Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıl 1936, günlerden 27 Kasım. Meclis, Hatay soru­nunu tartışırken söz ister istemez Ankara İtilâfnamesi’ne geliyor: Yusuf Kemal o günleri anlatırken diyor ki: O zaman zaruretler vardı, o zaruretlerdir ki bi­ze bu fena hududu kabul ettirdi, şimdi Fransa’da bulu­nan Franklin Bouillon’a soruyorum. O zamanki müza­kerelerde Türk Murahhası baştan sona kadar ‘Antak­ya İskenderun Türk’tür, behemahal alınacaktır’ sözünü tekrarlamış değil midir? ... Yalnız Fransa değil, bizim bu meselemizle meşgul olacak bütün milletler bilirler ki bugün karşılarında İtilâfname’nin akdi sırasındaki Tür­kiye yoktur, hatırlarına getiremeyecekleri kadar kuvvet­li bir Türkiye vardır.
Sayfa 323Kitabı okudu
Türkiye, Sevgilim Dünyanın göğsündeki kırık kolyem benim Bugün günlerden yağmur, aylardan kar Heder olmuş ocağım, mülküm Hevesimin yolları kapalı... Ahmet Erhan
Sayfa 94 - Yom Yayınları
Reklam
Nasıl günlerden geçmişiz.
1980'lerden bugüne Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda söylem düzeyinde paradigmatik bir değişiklik yaşanmıştır. Yirmi yıl kadar önce dayağa karşı olmak radikal bir feminist önermeyken, bugün dayak yaygın biçimde kınanmakta, yasalarla cezalandırılmaktadır.
II. Abdülhamit’in saltanat yılları dedektif ve polisiye romanının Fransa’da keşfedildiği ve İngiltere’de yükseldiği ve çevirilerle bütün dünyada okunmaya başladığı dönem olduğu için, bugün İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan bu beş yüz çevrilmiş kitabın küçük bir “polisiye romanın başlangıç yılları” kütüphanesini oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. O günlerden yüz küsur yıl sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi iktidarın Abdülhamit’i müstebit ama halkın sevdiği milliyetçi ve dindar bir padişah diye övgüyle tanıttığı ve yeni hastanelere adını verdiği günlerde tarihçiler bu polisiye romanları inceleyerek hayranlık duydukları Padişah’ın polisiye zevkini belirlediler. Otuz üç yıl tahtta kalacak son büyük Osmanlı Padişahı polisiye romanda melodramatik rastlantılardan (Eugene Sue’nün Paris’in Esrarı) ya da polisiye hikayeyi ve mantığı arka plana iten ucuz aşk hikayelerinin araya girmesinden (Xavier de Montepin) hoşlanmıyordu. Hikayede akıllı dedektifin, devlet ve polisle işbirliği halinde, çeşitli muhbir raporlarını dikkatle okuyarak, suçluyu zekice teşhis edip sorunu çözmesinden zevk alıyordu en çok.
Sayfa 158Kitabı okudu
Yasak Şiirler ... Nâzım Hikmet'in şiirleri, dönem dönem yasaklıdır. Otobiyografi şiirinde 'yazılarım otuz kırk dilde basılır Türkiye'mde Türkçemle yasak' der. Bu yasaklı günlerden Mîna Urgan şöyle söz eder: 'Kendisi hep içerdeydi; ama şiirleri hapishaneden kaçardı ara sıra. Bunlar elimize geçince, daktiloda hemen yedi
Hüküm günüyle ilgili anılarını Avukat Zeki Oruç Erel şöyle anlatıyor
Savunmaların sonuna gelmiştik. Müşterek savunmayı, arkadaşları adına Deniz, Yusuf, Atilla Keskin ve Hüseyin okumuşlardı. Savunmanın son bölümünü, zaman zaman yazılı metne bakarak, fakat genellikle mealen yapan Hüseyin, mahkeme heyetinde gerçek anlamda tam bir etki yaratmıştı. O kadar bilimsel ve içten konuşmuştu ki, duruşma yargıcı Ahmet Tetik
Sayfa 30 - EverestKitabı okudu
Reklam
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
Tekerrür Eden Ülke Ekonomisi
Çok partili hayata girdiğimiz günlerden bu yana, şu demokrasi dediğimiz sistemi niçin doğru dürüst calıştıramamışız? Niçin Türkiye, bugün dış borçlarını ödeyemez, petrolüne, yakıtına, ilacına para bulamaz bir ülke haline düşmüştür? Evet neden?
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.