Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
151 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Susan Sontag’ın klasik metni 'Başkalarının Acısına Bakmak', yaşadığımız zamanda kendisini güncelleyerek kitabı farklı şekillerde düşünmemizi sağlıyor ve bu açıdan önemini koruyor. Düşünür, metnin sonlarında yer yer felaket içerikli fotoğrafların, "insan kötücüllüğü"nü, onun "sapkın yanlarını" görmeyi sağlayabileceğini veya "vahşet kareleri hayatımızda hayalet gibi etrafımızda dolaşırken" bu görüntülerin, "insanların şevkle, kendilerini haklı ve üstün görerek yapabilecekleri, yapmaya gönüllü olabilecekleri şeyin resmi" olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Ancak bana kalırsa baştan beri bahsettiklerimizi de düşünürsek, tüm bu meselenin, insan türünün doğasından çok savaşı besleyen devletlerle, politikalarla, neyin görünür neyin görünmez olduğunu belirleyen iktidar biçimleriyle ilişkili olduğunu düşünmek yerinde olur. Çünkü "başkalarının acısına" fotoğraflarla veya başka araçlarla bakarken hem o bakışın yönünün hem de fotoğraflanan vahşetin, insanın doğal durumundan çok onun kültürel, ideolojik, politik çerçevesiyle belirlendiğini kitap boyunca görebiliyoruz.
Başkalarının Acısına Bakmak
Başkalarının Acısına BakmakSusan Sontag · Agora Kitaplığı · 2004457 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zamanda atlamaları en yalın şekilde hissettiğim romandı. Okurken asla kafamı karıştırmadı, her bir cümlesi içime işledi. Travmalar, aile sorunları gibi konuları yine çok güzel ele almıştı Schulman. Birçok duyguyu bir arada hissedeceğiniz ve sizin de Harriet, Yana ve Oskar’a yolculuklarında eşlik edeceğiniz bir hikâye. Bu kitap hakkında her şey mükemmel, kesinlikle bir şans verin.
Malma İstasyonu
Malma İstasyonuAlex Schulman · Timaş Yayınları · 2024117 okunma
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Tanpınar kitabında belli bir dönem yaşadığı veya tarihsel süreç içinde önemli bir konumu olan beş şehri (Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul) anlatmaktadır. Şehirlerin kültürel tarihini, mimari yapılarını, musikisini ve doğayla olan ilişkilerini kendine has üslubuyla anlatır. Mimari eserlerin bulundukları konumla uyumuna ve her detayın kültürle yoğrularak yapıldığını anlatır. Musikiyi anlatırken bir yandan açıp dinlemek istersiniz aynı zamanda. Şehirlerin tarihini giriş paragraflarında okurken sahneler gözlerinizin önünden film şeridi gibi geçer. Her şehrin kendine has bir dokusunun olduğunu ve adı geçince çağrışımı olduğunu söyler. Bir medeniyetin tamamen formunu değiştirmesi ve yeni bir yol tutması için beş yüz yıl geçmesi gerektiğini söyleyen Tanpınar'a göre yaşadığı zaman dilimibu sürenin dolduğu vakittir. Kitapta anlattığı şehirleri farklı zaman dilimlerinde görmüş olması sebebiyle kendisi de değişimin bizzat şahididir. Şehirlerin tarihlerini anlatırken ağızlarda güzel bir tat bırakır edebi cümleleri. Bir özlem duygu gibi gelir insana ama o zaman diliminde yaşamak gibi bir gayesi de yoktur. Bütün bu tarihsel sürece şimdi burada olduğu ve üzerinden bu kadar zaman geçtiği icin anlam verebildiğini söyler. Bu anlam sayesinde maziye şuurlu bakıp yarının dünyasında, medeniyetinde "var olmak" gerektiğini söyler.
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergâh Yayınları · 201311,4bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Aristokratların Çöküşü
Bu tregedyalardan sonra okuduğum bir tiyatro olması sebebiyle beni şaşırtmıştı aslında. Tregedyaların aksine içerdiği dil daha farklıydı. Örneğin artık bazı hareketleri betimleyebiliyordu yazar parantez arasında. Hala çok kısıtlıydı tabii. Kitap 1904 yılında yazılmış. Kitap sınıfsal bir farklılığı anlatıyordu aslında Anton Çehov'un diğer eserleri gibi tabii... Bir tarafta çalışmayan ve ekonomik, toplumsal, siyasal değişimleri kavrayamayan, çöküş sürecindeki aristokrat sınıf, diğer tarafta ise bir zamanlar kölesi oldukları toprakların yeni sahibi olmak için uğraşanlar... Kitap boyunca özellikle çalışmaya vurgu yapılmış, insanın hayatının anlamını ancak çalışarak kazanabileceği düşünülmüştür. Aydınların kendini aydın sanması, genel kültürden yoksun olmaları ve çalışmadıkları için pek bir işe yaramamaları gibi konularda toplum eleştirisi yapılmıştır. Antik Yunan tregedyalarının aksine sahne, dekorlar, kıyafetler ve roller belirlenmiş. Oyuncuya daha az serbest alan bırakılmış. Tabii bu aynı zamanda tregedyaların o bilindik her şeyi sözle açıklayan atmosferinden farklı çünkü bir gösterim bir sunum var artık. Ve oyuncu sayısı da tregedyalardakinden daha fazla.
Vişne Bahçesi
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,8bin okunma
·
Puan vermedi
Su Gibi Aktı
Gayet akıcı ilerleyen ve basit anlaşılabilir bir dile sahip bir kitap. Betimleme yönü gerçekten başarılıydı. Anlatılan dünyayı kafamda yaratabildim. Aynı zamanda fantastik bir film izler gibiydim sahne sahne izliyordum okurken. Konunun gerçekten yaratıcı olduğunu düşünüyorum. Lakin kurgunun zayıf olduğunu düşünüyorum. Okuyucunun tahmin ettiği, beklediği şekilde gitti çoğunlukla hikaye o yüzden çok da heyecan verici değildi. Kitabı okumaya başladığım ilk andan beri şunu düşündürdü kitap bana. Acaba ben bu dünya da yaşayan birisi olsaydım nasıl barışı, tanrı-insan arası eşitliği sağlardım. Ya da dünyanın bunu sağlaması için bir kişiye ihtiyacı mi vardı? Kitap da bana en keyif veren nokta ise karakterler arası iletişimdi sevgi-kavga-alışma-ihanet okurken hepsini değerlendirdim bazen helal olsun bazen yazıklar olsun dedim. 10/7 bir kitap. Bizi yormayan, keyif veren günlerin karmaşasından saklanacabileceğimiz bir kitap. Kişiden kişiye değişir tabii olgunluktur vs. Ama bence 14 yaş altında okusaydım kitabı,zevkten dört uça uça okur bayılacak düzeyde olurdum.
Tanrıkatili
TanrıkatiliHannah Kaner · Olimpos Yayınları · 202395 okunma
372 syf.
9/10 puan verdi
Anneleri savaştan kurtarmak için ikiz çocuklarını çok küçük yaşta onları hiç görmemiş ve tanımamış olan anneannelerine bırakıyor. Anneanneleri daha çocuklar ona bırakılırken onları istemediğini ve bakmayacağını kızına belli ediyor. Anne çaresizce çocukları bırakıp gidiyor. Anneanneleri çok kirli , yıkanmayan, ona verilen her şeyi kilere götürüp
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,114 okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
Aslında küçük bir kitapçık olan eserde başta İskilipli Âtıf Hoca’nın kısaca hayatına değiniliyor. Bu bölümü okuduğunuzda cennet mekân Âtıf Hoca hakkında geniş ve kapsamlı bir okuma iştiyâkınızın doğması muhtemeldir. Eserin ana muhtevâsı ise kısaca şeriata göre tesettürün ne olup ne olmadığıdır. Eser bu hususları kısa zamanda öğrenmek isteyenler için kısa ve öz bir şekilde hazırlanmış olup tâbiri caizse konuyu sağa sola çekmeden olduğu gibi anlatmaktadır..
İslam'da Tesettür
İslam'da Tesettürİskilipli Mehmed Âtıf · Şadırvan Yayınları · 201782 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Asi Gökler | Ann Sei Lın "Mavi denizin üstünde, bir tekne yapıyorum kuş tüyleriyle, kürek çekiyorum bulutların arasında..." Kurura' nın, hizmetçi olarak yaşadığı gök şehri Midori, günün birinde dev bir ejderha (şikigami: Kağıttan yapılmış) tarafından saldırıya uğrar. Kurara arkadaşı Haru ile kaçmaya çalışırken, Hünerbaz(Kağıdı kontrol edebilen) Himura ile karşılaşır. Yolları kesişen üçlü kaçmayı başarır. Ancak Kurara bu kaçışın ardından yakın arkadaşı Haru hakkındaki en büyük sırrı öğrenir. "Sönmekte olan bir yıldız kaydı göklerden, bir ağaç büyüdü düştüğü yerden..." Kitap hem fantastik, hem Japon mitolojisinden esintiler taşıyor. Yazar çok güzel bir evren oluşturmuş. Beklentim olmadan başlayıp çok severek okuduğum bir kitap haline dönüştü. Bir evren düşünün: Yerde yaşayanlar ve Gökte yaşayanlar olarak ayrılmış. Bunların arasından şikigamiler özünü kaybetmemiş ve kaybetmiş olanlar, kaybetmiş olanlar genelde canavara dönüşüp zarar veriyor. Aynı zamanda kötü şikigamileri avlayan kağıt ustaları yani Hünerbazlar var. Evren üzerine yazabileceğim bir çok şey var. Ama fazlası spoilere girebilir. O yüzden hazır ikinci kitapta çıkmışken okuyun derim.
GmzNr
GmzNr
Asi Gökler
Asi Gökler
Ann Sei Lin
Ann Sei Lin
Asi Gökler
Asi GöklerAnn Sei Lin · Timaş Genç · 202224 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
59 günde okudu
Kahrolsun zübükizm
Baştan uyarıyorum, ufak spoiler içerebilir. Ona göre okuyunuz. Gelelim kitaba. Aziz Nesin'in okuduğum ilk eseri olduğunu belirteyim. Dili oldukça temiz, nüktedan ve konusu akıcı. Aynı zamanda can yakıcı… Çünkü nedir Zübüklük? Şark kurnazlığıdır. İçten içe kendini diğerlerinden üstün görmek, kendini en zeki sanmaktır. Yalan söylemekte
Zübük
ZübükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20126,2bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Aurelius, kitap boyunca ölçülülük, dürüstlük, adalet ve başkalarına karşı sevgi gibi erdemleri vurgular. İnsanın diğer insanlara hizmet etmesi, kendini geliştirmesi ve hayatta anlamlı bir amaç bulması gerektiğini savunur. Kendine dürüst olmak ve içsel değerlere sadık kalmak, ahlaki mükemmelliğe ulaşma yolunda önemli adımlardır. Aynı zamanda, Aurelius'un düşünceleri evrensel düzen ve kader kavramlarına da değinir. Evrenin bir parçası olarak insanların, doğal düzenin bir halkası olduğunu ve her olayın bir amaca hizmet ettiğini düşünür. Bu nedenle, insanların dış etkenlere değil, kendi tepkilerine ve tutumlarına odaklanması gerektiğini öğütler. "Kendime Düşünceler", Marcus Aurelius'un kişisel bir çalışmasıdır ve içsel bir yolculuk sunar. Kitap, insanın içsel dünyasına, ahlaki değerlerine ve yaşamın doğasına dair derin bir anlayış sunar. Marcus Aurelius'un stoacı felsefeyi pratiğe döken ve günlük hayatta uygulanabilir öğütler veren bu eseri, genel olarak insanın içsel gelişimine ve ruhsal huzura odaklanan bir klasiği temsil eder.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma
Reklam
83 syf.
·
Puan vermedi
anlatıcının gizli bir hayranlık duymasına rağmen arasına mesafe koyduğu satranç şampiyonu mirko czentovic dikkat edilirse hep köylü oluşu, dar bir çevreden gelişi, düşünsel melekelerinin kısıtlı oluşu nedeniyle dıştalanırken, dr. b. her defasında bu satranç devini mat edecek kişi olarak görüldüğünden genelde abartılı bir bakış açısıyla yorumlanmıştır. dr. b. bir kahraman arayışının doğal sonucudur, çünkü 2. büyük sömürü savaşı hâlâ sürmektedir. savaşın haricindeki, gemiyle yolculuk yapan insanların bile bilinçaltında savaş düşüncesinden kaçamadıklarını müşahede ediyoruz. bu aynı zamanda dış dünyaya dönük bir yabancılaşmanın da sonucudur. cephedeki faşist generaller yığınların kaderiyle satranç tahtasında oynarken, gemideki yolcular ancak basit bir satranç oyunu oynayabileceklerdir! (insanın aklına ister istemez fellini'nin e la nave va [ve gemi gidiyor] adlı filmi geliyor.)
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,4bin okunma
240 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabın ilk bölümü güzel ve yararlı.O zaman da söylenenlerin bu zamanda, bu teknolojiye rağmen kullanılması evrensel bir kitap olduğunu gösteriyor.İkinci bölümü kendini tekrarlaması sıkıcıydı.Kitabı tekrar okuyor gibi hissettim ve beğenmedin.Orjinali böylemi yoksa bu yayınevinin yayınladığı kitap mı böyle bilmiyorum.Kıtabın ilk 40,50 sayfası benim için değerliydi.
Savaş Sanatı
Savaş SanatıSun Tzu · Yakamoz Yayınları · 202038,9bin okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Ölüm herkesi eşitler mi?
Yarım saatte çok rahat bir şekilde bitirilebilecek ince bir kitap. İçerisinde 5 farklı öykü var ama her öykü bir şekilde aynı yere çıkıyor denebilir. Tıpkı her insanın hayatının sonunda aynı yere çıktığı gibi. Kitap kısaca ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Kitap hakkındaki görüşlerime gelecek olursak; inceliğine rağmen üstüne çokça düşünülebilecek bir kitap. Fakat aynı zamanda anlatılmak istenen de açıkça ortada. Bu yüzden ben genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle 4. öyküyü okurken gerçekten çok etkilendim. Bütün duygularım birbirine girdi resmen. En ufak bir boşluğunuzda okuyabileceğiniz düşündürücü bir kitap, tavsiye ederim.
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Can Yayınları · 202015,4bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşkın en samimi ve en doğal, insana en yakın anlatımlarından biri...
Okura sanki okurun kendisi bizzat yasamış gibi yoğun duygular hissettiren ve aynı zamanda roman örgüsünü yazarın kendi kişiselliğinde hapis kalmadan, farklı karakterlerin birbirinden ayrı ve zaman zaman zıt iç dünyalarını okura aynı netlikle yansıtabilen, büyük bir samimiyetle yazılmış dahice bir roman. Günümüzdeki aşklar için gerçek dışı gelebilir ama roman sizi içine çektiğinde asla böyle hissetmezsiniz. Spoiler vermiyorum, okuyucular bu keyfi kendileri, okurken yaşamalılar.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315bin okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Doğan Cüceloğlu bu kitabında anne-baba-çocuk arasındaki ilişkiyi tüm yönleriyle, bilgilerle ve yaşamdan örneklerle harmanlayarak okuyucuya sunmuş. İnsan yaşamının en önemli zamanları olan çocukluğun nasıl şekillendiği, anne-baba davranışlarının ve tutumlarının neleri etkilediği, çocuk için en doğru olanın neler olduğunu, çocuğun potansiyeline göre hareket etmenin olumlu yönlerini, aile içi toplantıların ve çocukların da gerçek bir birey gibi hissettirilmesinin önemi ısrarla vurgulanmış. Sohbet tadında, çok kısa bir zamanda bitirilebilecek bir kitap. Bu vesileyle bir kez daha sevgili Doğan Hocamızı da rahmetle ve minnetle anıyorum.
Geliştiren Anne - Baba
Geliştiren Anne - BabaDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20217,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.