KOKU (spoiler içerir)
*Koku en eski duyudur denir, en ilkel canlılar önce kokuyu algıladılar. Hayatta kalmak için elzemdir, ancak tek başına karar verici olabilmesi hele de bir katile tavır konusunda, insani değil de hayvani değil midir? İnsanın akıllı bir hayvan olduğunu söyleriz, öyleyse insan yalnız koku ile bu derece manipüle olabilir mi? Anlaşılan yazar insanın pek de rasyonel olmadığı kabulüne de sahip. *Kitapta hoşlanmadığım şey Grenoulle bir şeyi yaparken bir şeye direnirken bir şey için didinirken neden öyle yaptığını onu orada neyin tuttuğunu bilmeyişimiz. Önce amaçlar sonra eylemler olur ya, bu kitapta önce eylemler var ve o eylemler neticesinde bir şekilde Grenoulle'in amaçladığı şeyler doğuyor. Bu kitabın bir eksiği değil kasıtlı bir sunuş ise Grenoulle'in kokusunu bilmediği gibi ne istediğini de bilmeyen nehirde bir yaprak gibi sürüklenen biri olduğunu söyleyebiliriz. *Kitapta bazı tekrarlar bulunuyor. Grenoulle önce kendi varlık çığlığı ile annesinin ölümüne neden oluyor, tabakhaneden ayrıldığında ustası karlı alışveriş yaptığını sanırken ölüyor, parfüm ustası Baldini yüzlerce formül ve şöhret kazandıktan sonra iç rahatlığı ile Grenoulle'i uğurlamasının ardından dramatik bir şekilde ölüyor, yer gazı kuramcı adam yine Grenoulle sayesinde şöhret kazanıp onun ardından ölüyor, son olarak kalfa olarak çalıştığı Grasse'deki dükkanda gidişinin ardından baş kalfa idam ediliyor. Bu dramatik tekrarlar dikkatimi çekti.
Koku
Koku
520 syf.
9/10 puan verdi
Çok fazla abartıldığını düşünsem de Martin Eden bireysel gelişim, bilimsellik ve aşkın harmanlandığı oldukça güzel bir kitap. Birini sevmek bir insanın kendine ve hayata bakış açısını ne ölçüde değiştirebilir? Aşk-sevgi hislerinin insanda oluşturduğu özfarkındalık oldukça iyi işlenmişti. Pamuk'un "Bir gün bir kitap okudum ve bütün
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392.7k okunma
Reklam
88 syf.
8/10 puan verdi
Derleme olduğunu bilmeden aldım. Ne yalan söyleyim kapaktaki pop art deniyor sanırım o tarz dikkatimi çekti. Çekmeseydi de kapağın üstünde kocaman şekilde yazan "Derleyen" yazısını görebilseydim belki bu güzel düşünceleri ve alıntıları okuyamayacak, yazarı daha az tanımış olacaktım. Wilde okumayı ve kapağı sevdiğim için biraz yanlış bir
Aforizmalar
AforizmalarOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023387 okunma
480 syf.
·
Not rated
·
Read in 30 hours
#oyuncakmüzesi -EMRE GÜL “Onların ölümü benim sanatım olacak.” Bugüne kadar okuduğunuz tüm polisiye, katil hikayelerini unutun. Şimdi size tam tersi bir hikaye sunacağım. Çünkü bu hikaye kurban tarafından değil de katilin gözünden anlatılıyor. Oldukça iyi kurgulanmış, gerilim ve heyecan son ana kadar devam ediyor. Karakterlerin her biri,
Oyuncak Müzesi
Oyuncak MüzesiEmre Gül · Guardian Yayınları · 202450 okunma
85 syf.
·
Not rated
Delifişek-İnceleme
Şeker Portakalı'nın devam kitabının üçüncüsü. Yine Zeze karşımızda ama bu defa yetişkin biri olarak. "Dur bakalım, sakin ol. Neden hep böyle yapıyorsun oğlum? Ya çok hüzünlüsün ya da aşırı neşeli, ya fazlasıyla seviyorsun ya da nefret ediyorsun, ya birazcık üzülüyorsun ya da kendini öldürüyorsun, ya plaja gitmez oluyorsun ya da saatlerce orada kalıyorsun... -Sizler bana her zaman ya sekiz ya da seksen sekiz olduğumu söylemiyor musunuz? Babasıyla Zeze arasında geçen bu konuşma, aslında Zeze'nin bu kitaptaki karakteri, hayatı hakkında fazlasıyla bilgi veriyor bize, artık delikanlı olan ve hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan, çok iyi bir yüzücü olarak karşımıza çıkan, babasının hastalığı yüzünden fedakarlıklar yapmak zorunda bırakılan, hayatımın aşkı dediği Silvia'dan babasının isteği nedeniyle vazgeçen bir Zeze. Ama bu kitapta bence şöyle bir şey var, sanki Güneşi Uyandıralım kitabında, anlatılmayan kısımları detaylarıyla anlatmış gibi. Ekstra bir şey anlatmamış bence burada yazar. Güneşi Uyandıralım' da mesela en son Zeze ailesinin yanına dönüyor kitap o şekilde bitiyor, haliyle bu kitapta ailesinin yanına döndükten sonra neler oldu oradan başlamasını bekliyorsunuz ama yine Zeze'nin evlatlık verildiği yerdeki babasıyla, oradaki arkadaşıylarıyla olayları dinliyorsunuz, şaşırdım açıkçası, beklentimi karşılamadı ama elbette anlatımı çok güzeldi.
Delifişek
DelifişekJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202127.6k okunma
savaş ve yazıklar olsun ki tarafsızlık
Saraybosna'da ilkokulları gezmek ve çocuklarla konuşmak gibi bir adetim var. Çocukların düşünceleriyle, bazı entelektüellerimizin düşüncelerini kıyasladığımda, oyum sıklıkla çocuklardan yana oluyor. Kimileri buna karşı çıkabilir fakat bu onların sorunu. Çocuklar, vatanları Bosna Hersek ve mensubu oldukları millet söz konusu olduğunda son derece netler. Onlar için bu kavramlar gayet açık, kafalarında herhangi bir karmaşa yok. Kimi entelektüellerin ise şöyle şeyler dediklerini işitiyorum: "Ben tarafsızım, savaşla ilgilenmiyorum, ben bunların üstündeyim." Onlar nedense hep bir şeylerin ötesinde,hep bir şeylerin üstünde. Çocukları öldürdükleri, kadınlara tecavüz ettikleri bu savaşta onlar tarafsızmış; böyle bir durumda herhangi birinin tarafsız olma hakkı var mıdır? Bu yaşadığımız zaman gerçekten de bir tezatlar dönemi, iyilik ile kötülük hiçbir zaman, âmâ bir insanın bile neyin ne olduğunu anlayabileceği kadar açık bir şekilde çarpışmamıştı. Ancak,yazıklar olsun ki onlar tarafsızmış!
Sayfa 157
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.