Çok defa düşünürüm: Bâkî ile Sinan acaba dost oldular mı? Süleymaniye’nin yapıldığı yıllarda Bâkî yirmi beşle otuz arasında genç bir molla idi. Bir yıl kadar da Süleymaniye binalarının inşasına nezaret etmişti. Kim bilir, belki de Türkçe’yi o kadar kudretle bükmesini burada, nizamını yakından bilmediği bu sanatın gözü önünde, çıldırtıcı bir
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"...süzüldüm imbiğinden... Piştim, o ihtiyarın dergahında Babamın oğluydum eskiden; Oğlumun babası oluverdim birden..." Küçükken babamıza ne kadar önem verdiğimizi büyüyünce unutuveriyoruz maalesef. Bizi omzunda saatlerce taşıdığını ya da hastalandığımızda pek hissettirmese de ne kadar endişelendiğini, bizim için geceyi gündüzüne katıp
Kırmızı Bisiklet
Kırmızı BisikletCan Dündar · Can Yayınları · 20121,876 okunma
Reklam
Sabahattin Ali
"Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?"
Sayfa 232 - Destek YayınlarıKitabı okudu
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yine Yusuf Atılgan ve yine bize yaşamın gerçeklerini gösteren bir şaheser. Zebercet kalabalıktan ve insandan rahatsız olan sırf yanında insan var diye burnunu karıştıramadığına sinirlenen bir karakter. Atılgan bu romanında yaşamın tek düzeliğini, bazı insanların detaylara ne kadar çok takıldığını ve mutlak hakikatin Ölüm olduğunu bize anlatmaya çalışmış. Roman biraz da varoluşsal gibi geldi bana. Zebercet'in dünyası basit, tek düze ve hatalarla. Zaten kendini hatasız sananlar yüzünden değil mi dünyanın bu durumu? Aslında Zebercet'in yaşamında hepimizden bir şeyler var. Belki de Zebercet biziz. Benim, sensin ve o...
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,2bin okunma
60 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Stefan Zweig'in diğer eserleriyle aynı özellikleri taşıyan bir başka başarılı eser. Bu eserlerin türünü tam olarak karşılayan isim nedir, bilmiyorum. Novella, tam olarak karşılıyor sanırım; fakat ben uzun hikaye veya kısa roman demeyi tercih ederim. Zweig'in diğer eserlerinde olduğu gibi bu eser de bir anda bitiveriyor. Gerek içerik olarak gerek de yazım tarzı ve üslup olarak, okuduğum diğer Zweig eserleriyle ortak noktalar var. Anlatım tarzında; benim okuduğum Satranç, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat kitaplarında da olduğu gibi yazar başka bir kişiyle tesadüf eseri karşılaşıyor ve onun hikayesini dinlemeye başlıyoruz. İçerikte yine belirli psikolojik unsurlar, yoğunlaşılan duygular bu eserde de aynı. Hikayeyi anlatan karakterin duygu yoğunluğu içinde kaybolması, hırs, saplantı ve umursanmamanın verdiği acının kişiyi ele geçirmesine Amok Koşucusu'nda da rastlıyoruz. Karakterin bu duygular içinde olması ve intiharı tek çözüm yolu olarak görmesi, gerçek hayatında yaşamına intihar ederek veda eden yazarın kendi duygularını da yansıttığını düşünüyorum. Kitabın ismi konusunda diğer eserlerinden bir farklılık gördüm. Daha basit, sıradan, konuyu doğrudan yansıtan isimler seçen Stefan Zweig; bu kez hem okurunu bilgilendirmiş; hem de hikayeyi özetleyen ve konu bütünlüğünü - devamlılığını sağlayan müthiş bir isim seçimine gitmiş. Hayatta saniyelerin içinde verdiğimiz kararların ne kadar mühim olduğunu bizlere yansıtan, pişmanlığın ne elim bir duygu olduğunu aktaran bir başka Zweig şahaseri...
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,6bin okunma
Bu ölümlülerle tartışmaya girdiğimde onlardan çekiniyordum ve kafamda kemdimi ne kadar yükseğe çıkartırsam, başkalarının yanında üstünlüğümün farkında olduğumu o derece az gösterebiliyor, bu da bir yana, söylediğim en basit sözden ve yaptığım en basit davranıştan utanmama alışkanlığını bile kazanamıyordum.
Sayfa 92 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.