yokluğu ve varlığı alelade bir teneffüsten ibaret vasatlar takımından bir kimseyi seçiyorum kendime. Çoğu kült eserde rast geldiğimiz anlatıyı gerçekçi kılmak adına yazılan, hani adı sanı hatta söyleyecek bir tek sözü olmayan kimselerden birini. Her
Hizmet-i kudsiye
Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da madem Risale-i Nur şakirdlerinin bir şahs-ı manevîsi var, şüphesiz o şahs-ı manevî bu zamanın bir âlimidir. Sizin kalemleriniz ise o şahs-ı manevînin parmaklarıdır. Kendi nokta-i nazarımda liyakatsiz olduğum halde, haydi hüsn-ü zannınıza binaen bu fakire bir üstadlık ve tebaiyet noktasında bir âlim vaziyetini verdiğinizden bağlanmışsınız. Ben ümmi ve kalemsiz olduğum için sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır, hadîste gösterilen ecri alırsınız. Lemalar
Reklam
BELKİ HİÇ OLMAMIŞTI
Sabahın erken saatleri… Caddeler boş… Kırlangıç çığlıkları havayı bir jilet gibi kesip duruyor. Oyunbaz kargalar kaldırımlarda paytak adım geziniyor. Baygın bir ıhlamur kokusu diğer bütün kokuları bastırmış, gönlünce yayılıyor. Şehir yeni yeni uyanıyor. Binlerce evde aynı anda kahrolası alarmlar çalıyor; düşler belki de en güzel yerinden
383 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.