Bir anı kitabı mı? Evet. Ancak ondan daha fazlası. Bir ekonomi/finans tarihi olarak da okunabilir, 1960 ve sonrası Türkiye'sini anlatan. Kitabı okuduğunuzda bankaların hortumlanmasına giden süreçlerin nasıl siyaset tarafından oluşturulduğunu, BDDK'nın kurulmasına kadar esasında nerdeyse hiç gerçek anlamda bankacılık denetimi yapılamadığını, maliye bürokrasisinin geleneklerinin bankacılık denetimini nasıl çarpıttığını ve zayıflattığını, 2001 krizinin üç partinin kucağında kalmasına karşın aslında uzun yıllar süren kokuşmanın bir sonucu olduğunu çok rahatlıkla görebiliyorsunuz. Kitapla ilgili eleştirilecek bir nokta belki bazı hususların gereğinden fazla uzun anlatılmış olması olabilir. Zira kitabın hacmini oldukça artıran bir unsur olmuş bu. Tavsiye ederim.
Ölümcül Yumurtalar'ı 1928 yılında yazmış Bulgakov ancak ne kadar da günümüzü anlatıyor. İktidarların her şeyi hiçe sayan yaklaşımlarını, bilimin amacı dışında kullanıldığında yarattığı yıkıcılığı, doğanın anormali hep elediğini anlatıyor. Diktatörlüğün baskıcı rejimini de satır aralarında veriyor bize. Bir bilim adamının bürokrasi karşısındaki acizliği. Bir sistem eleştirisi "Ölümcül Yumurtalar." Hiç uzak değil, hiç yabancı değil. Fantastik edebiyatı seven de, mesafeli duran da eğer sistemi sorguluyorsa mutlaka okumalı derim. Kitabı bana öneren arkadaşıma da ayrıca teşekkürler.
Ölümcül YumurtalarMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,747 okunma
Keşke okumak için bu kadar geç kalmasaydım dediğim bir kitap oldu.
İtiraf etmek gerekirse kitabın ilk bölümlerinde tam bir kültür şoku yaşadım. Hayatımda hiç kullanmadığım anlamını hiç bilmediğim kelimelerle doluydu sayfalar. Dolayısıyla kitabın içine girmekte zorlandım. Ancak kelimelere alıştıktan sonra dilin akıcılığında kaybolduğumu farkettim.
Kitap Hayri İrdal'in, Saatleri Ayarlama Enstitusunu (SAE) kurduktan sonraki bir zamanda yazmis oldugu anilar seklinde kurgulanmis. Hayri Irdal'in cocuklugundan SAE'yi kurdugu zamana kadar kadar gecen sure, hayatina giren ve cikan sayisiz enteresan kisilikle oldukca eglenceli ve dusundurucu bir sekilde anlatilmis.
Ancak benim icin Dr. Ramiz ve hemen akabinde halit Ayarci'nin hayatina dahil olmasi ile hikaye cok farkli bir boyuta gecti ve hem burokrasi hem insanin degisime verdigi tepkiler, ac gozluluk, hirs ve daha bir suru sey oldukca guzel elestirildi.
Iyi ki okumusum...
Zamanimizda kullanmadigimiz bir cok kelime ve cumle yapisiyla, dilimize ve yazarin ifade gucune hayran birakti beni. Nasil da zarif ve zengin bir turkcemiz varmis dedirtti.
Kurguya gelecek olursak, onceleri biraz yavas gelisti hersey, malzeme hazirligiydi belli ki. Sonra asil anlatilmak istenen noktaya gelindi ve surukleyici bir hal aldi. Burokrasi gibi sosyolojik olgularin yani sira psikolojik yaklasimla oldukca renkli bir yelpazeye sahip eserin okunmasi gerektigini dusunuyorum.