Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
632 syf.
9/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Kitaba yazarımız Frank Herbert'in oğlu Brian Herbert'in hazırlamış olduğu bir önsöz ile başlıyoruz. Neden beşinci kitaba kadar Brian tarafından yazılan bir önsöz yoktu da şimdi tam da bu kitapta bir önsöz var diye düşünürken anlıyoruz ki kitabın seyri için bize ipucu vermek istemiş. Frank Herbert, aslında Tiran'dan sonraki dünyayı
Dune Sapkınları
Dune SapkınlarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20211,831 okunma
İyi ki doğmuşsun.. ve iyi ki tanımışım.. SENİ ÇOK SEVİYORUM
Kötü ayrılmış olabiliriz, şu an konuşmuyor olabilir ve bundan sonra hiçbir zaman konuşmayacak da olabiliriz. Lâkin bu, asla benim sana olan sevgimin bittiği veya biteceği anlamına gelmez! Ben seni hâlen çok seviyorum.. Hâlen çok ve hâlen daha deliler gibi..❣️ Her ne kadar her an ve her dakika düşünsem de, konuşmadığımız için soramıyorum; inşallah sağlığın yerindedir.. inşallah iyisindir.. ve inşallah mutlusundur.. Dilerim en kısa zamanda atanırsın ve her şey gönlünce olur. Ve yine dilerim ki, sen de bundan sonra bir ömür boyu mutlu olursun.. ❣️🤗 Bugün seninle tanışma yıl dönümümüz. ☺️ Seni yaratana binlerce kez şükür, seni doğurana da binlerce kez teşekkür ediyorum. 🙏🏿☺️ Şu ana kadar aldığın ve bundan sonra da alacağın sağlıklı her bir nefes için, yaratana ayrıca sonsuz şükürler olsun. 🤲🏿☺️ Rabbim iyi ki yaratmış, annen iyi ki doğurmuş ve yine rabbim iyi ki seni benim karşıma çıkarmış.. ☺️ Dilerim kalbin kadar güzel bir hayatın olur.. Ve yine dilerim rabbim, karşına kalbin kadar güzel insanları çıkarır.. İyi ki varsın Prenses❣️🤗
Reklam
"Millet yalnız kendi kolları ve kendi kanı ile kazandığı egemenliğini ve bağımsızlığını son felakete kadar büyük bir saflk ve tedbirsizlikle kendisine önder tanıdığı ve derin bir hayatının hayatin koruyucusu saydığı kişilere ve yönetimlerine artık güvenemez. Millet bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına bizzat kendisi koruyucu olacak ve bütün vatanda yine yalnız kendisi ve kendi yönetimi hüküm sürecektir." Atatürk, tek adamlara degil, millete kendine güvenmeyi ögretti.
“Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!.."
Sayfa 9
mutfakta ki terapim
... Çaydanlık yıkamak kadar insana iyi gelen bir şey yok.. Canın sıkılınca eline bulaşık telini al üzerine biraz cif dök.. Foşur fokur iç dış yıka.. Sonra portakallı cifle üzerinden geç.. Pırıllll.. Bir saat sonra da çay demle kendine.. Bundan iyi terapi yok diyorum... .
“Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim.”
Reklam
…Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünműyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim…
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
"Bana yalan söylediğine üzülmedim. Bundan sonra sana inanamayacağım için üzüldüm." (
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
)
1920 yılının Mart ayında Kara Vasıf, Mustafa Kemal Paşa’ya İngilizlerin bir hükûmet darbesi hazırladıklarını yazmış, aynı zamanda İstanbul’daki Meclis’i dağıtacaklarını, bundan dolayı Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında Anadolu’da bir hükûmet hazırlanması lüzumunu bildirmişti. Kendisinden İstanbul meclisinden istediği kimselerin isimlerini
Bkz: Abdurrahman Peşaveri
Ben İngilizce gazetelerin siyasete kaçan kısımlarını tercüme eder, Mustafa Kemal Paşa’nın kâtibi Hayati Bey’in getirdiği telgraflar arasından Anadolu Ajansı veya Hâkimiyet-i Millîye gazetesi için lâzım olan parçaları keser, bundan başka da, Mustafa Kemal Paşa’nın diğer muhaberatına ait yazıları hazırlardım. Burada Afganistan’dan bize gelmiş olan Abdürrahman adında bir genç Afganlı da bana yardım ederdi. Abdürrahman, Balkan Harbi esnasında Türkiye’ye gelmiş, tâbiiyetimize girmiş, Birinci Dünya Savaşı’nda bizim orduda hizmet etmişti. Ondan sonra da Rauf Bey ile beraber Erzurum’a gitmiş ve artık Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhından ayrılmaz olmuştu. Bir parmağıyla fakat başarıyla, yazı makinesini kullanır, bundan başka da iş görmezdi. Bununla beraber, çok idealist, aynı zamanda Pan-İslâmist olduğu için, her şeyi o bakımdan muhakeme ederdi. Benim için onu tetkik faydalı oldu. Çünkü, Hindistan’da Aligar Üniversitesi’ nin mahsulü olan bu adam, bana Hint psikolojisinin nasıl bir sabit fikir hâlinde her şeye Müslümanlık noktasından baktığını öğretti.
Reklam
Türk milleti, millî varlığını, dinini, vatanını emperyalist işgalcilere karşı kanının son damlasına kadar korumasını bilir. Hiçbir zaman esir olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Düşman ne kadar güçlü, ne kadar modern silahlarla donanmış olursa olsun Türk milleti, sonuna kadar köle ve sömürge olmamak için imanıyla direnecektir. Dinini, dilini, kültürünü, bütün millî varlığını özgürce yaşayabileceği tam bağımsız ve bağlantısız hür bir Türk vatanı ve devleti onun başlıca hedefidir. Buna engel olmak isteyenlerin sonu hüsran olacaktır.
Sayfa 21
Cami Bey, en eski ve en gerçek Türk liberallerinden biriydi. Abdülhamid devrinde genç bir zabitken, Fizan çöllerine sürülmüş, bir hayli sergüzeşt [macera] geçirmişti. Nihayet, memleketin en büyük vatanseverlerinden olan Trablusgarp Valisi Recep Paşa onu yâver olarak almıştı. Cami Bey ilk önce, Abdülhamid’in tahtından indirilmesinde rol
Kıtlık onun kendi kafasında!..
Köylü de aç, öyle mi? Peki, ben aç değil miyim? Ha?.. Kardeşcik... Doğdum doğalı açım ben... Hem de hiçbir kanun maddesi söz etmez bundan... Ya!.. Köylü açmış... Niçin? Kıtlıktan mı? Kıtlık onun kendi kafasında!.. Tarladaki kıtlık sonra gelir, anladın mı?.. Niçin yabancı ülkelerde kıtlık olmuyor? Çünkü ordaki insanların kafası ense kaşımak değil, düşünmek için yaratılmış!.. Ya... Kardeşcik... Oradaki insanlar istediler mi bugünün yağmurunu yarına ertelerler. Güneş yakıcı olmaya başladı mı onu da bir bulutla örtüverirler. Ya biz? Biz ne yapıyoruz? Hiç!.. Neyse, canı cehenneme!..
Pdf
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.