“O anki bir doğa kanunuymuş gibi, her yüzyılda tüm uluslararası sistemi kendi değerlerine göre yeniden biçimlendirecek kuvvet, irade ve entelektüel ve moral güce sahip olan bir ülke ortaya çıkmaktadır. XVII. yüzyılda Kardinal Richelieu’nün yönetimindeki Fransa, uluslararası ilişkilere, ulus-devlet kavramına dayanan ve nihai amaç olarak ulusal çıkardan güç alan modern yaklaşımı getirmiştir. XVIII. yüzyılda, Büyük “Britanya, sonraki 200 yıl boyunca Avrupa diplomasisine egemen olan güç dengesi kavramını geliştirmiştir. XIX. yüzyılda, Metternich’in Avusturya’sı, Avrupa Anlaşması’nı yeniden kurmuş ve Bismarck’ın Almanya’sı da Avrupa diplomasisini soğukkanlı güç politikası oyununa döndürerek bu anlaşmayı yıkmıştır.
Sm (kore müzik şirketi) İngiliz grup çıkarıyormuş ve elemanları özellikle 1d'ye benzer tipte bulmuşlar dgfgfg ulan 1d bok gibi grup üstelik çakması çıkıyor sanırım sfzczdf. Kpop şirketleri özgün değil dediğiniz an fanları kudurmuş köpek gibi saldırıyor eee müziğin öncüsü şirket bile aynı boku yapıyor. Ayrıca İngiltere'de başarız olurlar umarım çünkü İngiltere müzik grup kültürü olan bi ülke bu grup başarılı olursa İngiltere gibi köklü müzik tarihi olan yere daha fazla yerleşirler bu da Dünya müzik endüstrisinin daha çok boka batması demek.
Devlet çarkı birgün çark durduğunda bu duruştan zarar görmeyecek olanlar tarafından döndürülüyor... Türkiye’nin geleceği ülke dışından Türkiye’yi denetleyenlerin eline bırakılmış olduğundan devlete çalışanlar “kısa günün kârı” hesabıyla çalışıyor.
İsmet Özel, Cuma Mektupları-II
Böyle bir diktatörlük fazla uzun ömürlü olamaz aslında. Kendi çelişkisini kusmaktan asla vazgeçmez. Burjuvazinin hem tahakklimünli garantiye alacak hem de ülkenin geri kalanma kırıntı da olsa bir şeyler verebilecek ekonomik araçlarıolmadığından -olabildiğince çabuk ama en kaba tarzda cebini doldurmakla fazlasıyla meşgul olduğundan- Ulke ekonomik
durgunluğa gitgide daha çok batar. Bu durgunluğu gizlemek, kendine güven telkin etmek, övünebileceği bir şey bulabilmek
için de başkentte dev binala dikmekten ve sözde prestij projelere harcamalar yapmaktan başka seçeneği yoktur.