"Çoğu zaman kendilerini sana hoş göstermeye çalışırlar, fakat korkakların kurnazlığı her zaman bu olmuştur. Evet korkaklar, kurnazdır. Dar ruhlarıyla seni çok düşünürler. Sen her zaman düşündürücü bir şeysin. Çok düşünülen şey, düşündürücü olur her zaman. Bu erdemlerin için seni cezalandırırlar. Aslında yalnız hatalarını affederler. Sen sakin ve dürüst olduğun için dersin ki: "Bu küçük varlıklar suçsuzdur. Fakat onların dar ruhları şöyle söyler: 'Bütün büyük varlıklar suçludur.' Sen onlara şefkatli olsan bile kendilerine hakaret ettiğini sanırlar ve senin iyiliğine gizli acılarla karşılık verirler. Senin sessiz gururun onların zevkini bozar. Bir defa da gururlu olacak kadar alçakgönüllü olursan seni ayartırlar. Biz bir adamda bulduğumunu alevlendiririz de! Onun için küçüklerden sakın! Senin karşında kendilerini küçük görürler ve alçaklıkları sana karşı görünmez bir kin halinde yanar, tutuşur. Kendilerine yaklaştığın zaman nasıl sustuklarını ve kuvvetlerinin sönmüş bir ateşin dumanı gibi kaybolduğunu hissetmedin mi?"
“ah, nasıl bu aşktaki hararet eksikliğinden üşüyorum ve büzülüyorum!”
Sayfa 71 - HandanKitabı okudu
Reklam
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
_Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin
Genç bir adam yolda rastladığı bir hanıma, "Izin verirseniz madam, dedi, size 'begleit-digen' isterim." Aslında hanıma "begleiten [eşlik etmek istiyordu herhalde, ama teklifinin ona "beleidigen [hakaret)" geleceği korkusunu duyuyordu. Bu iki çelişik coşkusal itkinin, tek bir sözcükte-aslında dil sürçmesinde-dile gelmesi, genç adamın gerçek niyetinin pek de saf olmadığını, ve kendisine bile, hanıma hakaret olacakmış gibi geldiğini gösterir. Ama bunu ondan gizlemeye girişirken, bilinçaltı ona bir oyun oynamış ve gerçek niyetini ele vermiştir. Öte yanda bu arada hanımdan geleneksel bir yanıt beklediğini de öngördüğü anlaşılıyor: "Öyle mi! Siz beni ne sanıyorsunuz? Bana hakaret etmeye nasıl cesaret ediyorsunuz!"
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.