Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Timur'un İzmir'i fethi
Bundan sonra Timur kuvvetleriyle son Hıristiyan kalesi olan İzmir’e yüklendi, iki haftanın içinde şehri zapt etti, Hospitalier şövalyelerini kadırgalarına ve Rodos’a kaçırdı, kadırgalara ulaşamayan birkaçının kellelerini kestirdi ve kafataslarını âdeti üzere piramit biçiminde üst üste yığdı. Kâfirlere karşı yapılan bu gösteriyle İslam dünyasının onayını kazanmayı amaçlanıyordu.
Ne olurdu? Birbirimiz birkaç sene sonra tesadüf etmiş olsaydık! O zaman hayatımız belki bambaşka bir şekil alırdı. O zaman sana tabi olur ve bundan zevk duyardım. Fakat şimdj, hiçbir faydası olmadığını bile bile, yanlış ce manasız bulduğum şeylere oyuncak olmak, bütün sevgime rağmen imkânsız…
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Allahın var olduqunu dini kitabların uydurma olduqunu göstərir
İndi Tanrının yeni sözü ilə israilliləri təəccübləndirən canlı peyğəmbərlərin əvəzinə, Tanrı tərəfindən bələdçilik edilən tarixlərinin hekayətinin və bundan sonra onların həyatını idarə edən qanunların toplandığı kitablar tərtib edildi. Və onlar "Səs" xalqından "Kitab" xalqına çevrildilər.
İnsan hayatı neden bu kadar sever, neden bu şekilde görür Tanrı bilir; nasıl kurar, çevresinde büyütür, sonra alt üst eder ve her an yeniden yaratır; ama kapının önündeki basamaklara yığılmış oturan en rüküş, en dertli kadınlar bile (ölümüne içerek) aynı şeyi yapıyorlar; bununla meclisin çıkardığı yasalar bile başa çıkamaz, bundan çok emindi, çünkü: hayatı seviyorlar.
Ahmet Kaya şafak türküsünde geçen torlak kemal, börklüce kimmiş bakın. Şeyh Bedreddini zaten biliyorduk Sultan Çelebi Mehmed dönemi Bedreddin Sakız, İzmir, Kütahya, Bursa ve Gelibolu üzerinden Edirne'ye geldi. Gittiği her yerde büyük bir alâka uyandırmıştı. Bu itibarla çok geçmeden bir kez daha, Edirne'den Aydın'a kadar çeşitli vilayetlere seyahatler yaptı. Aslında ehl-i sünnet dışı Batınî akidesini gizli bir biçimde yaymaya çalışıyordu. Daha çok Alevi Türkmenlerle temas ederek onları maksadına göre hazırlıyordu. Bursa'da Börklüce Mustafa, Kütahya'da Torlak Kemal kendisinin en meşhur halifeleri idiler. Özellikle bir Yahudi olan Torlak Kemal, Bedreddin'i ve Börklüce'yi saltanatı elde etmeye şiddetle teşvik edi- yordu. Ayrıca, kadınlar müstesna olmak üzere her türlü mal ve eş- yanın ortak olduğunu savunarak sosyal hayatı derinden sarsıyordu. Öte yandan Şeyh Bedreddin'in Anadolu'ya gelişi Yıldırım'ın oğullarının birbirleriyle kıyasıya mücadele ettikleri bir zamana tesadüf etmişti. Bundan dolayı şeyhin faaliyetlerinden habersiz Edirne'de hükümdarlığını ilan etmiş olan Musa Çelebi, ilim ve fazileti, irfan ve kudreti ile meşhur olmuş Şeyh Bedreddin'i kazaskerlik makamına oturttu. Böylece bilmeyerek onun nüfuzunun yayılmasına yardımcı olmuştu. Şimdi Şeyh Bedreddin dört bir yandan Edirne'ye gelenlerle görüşüyor ve faaliyetlerini genişletiyordu. Şeyhin, dinî fikirlerinden sonra şimdi siyasi görüşleri de deği- şiyordu.
Reklam
Benim yüzüm, benim kalbim, diğerleri için anlamı olmayan bir kabuktan başka bir şey değildi. Benim kalbimle bir başkasının kalbi birbirini yakalayamıyordu. Hey, diyordum. Hey, diyordu karşıdaki. Hepsi bu. Kimse el kaldırmıyor. Kimse bir daha başını çevirip bakmıyordu. Eğer iki kulağıma yasemin çiçeği sokup iki elime yüzme paleti taksam bile en fazla birkaç kişi dönüp bakar bana. Hepsi bu. Üç adım attıktan sonra beni unuturlar. Gözleri bir şey görmez. Benim gözlerim de görmez. Bomboş olduğumu hissediyorum. Belki de bundan sonra kimseye bir şey vermeyecektim.
“Bundan sonra böyle: göze göz dişe diş.”
Ama bundan sonra acıdan kaçtı çünkü artık acının acıttığını biliyordu. .
babam, “insanın her şeyden önce yaptığı şeyden zevk alması lazım. Artık çocuk değil. Ne istediğini biliyor artık; bundan sonra değişmesi zayıf ihtimal; hayatta kendisini neyin mutlu edeceğini anlayabilecek durumda.” Babamın sözlerinin bahşettiği özgürlük sayesinde hayatta mutlu veya mutsuz olacağım belli olmuştu; ama o gece bu sözler beni epey
Sayfa 493 - YKY delta
Reklam
Şair artık sağa sola bakmıyordu,titreşen kirli zemine dikmişti gözlerimi,içini yiyerek bir şeyler mırıldanmaya ,ulumaya başladı. Evet ,şiirler...Otuz iki yaşında! Ne olacak bundan sonra ?Bundan sonra yılda birkaç şiir yazacak.Yaşlanana kadar mı? Evet ,yaşlanana kadar.Ne getirecek bu şiirler ona? Şöhret mi? Saçmalık! Bari kendini kandırma.Şöhret kötü şiirler yazan birini bulmaz asla .Neden kötüler ? Doğru ,doğru söyledi !" -Kendi kendine konuşurken acımasızdı Ryuhin.- "Yazdıklarımın tek kelimesine bile inanmıyorum!..."
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Derseniz ki: Bu konuda icmâ tasavvur edilmediği için, te'vil konusunda icma'ın yarılması (bozulması) tekſiri gerektirmedi- ğine göre, Ebu Nasr (el-Farabi) ve İbn Sina gibi İslâm milletinden filozoflar hakkında ne dersiniz? Zîrâ Ebu Hamid, Tehâfüt diye tanınan kitabında üç mes'elede o ikisinin tekfirine kesin hüküm vermiştir. (Bu üç mes'ele) âlemin kıdemi, Allah Teâlâ'nın cüz'iyyatı bilmeyeceği -ki O, bundan münezzehtir- ve cesetlerin haşri, öldükten sonra dirilmenin (meâd) hâlleri konusunda vârid olan (âyetlerin) te'vîlidir. Biz deriz ki: Onun (Ğazzâlî) bu konuda söylediklerinden açığa çıkan odur ki; bu hususta o ikisini tekfir etmesi kesin de- ğildir. Zîrâ o (Ğazzâlî) et-Tefrika (Faysal ü't-Tefrika Beyn'el-İslâm ve'z-Zendeka) isimli eserinde, icmâ'ı yarma (bozma)dan dolayı tekfir etmenin bir ihtimal (şeklinde) olduğunu belirtmiştir.
Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.