Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bir Edebi Saplantının Öyküsü
''Jacques, bu mobilyaları kendi iradesi dışında sürüklendikleri sefil sondan bir rehine kurtarır gibi kurtardığına inanmaktadır; kaderin onu asla kaçamayacağı bir ödevle görevlendirdiğini hissetmektedir; içinde kimsenin yaşamadığı odaya bir göz attığında yatağın, yazı masasının, kitaplığın, o kişisel eşyaların bir ölünün yadigârlarını
Proust'un Paltosu
Proust'un PaltosuLorenza Foschini · Kırmızı Kedi Yayınları · 201268 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Onca zamandır kitap öneriyorum size. Aranızda uzun zamandır beni takip edenleriniz de var. Şayet hâlâ tavsiye ettiğim bir öykü kitabını okumamışsanız ve aşağıya da maalesef ben öykü okuyamıyorum yazacaksanız vallahi darılırım size ona göreÖykülerin okura verdiği özgürlük hissi çok az yazım türünde var. Çünkü öykünün sonunu okuruna bırakır çoğu
Bıçak Parası
Bıçak ParasıAhmet Türkoğlu · Librum Yayınevi · 20248 okunma
Reklam
152 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
14 Öykü
Mutedil Dalgalı, yazarın Muhtelif Evhamlar Kitabı' dan sonra okuduğum ikinci kitabıydı. Yazarın bu kitabında Muhtelif Evhamlar Kitabında ulaştığı özgün üslubu daha da geliştirdiğini söyleyebiliriz. Kitaptaki öykülere gelecek olursak; Bu kitaptaki ilk öykü olan "Ve Emel..." öyküsünde Muhtelif Evhamlar Kitabının ilk öyküsü olan
Mutedil Dalgalı
Mutedil DalgalıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 2022641 okunma
108 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsanlık Halleri
Muhtelif Evhamlar Kitabı Ömür İklim Demir ile tanışma kitabımdı. Kitabı bitirdiğimde iyi ki de bu kitabı okumuşum dedim. Öykülerdeki kahramanların her birinin de çeşitli evhamları var. O yüzden kitabın adı Muhtelif Evhamlar Kitabı. Öykülerin konuları orijinaldi. Yazar yarattığı atmosferle her bir kahramanının iç dünyasındaki buhranı hissetmemizi
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,5bin okunma
“Bence bu öykünün yeryüzünde en çok bilinen öykü olmasının sebebi, herkesin öyküsü olması. Bence bu öykü insan ruhunun simgesi. Şu anda el yordamıyla ilerliyorum, açıklayamazsam üstüme atlamayın. Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur, öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur, suçtan da suçluluk kaynaklanır - işte insanoğlunun öyküsü. Bence reddediliş çıkarılıp atılabilse, insanoğlu farklı olurdu. Belki delilerin sayısı daha az olurdu. İçten içe eminim ki çok sayıda hapishane olmazdı. Her şeyin başı, başlangıcı o. İhtiyacı olan sevgi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, suçluluğunu gizler; bir başkası kendini parayla sevdirmek için hırsızlık yapar; bir üçüncüsü dünyayı fetheder; ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk. İnsanoğlu tek suçlu hayvandır. Bir dakika! Dolayısıyla, bence bu eski ve korkunç öykü, ruhun bir haritası olduğu için önemli gizli, reddedilmiş, suçlu ruhun.”
164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Evrenin Yatışmaz Yapısı ve Diğer Öyküler dört öyküden oluşan hacimli bir eser. İlk öykü "Evrenin Yatışmaz Yapısı" 73 sayfalık uzun bir metin. Aykut Ertuğrul'un kendisini öykü karakteri olarak kullandığı, ana metinde Leyla ve Aykut'un önce Paris'te başlayan ve sonrasında İstanbul'da devam eden esrarengiz hikâyesine tanık oluyoruz. Öykünün üstkurmacasında ise Korkut Molla ve Evliya Çelebi'nin tarihsel üstkurmaca türünde değerlendirebilecek hikâyesini görüyoruz. Dede Korkut Hikâyeleri ve Georges Perec'in Kış Yolculuğu öyküsü olmak üzere pek çok yazar ve eserle metinlerarası ilişkide olan öykü, kurmacanın kendisi üzerine de odaklanan, yazma eylemi üzerine düşünen bir metin. Ayrıca Esatiriler adında asıl hikâyeyi arayan gizli bir örgüt vasıtasıyla postmodern polisiyeye de göz kırpan tam bir postmodernist uzun öykü. İkinci öykü olan "Adem'den Önce" ise tam bir distopik metin. İnsanın vicdanı ve zihniyle androidler arasında geçen, uzak bir zamanda geçen karanlık, sorgulama içeren güzel bir öykü. "Binbir Cevapsız Çağrı" öyküsünde İshak Karınca adlı yazarın hikâyesine onu her gün telefonla arayan modern Şehrazat'ın dahil olduğu bir kurguyla tanık oluyoruz. Son öykü "Kuyularda Dolaşan" ise anlatımıyla kitaptaki en soyut öykü. Ama onda da günümüzde yaşanan pek çok somut gerçekliğe değinmiş yazar. Bu kitabı detaylıca incelediğim videoyu izlemek için: youtu.be/ZIe0-eR3kUY
Evrenin Yatışmaz Yapısı ve Diğer Öyküler
Evrenin Yatışmaz Yapısı ve Diğer ÖykülerAykut Ertuğrul · Ketebe Yayınevi · 039 okunma
Reklam
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ethem Baran’ın öykülerinin ilk cümleleri oldukça çekici. “Derken bahar geldi.” cümlesi kitabın da açılışında yer alan öykünün ilk cümlesi. Okuyucu ustalıkla ani bir beklentinin içine giriyor, bahar gelince ne olacaktı? Bir başka öyküsü “Seksen altı yaşındaki dedemin askerlik celbi geldi; o günden beri sesi çıkmıyor.” cümlesi ile başlıyor. Çarpıcı ve trajikomik bir açılış. Elbette Dede’ye olanları merak eden okuyucu hızla öykünün içine çekiliyor. Hayata dair kesitlerin sunulduğu öykülerin öncesinin ve sonrasını merak eden okuyucu, kitabı belli bir temponun altına düşmeden bir solukta okuyor. Bozkır ve şehir arasındaki sıkışmışlık duygusu yazarın kendi yaşamından otobiyografik bir özellik midir çok net değil ama yazarın kaleminin yaşamın bu alanına çok da yabancı olmadığını düşündürüyor. “Sonra elleriyle toplayacaktı sıcaklığı, hatta avcunda saklayacaktı ve yolda giderken zaman zaman hohlayarak o sıcaklığın ömrünü uzatacaktı.” cümlesi buna güzel bir örnek. Olağanmış gibi yaşanan sıradışı hayatların izi sürülüyor yazarın öyküleriyle. ‘Alamadım Eyvah’ öyküsündeki gencin hayali ancak eski model, en ucuz arabaya sahip olabilmenin sınırlarında geziniyor. Hayali bile gerçeğin, hayatın acı gerçeklerinin etrafında dolaşacak kadar dar. Gerçek yaşamda da çokça karşılaştığımız bu ve benzeri karakterler kendilerine anlaşılır ve sağlam bir yer buluyor Ethem Baran’ın öykülerinde.
Döngel Dünya
Döngel DünyaEthem Baran · İletişim Yayınları · 2019599 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Taş Sektirme Ustası
"Demek ki bir taş atınca hepten delirmiyor insan." Ya da taşlar atılmasa delirecekti insan. Taş sektirme Ustası bana bir kaçış öyküsü gibi geldi. Anlaşılmayı beklediğimiz bir yere kaçış. Yüklerimizi, taşlarımızı indirebileceğimiz, bizi dinleyecek terbiye edecek bir derya bulma çabası. Öykü her şeyden önce bir dil işçiliği. Resul Bey bunu fazlasıyla başarmış. Öyküler birbirini tamamlayarak bir akış oluşturmuş. Bu yönüyle bir uzun öykü veya roman okuyor gibisiniz. Her öykünün damarlarında aynı derinliği hemen hemen bulabiliyorsunuz. Öyküde uzunluk kısalıktan ziyade mesele etkileyicilik ve yoğunluktur. Üslup size yumuşak yumuşak dokunarak sarsıyor ve bazı yerlerde hikâyeyi gizleyerek okuyucuya alan açıyor. Damıtılmış ve hakkı verilmiş cümlelerle kısa öyküler etki alanını genişletiyor. Bir ilk eserin çoğu zaafiyetlerinden uzak bir öykü kitabi. Resul Bey'ın kalemi daim olsun.
Resul Bulama
Resul Bulama
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme UstasıResul Bulama · 0154 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.