Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Donanmanın bu güçsüz hale düşmesinde en önemli neden II. Abdülhamit'in donanmanın, amcası Abdülaziz'i tahttan indirdiği gibi kendisini de indirebilir kuşkusu sonucu Haliç'te çürümeye terk etmesidir.
Sayfa 88
1877-1878 savaşlarındaki başarısızlıklardan sonra yeni bir düzenleme kaçınılmaz oldu. Tugaylardan oluşan tümenlerin ardından Kolordu teşkilatı da orduya girdi. Ayrıca askerî eğitim konusunda da Fransız sistemi yerine Avrupa savaşlarında daha etkin olduğunu kanıtlamış olan Alman sistemine geçiş yapıldı. Bunun için de Alman askeri eğitimciler davet edildiler.
Sayfa 85
Reklam
1826 yılında yeniçeriliğin ortadan kaldırılışıyla, orduda eğitim ve lojistikte modernleşme girişimleri de hızlandı ancak hiçbir zaman Batı düzeyine ulaşamadı
Sayfa 85
Osmanlıların genişleme dönemi sona erip batıda zaferler kazanamadan dönmeye başlayınca orduda reform yapılması gereği anlaşıldı
Sayfa 85
Fransız İhtilali'nin askerlik açısından en önemli gelişmesi Kamu Selamet Komitesi'nin Savaş Bakanı Lazare Carnot Tarafından yaratılan topyekûn askeri alma sistemi ile kurulan yurttaşlar ordusudur.
Sayfa 83
Modern anlamda topyekûn savaşın ne zaman ortaya çıktığı konusunda kesin bir tarih vermek zordur. Kuşkusuz ki, Birinci Dünya Savaşı bu konuda en önemli dönüm noktasıdır. Ama Fransız İhtilali savaşlarından başlayarak kademe kademe topyekûn savaşa yaklaşıldığını söyleyebiliriz. Sanayi devrimi sayesinde nüfusun ağırlıkla tarımsal faaliyetlerden kurtarılmaya başlaması ve demiryollarıyla istenilen yeri hızla sevk edilebilmesi gerçek kitle ordularının ve topyekûn savaşın maddi temelini teşkil etmiştir.
Sayfa 82
Reklam
19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında sömürgeciliğin en etkin araçlarından birisi de demiryolları olmuştur. Çünkü demiryolu şirketleri yaptıkları demiryolun her iki tarafındaki toprakların yeraltı ve yerüstü kaynaklarını da işleme hakkına sahip oldukları gibi o ülkenin içlerine kadar girme imkânını da elde etmekteydiler
Sayfa 62
1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan, 1830- 1848 ihtilalleri ile olgunlaşan milliyetçilik fikirleri 20 ayrı ırk ve 21 ayrı dilin konuşulduğu çokuluslu Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına zemin hazırladı
Sayfa 61
15. ve 16 yüzyıllarda en görkemli dönemini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu 17 yüzyıldaki duraklama devrinden sonra, dünyadaki gelişmelere ve Ortaçağ sonrası Rönesans ve reform hareketlerinin doğurduğu yeni akımları ayak uydurmak için yenileşme hareketlerine girişmiştir. Fakat güç merkezleri artık kaymıştı ve yenileşme hareketleri devleti kurtaramayacaktı.
Sayfa 59
Feodalizm ve feodal Toprak düzeni genel anlamında kapitalist birikimi oluştururken, Osmanlı toprak düzeni böylesine bir birikime yol açmamıştır. Kapitalist bir birikim olmadığı için de kapitalizme geçilememiş ve sanayi devriminin dışında kalınmıştır
Sayfa 58
Reklam
Kurucusunun adı ile bilinen Osmanlı Devleti gazâ ve ganimet sistemi üzerine kurulmuştur. Genişleme döneminde çok iyi işleyen bu sistem, genel kabule göre, 18. yüzyılın sonuna kadar sürmüş imparatorluğun gerileme devrine girmesi ile değişmeye başlamıştır. Tarihçilerin çoğunluğu Osmanlı'nın endüstri devrimine ayak uyduramayışını ve gerileme devrine gelişine toprak düzeniyle açıklamaktadırlar.
Sayfa 58
1914 yılı Temmuzunda başlayan Birinci Dünya Savaşı 1918 yılında bittiğinde artık Avrupa siyasi haritasında bazı imparatorluklar siliniyordu. Bunlardan birisi de Osmanlı imparatorluğu'ydu. 1299 yılında kimi tarihçilere göre 400 çadırdan oluşan küçük bir Beylik olarak kurulup 622 yıl sonra bir imparatorluk olarak toprakları paylaşılıyordu
Sayfa 57
Halide Edip Adıvar miting konuşması
"Ey Türk ve Müslümanlar! Bugün gözlerimizin önünde öteyi görmeye engel olan bir karanlık var. Bu karanlık belki aylar, belki de yıllarca devam edebilir. fakat Türk ve Müslüman Dünyası, elbette bir sabaha kavuşacaktır. Ufkumuzda güneş doğacak ve ortalığı aydınlatacaktır. Türk İstiklâl güneşi, şimdi sapsarı olan benizlerimize Taze bir pembelik, ümit, saadet ve zafer getirecektir. Gözlerimizi bu güneşi görmeye alıştırmalıyız. Fatih'lerin, Yavuz'ların, Kanunîlerin ülkesi, istiklâlsiz kalamaz. Mithat Paşa'ların, Namık Kemal'lerin, Tevfik Fikret'lerin vatanı, asla özgürlükten mahrum edilemez. Birbirimize ellerimize uzatalım. Tek bir hedefe, yalnız Türk özgürlük ve bağımsızlık gayesine doğru yürüyelim... "
Sayfa 47
Tüm İstanbul 27 Mayıs 1919 Salı günü Sultanahmet meydanında toplandı. Meydan o güne kadar örneği görülmemiş kadınlı erkekli muazzam bir kalabalıkla dolup taşıyordu
Sayfa 47
Türk heyetinin içinde bulunduğu durumu anlamak kolaydır. Ateşkes hükümlerine 'Hayır' deseler ne olacaktı? savaşa devam gücü tükenmiş bir devletin delegesiydiler. İngilizlerin verdikleri şifahi sözlere kanarak çok ağır koşulların altına imza attılar. Agamemnon zırhlısındaki üçüncü günlerinde 30 Ekim 1918 tarihinde işgale resmen kabul ettiler ve İstanbul'a döndüler. İmzalanan ateşkes hakkında padişaha bilgi vermek üzere Dolmabahçe Sarayı'na gittiklerinde Vahdettin'in Harem dairesinde bulunduğu, yorgun olduğu ve kendisini ziyaretlerinin bugün mümkün olamayacağı bildirildi.
Sayfa 44
262 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.