Yaratıcı bana mı sordu da beni yarattı?diyerek varoluşa isyan etme halinin içinde taşıdıgı iki sorun var Doktor" dedi Beyaz"Birincisi,insan yoksa bir hiçse ona varolmak isteyip istemedigi nasıl sorulacak? Yok olan bir şeye soru sorulmaz.Var edilip edilemeyeceğini sormak için önce onu var etmek gerekir.O zamanda insan zaten varolmuş olur ve bu soru gereksizleşir.
Sayfa 153Kitabı okuyor
"Olasılıklar yerine geçmişimdeki gerçeklikle var, sadece yapılan işleri değil, aynı zamanda hissettiğim sevginin ve cesaretle katlandığım acıların kayıtları var. Bu acılar, kimsede kıskançlık uyandırmasa bile benim en büyük gurur kaynaklarımdır."
Kitapta yazdığım alıntıdan önceki birkaç cümleyi okuduğumda 'ya ben de yaşlandığımda genç birini görüp de kıskançlık hissedersem' kaygısı yaşadım birkaç saniyeliğine. Yaşadığımız hiçbir anı tekrar yaşayamayacak olmak çok kötü... 28 Nisan Pazar 2024 günü saat 04.48'i bir daha yaşayamayacağım mesela. Ama bu yaşadığım an hep benimle kalacak ve benliğimin bir parçası olacak, tıpkı yaşadığım diğer anlar gibi. Benliğimin içine neleri kattığım çok önemli, zaman çok önemli, onu neyle geçirdiğim çok önemli. Yaşadığım her şey "başkalarında kıskançlık uyandırmasa bile benim en büyük gurur kaynaklarımdır"
Sayfa 126Kitabı okuyor
Bu manevi can çekiş hali, belki de kendisinden
önceki acı ve kendisinden sonraki ceza kadar korkunç değildir; bu, size ağzı açık uçurumu ama aynı zamanda uçurumun dibindeki hiçliği gösteren baş döndürücü bir tesellidir.
Anima ya da Animus: Erkek ruhunda anima feminen bir imgedir ve kadın ruhunda animus erkek irngedir. Anima ve animus birleştiğinde buna 'syzygy' denir. Syzygy bütünlük oluşturur ve bunun apaçık bir örneği, iki kişinin birbirlerinin ruh eşi olduldanna karar ver meleridir, dolayısıyla animayı ve animusu birleştirirler. Syzygy, aynı zamanda kutsal çift olarak da bilinir ve bütünlüğü, birleşmeyi ve tamamlanmış hissini temsil eder. Bu sebepten dolayı anima ve animus kişinin 'ger çek özünün' temsilidir ve ortak bilinçdışıyla iletişimin ana kaynaklanndan biridir.
Saat gecenin bilmem kaçı,
zamandan bile habersizim.
Kaçı bilmem, ama farketmeksizin,
zamanın dışında bile sendeyim.
Beni sen geçiyor dakikalar.
Bu gece sana çeyrek kalayım.
Bana sen diye akıyor saniyeler.
Sensiz bu zamanın bile dışındayım.
Bak, akıp gidiyor, tutamıyorum.
İçinde miyim, dışında mıyım,
sensizliğin duraksadığı bu zamanda
seneler gibi hızlıca kayboluyorum.
Faysal KARAGÖKÇE
Şimdi yapayalnızım.
Sonbahar geliyor, yapraklar sararıyor.
Bu kasvetli küçük şehirde (ah ne kasvetli olur bu küçük Alman şehirleri!) bir sonraki adımımı planlamak yerine, izleri henüz silinmiş duyguların, taze hatıraların, yakın zamanda beni içine çekip girdabında döndürdükten sonra bir yerlere fırlatıp atan hortumun etkisi altında oturuyorum.
Bazen yine o girdaba kapılacağımı, hortumun yaklaştığını, yanımdan geçerken beni içine çekeceğini, düzen ve ölçü duygularımı kaybedip yine dönmeye, dönmeye, dönmeye başlayacağımı sanıyorum...
Sayfa 119Kitabı okuyor
NEP başlıklı makale
Bu kavram, Sovyet iktidarının 1921 ("savaş komünizmi" denilen dönemin sona ermesi) ile 1928 (ilk beş yıllık planın yürürlüğe girmesi) arasındaki ekonomik ve siyasi stratejisini betimler NEP, 1) hem sosyalist ekonomi içinde kapitalist sektöre (piyasa mekanizmalarına) bir alan açılmasıyla, 2) hem de proletarya ile köylülük arasındaki
Sayfa 684 - Yordam KitapKitabı okudu
Rüyalarımızın bizimle ve danışanlarımızla ilgili anlattıklarına dikkat ederiz. Freud rüyaları "bilinçdışına giden kral yolu" olarak tanımlamıştır. Çünkü Freud'a göre uykuda savunmalarımız daha az etkilidir ve bu da deneyimlerimizin normalde gizli kalmış yönlerine erişebilmemizi sağlar. Rüyalarımız aynı zamanda kendimize ait karşı aktarım tepkilerinin ve danışanlarımızın örtük olarak ilettiklerinin farkına varmamızı da sağlayabilir.
Sayfa 167 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor
“İnsan ölümsüzdür, sadece diğer varlıklar arasında yorulmaz bir sese sahip olduğu için değil, aynı zamanda bir ruhu; şefkate, fedakârlığa ve tahammüle muktedir bir ruhu olduğu için bu böyledir."
Faulkner
aşk zor bir oyun gibi
Sanıyorum ki bir erkek yakınında olan, kendisini küçük görmeyen, sevimli ve iyi bir kızı katiyen hak etmediğini düşünür; işte bu en baştan üzerimizde hakimiyetini kuran, irade dışı gelişen düşünce yüzünden zamanın bizi bu insandan bir gün ayıracağı gerçeğine rağmen asla bir adım atmayız. Oysa bizi küçük gören, hercai, asabi bir kadına hemen ilgi duyarız; böyle bir kadına kısa zamanda sırılsıklam âşık olur, bütün duygularımızı kendisine hemen açmak isteriz. Bu neredeyse hiçbir zaman tersi görülmeyen bir olaydır ki kişi, en derin duygularını, güzellikler ve iyilikler saçan birine değil, ancak kaybetmekten korktuğu, hırçın ve güvensiz bir kimseye sunar.
Öğlene Kadar Uyuyacağım
Hayata dair...
Yaşamak için sebep mi lazım? Sebepsiz yere de yaşayamaz mı insan. Öylesine, amaçsız. Birşeyleri başarma derdi olmadan çok mu boş hayat? Tıpkı o şeyi elde ettikten sonra ki zamanda alışkanlığın getirdiği boşluk gibi?
~
Amaçsız hayat mı geçer? Ölmek için yaşadığını kabul etmek olmaz mı bu? Ölmek için yaşarsan, yaşamanın ne anlamı kalır o zaman. Yaşam kalır mi geriye, ölüme giden yoldan ne farkı kalır.
Πİki zıt düşünce yapısıΠ
Bu zamanda iyi birini bulmak çok zor. Bugünlerde herkes menfaat için,para için evleniyor.
