Ez jî naxwazım
Tıpkı Cenab Şehabeddin'in oğlu gibi. Hayatı boyunca sadece sigara içip ne sorulsa "Fasulye" demiş adam, başka da bir şey dememiş. Herhalde "Ben size bulaşmıyorum, siz de bana bulaşmayın" manasında. Sonra hastanede serum takmaya kalkmışlar koluna, daha çok yaşasın diye. İlk kez o zaman konuşmuş:
"Ben bir daha bu hayatı yaşayacaksam yaşamak istemiyorum!
Abi hiç sevmediğim şeyler, ikili oynayacaksanız bulaşmayın bana.
Sayfa 95 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Bana sorarsanız dinsel felsefe tartışmalarına kalkışmayın halkla. Allah’ın varlığı yokluğu dalaşmalarına bulaşmayın sakın. Halkı yitirirsiniz. Allah’ına dokunmayın yoksulun. Allahlı Allahsız soygunun değişmediğini gösterin. Asıl bilinç budur. Bunu yapamıyorsanız zevzeklikten öteye gidemiyorsunuz demektir.
Bulaşmayın bana, dokunmayın: Siz ki kış denizini, yaz yağmurunu, korkuyu ve cüreti, çekip gitme güdüsünü ve biriciklik sevdasını kendinize en ters düştüğünüzde bile bir an için yaşabilirsiniz ancak: Sınıroğullarının sınırından çekilin, ola ki yolunuz düşerse: Geceleri alaca aydınlık olur buralar, göremezsiniz: Göremediğinizi.
"Cesetleri kartviziti gibi kullanıyor. Kurbanları görmemizi istiyor. Topluma korku salmak istiyor. Kendine aşırı güveni var. Aşağılık kompleksi yaşıyor ve kibir duygusuna tutsak. İlk cinayetini işleyip cesedi ormanlık bir alanda, ıssız bir kuyuya atarken çekingendi. Cesedin bulunmasını istememişti. Ama ceset bulundu. Ve katil bunu mahremiyetine tecavüz olarak algıladı. İki gün içinde iki ceset bıraktı. Ve onları kolayca bulunabilecek yerlere attı. Mahremiyetine saldırıya kanla cevap verdi. Polise ve topluma gözdağı vermek istedi. Bana bulaşmayın demek istedi! Bu bir meydan okumaydı. Ama yine de içindeki vahşet duygusunu aynı gün iki kadını öldürecek kadar aniden harekete geçirten özel bir şey yaşamış olmalı! Kan döktükçe kendine güveni geldi. Artık hiçbir şeyden korkmuyor. Çok hızlı hareket ediyor. Yeterince kana doymadan cinayet işlemeye ara vermeyecek!"
Sayfa 41
