Biz Müzeyyen ile telsiz duvaksız evlenmiştik. Kendi kendimize evlenmiştik. Nikâhı Müzeyyen kıymıştı. Galata Kulesi’nin tepesindeydik. Güneş, Haliç’in kuyruk sokumunda, inceden yangın rengindeydi. Müzeyyen önümdeydi, hafiften sarılmıştım. Kollarımı kendisine daha da çekerek, kendini benimle sıkı sıkı sarmış ve “Tamam,” demişti, “güneş bu işe izin verdi, pederim olarak.”