Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Uzun zamandır bu kadar dehşet bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum.
Yazar olayları o kadar titizlikle işlemiş ki başlarda kafamda oluşan soru işaretleri kitabın sonlarına doğru birer birer gitti. Yazarın anlatımı doğal, yapmacık değil. Özellikle betimlerini çok etkileyici buldum. Bazı yerlerde olaylar gözümden film seyrediyormuşçasına geçti gitti adeta.
Her karakterin güçlü bir tarafı var, başlangıçta onları bu taraflarıyla tanıyorsunuz fakat olaylar ilerledikçe yazar zayıflıklarını da göstermeyi ihmal etmiyor. Yazar karakterlere değil karakterler yazara yön veriyor sanki. Sanırım en çok bu kısmı hoşuma gitti.
Rin’i çok sevdim. Ve en çok da onunla empati kurdum sanırım. Aldığı çoğu kararı da destekledim bu yüzden.
Bir karakterin ölümüne en son ne zaman bu kadar üzülmüştüm hatırlamıyorum. Ölümü çok ani oldu.
Rin ve Altan ikilisini uzun bir süre unutabileceğimi zannetmiyorum.
9/10 puan verdi
Geçenlerde Twitter'dan bir arkadaşımla ilk defa buluştuk. "En baştan başlayalım" dedi bana. Okuduğumuz okullar, yaşadığımız şehirler, başımızdan geçenler... Birkaç yıl ben anlattım, "şimdi ben sana yetişeyim" diye o devam etti. Sırayla götürdük bu işi ve benim çok hoşuma gitti. Hoşuma gitmesinin nedenlerinden büyük bir
Bu kitap bir belgeselde duyduğum şu cümleyi hatırlattı "Her şeyin her şeyle bağlantılı olduğunu hatırlayın". Değişik bir kurgusu var, neredeyse 500 sayfa son 15 sayfa için yazılmış ve son 15 sayfanın olabilmesi için kitabın içinde geçen tüm karakterlerin aynı şeyleri yapması gerekiyor. Yazar kimisi 2 hatta 3 kuşak geçmişine kadar anlatıyor ve sonunda ki o kaosa ulaşıyoruz. Kitabın içinde 200 300 karakter var -sanırım- yazar bunları hep aklında tutabilmiş hemde arka planda birbirleriyle bağlantısını kurabilmiş -karakterler bunu asla bilemiyor-. Takdiri hak ediyor.
Kitap bana bir meydan da oturmuş insanları incelerken başlarında ki küçük bilgi kutucuklarından soyağaclarını inceliyormuşum izlenimi verdi bunu da ayrıca sevdim. Kitap gerçek üstücülük olarak geçiyor, bir anlığına ya hu bu insanlar var mı, bu bir biyografi mi diye düşünüyorsunuz.
Bir anlığına başka şehirlere, mekanlara gitseniz de olay dönüp dolaşıp hastane içine bağlanıyor hep sonunda.
Son olarak hastane de tedavi için yatırılan, olmayan karısının sol eliyle kendisini aldattığını düşünen Barış Bakiç'ın "Bugün 14 Şubat sevgililer günü.. Karıcım bunlar delirmiş" lafı kitabın özetidir benim için. Çünkü herkes delirmiş.
Not: *Kitapta sıklıkla bahsedilen "Karlı birde günde saat kulesi ve şehir" fotoğrafını çok merak ettim, internetten de araştırdım ama bulamadım.
*Ve bence kitabın en cazip kısmı da Yüzyıllık Yalnızlık gibi ama Türk işi olması.
Önyargınızı sakince yere bırakın, tamam şimdi devam edelim
Bu kitap tam olarak fourth wing vol2.
Konu olarak alakaları yok belki evet ama sosyal medyayı sallamaları ve abartılmaları tam olarak aynı sebeplerden. İkisi de size sevilen bir kaç serinin ortaya toplaması olarak sunuluyo ve yazım dillerinin akıcılığı okuma sürecini kolaylaştırdığından kitaba daha rahat uyum sağlıyosunuz.(yalan yok harbiden çok
Pain...that sh*t never leaves you the same...
"Çok yalnızdım. İnsanlarla konuşamıyordum. Hiç arkadaşım yoktu Sürekli korkuyordum....O güzeldi ve sahip olduğum tek saf şeydi."
Herkese selam. Ya ne zaman bu seriden bir kitap bitirsem "yenisini çabuk üstüme atın" modunda geziyorum, boşluğa düşüyorum resmen. Bu arada baştan söyleyim kesinlikle herkesin kaldırabileceği bir
Kitap zaten Agromon İblisi ve bir büyücü ile başladığı için heyecanlı bir şekilde okumaya başladım. (Bana böcürtü hatırlattı.) Valentine amacını aşağı dünyalılara haykırırken kimseye acımıyor veya merhamet etmiyor.
Seeli Sarayı ve o sahnedeki dökülen gerçekleri okumaya bayıldım. Perileri okumak ve ikinci defa o sahneleri okurken neler olacağını
Bazı romanlar ilk cümleleriyle hatırda kalır.Masumiyet müzesi de onlardan biri..
“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.”
Bence bu roman ne politik ne de tarihi bir roman.. Sadece bir kadına fena halde takılan zengin bir adamın hikayesi.. Kitabı sevdim ama bazı bölümlerinde yer yer sıkıldığımı da itiraf ediyorum. En sevdiğim kısmı yazar İstanbul’u çok güzel anlatmış. On yıl gibi uzun bir sürede yazılan kitabı bir kaç satırda anlatmak imkansız.. Sadece şunu söylemek isterim sanki romandaki ilk hedefimiz müze değil aşk dediğimiz karmaşık, psikolojik, kültürel antropolojik şeyi soğukkanlılıkla anlamak..
“Kendisinde olmayan bir şeyi, kendisinden talep etmeyen başka birine vermeye çalışan" kemalin çok kabahatı yok sanırım aşk böyle bir şeymiş..
Kemal ve Füsun rüyama girmeden son alıntıyla veda ediyorum..
“Mutluluk” insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır sadece..
Aşk Bahsi | Kitap Yorumu
•
Selaaaamlar! Tatlı mı tatlı, romantik komedi filmi tadında, çıtır çerezlik, yüzünüzü gülümsetecek bir kitap arıyorsanız sizi bu yoruma alabilirim! Yazarın diğer kitaplarını çok merak etsem de tanışmamız bu kitapla oldu. Bay Yanlış Numara kitabında olan Olivia’nın abisinin hikayesini anlatıyor, Aşk Bahsi. Yazarın kalemi
·
Not rated
Kitabı okumadan önce yorumlarına bakmıştım ne yalan söyleyeyim biraz da eleştirel yaklaşabilmek için ve bir incelemede şöyle bir yorum gördüm " bu aşk değil arkadaşlar bu bir hastalık. "
İlk başta acaba kişiye bu eleştiriyi yaptırmış ne yazmış olabilir bu yazar diye düşündüm ve kitabı bir günde bitirdim ama bugün bu kitabın sadece
Taklitler aslını yasatırmış..
Öncelikle kitaba şişirilmiş bir puan verdiğimi söylemeliyim. Bu puanı vermemin sebebi tamamen kitabı çok doğru bir dönemde okumam ve kitabın temelde konusunu beğenmemdir. Yorumumu tüm seri için düşünebilirsiniz.
Sırada kitapla alakalı genel bilgilerden bahsedeyim; kitabın Dikenler ve Güller Sarayı serisine benzediğini söylemeliyim.Bu cepte. Sonra kitabın kesinlikle +18 ve hatta bayağı bir üstü olduğunu da şuraya bırakıyorum. Kitabımız pazarlık yaparak hayatını idame ettiren bir peri birader ile onunla pazarlık yapmak isteyen güzel bir insan kız arasında geçiyor. 3 serilik kitapta bu ikilinin maceralarını ve birbirlerine duydukları saçma sapan çekim silsilesini okuyoruz.
Elestiri kısmı;Kitabın evreni güzeldi ama çok daha iyi yazılabilirdi.Detaylar kurguyu parlatabilirdi. Kitabın karakterleri daha az küfür edip daha az mercimeği fırına verebilirdi. Kitap yan karakterlere daha çok yer verebilirdi. Temper karakterini daha çok tanımak isterdim. vs vs.
Hakkını verdiğim kısmı; Evren dikenler ve güller sarayına benzesede ondan ayrılan kısımları ben sevdim. Kitapta hep bir ne olacak şimdi hissiyatı mevcut buda iyiydi. ( gerçi bazen eee ne olacak dediğiniz yerde sacma sapan birseylerle uğraştıkları ve asıl konudan saptıkları da oldu. ) Yazı puntosu diger kitaplardan daha büyüktü.
