Bürokrasi, ağırlıkla modern Batı dünyasının bir icadıdır.
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Muhteşem üçlemenin son kitabı.
Esir Şehir üçlemesinin üçüncü kitabı. Baş karakter Kamil Bey 1. kitapta yurda dönmüş ve esaret altında ki İstanbul'un içler acısı durumuna şahit olarak bir şeyler yapabilmek adına milli mücadele saflarına katılmıştı. Birinci kitabın sonunda hapse düşen Kamil Bey'in 2.kitapta hapiste ayakta kalabilme mücadelesine şahit oluruz. Üçüncü
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,864 okunma
Reklam
Şehir hayatını tüm resmî kurumları, özel sektör iş alanları, fabrika, okul, bürokrasi, kısaca ekonomik, eğitim temelli, siyasî ve bürokratik imkân ve şartlarıyla köye sığdırdığımızı tahayyül edelim.. Köyü de yine, aynı paradigmaların köye has şekilleriyle şehre taşıyan bir ütopya hayal edelim.. Sorum şu: Böyle bir hayâlî dünyada, sosyolojik açıdan insan prototipleri, yine aynı hâliyle devam eder mi? Yani, şehrin medenî atmosferi köye, köyün kırsal faaliyeti de şehre taşınmış olsa; köyde kentli insan, şehirde de kırsal ruhlu insan çıkar mı ortaya?
“Bir zamanlar güçlü olan yargıç Ivan Ilyiç artık güçsüz ve ölmek üzeredir. Aynı zamanda yüksek bürokrat olan doktor ona tıpkı onun davalılara davrandığı gibi davranır. Yargıçın hayatındaki yanlışları anladığı an son anlardır. Ve adalet öldü mü bürokrasi hiç sesini çıkarmaz...
Türkiye'de ... iktidarında siyaset- bürokrasi-mafya-devlet-ticaret sarmalı bir anafora dönüştü, adalet dibe sürüklendi.
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Reklam
Osmanlı saltanatı son bürokrat iken, bürokrasi bile tam Arap yahut yan Arap'tır. Türkleşmiş hiçbir Arap görmedikten başka, Araplaşmamış Türk'e az rast geliyordum. Arap milliyetçiliği güden Şamlı Azimzadeler, Konya'dan gelme Kemik Hüseyin torunları idi. Halep'in esas familyalarının asılları Türklerdi. Osmanlı İmparatorluğu'nda itibar, azınlığın imtiyazi olduğu için ve Türk unsuru imtiyazsız olduğu için herhangi bir Müslüman azınlığın çocuğu olmak, Türk olmaktan daha faydalı idi.
Sayfa 48
Bürokrasi-Hükûmet Denklemi
Osmanlı Devleti'nde Tanzimat ile birlikte güç kazanan sivil bürokrasi; kanunu, yani devlet idaresinde objektif kuralları temsil eden bir kurum olarak, din ve devletin selameti adına hükümdarın karşısına çıkma gücüne hemen hemen her dönem sahip olmuştu. Tanzimat dönemi devlet adamlarından bilhassa Ali Paşa, Saray mensuplarının devlet işlerine karışmasına mani olmuş ve hatta bazen mahzurlu gördüğü irade-i seniyyeleri dahi geri aldırmıştır. Fuat Paşa, "...lehülhamd saye-i madelet-i hümayununuzda bizim korkumuz yoktur, arz-ı hakikate tereddüt etmek bizce vebaldir" diyebilmişken benzer şekilde Midhad Paşa da II. Abdülhamid'e ithafen, "...muradımız istibdadı ref've zat-ı şahanenizi vezaifenizde ikazdır..." ifadelerini kullanabilmiştir.
Sayfa 42 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Bu güçlü oluşum, din adamlarının etkisini azaltmış, din devletinden bürokrasi devletine geçiş eğilimini güçlendirmiştir.
Sayfa 21 - Umuttepe YayınlarıKitabı okudu
Bürokrasi: Tembel, pısırık kendini beğenmiş ve hırsız. “Çalan çalana” diyor. Bir ata sözü. “Elleri çarmıha çivilenmemiş olmasa İsa da çalardı.” Özel muhakemeleri olan bir polis… Şüpheliler, sıkı bir göz hapsinde. Öyle bir polis ki, faaliyetlerini, sefaretlere sezdirmeden Rusya dışında bile sürdürüyor.
Reklam
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bu gün kendine milliyetçi diyen (İYİP) ve KCK yapısının Türkiye’deki siyasi uzantısı olan (DEMP) Anayasa için değişiklik vurgusu yaptı. Geçtiğimiz günlerde Numan Kurtulmuş AKP adına 21 Anayasasını gündeme getirerek Anayasa değişikliği vurgusu yapmıştı. Ve yine bu gün Erdoğan ve Özgür Özel görüşmek için randevulaştılar kuvvetle muhtemel CHP de
Yaşamımızın efendisi olma düşleri, hepimizin bürokrasi makinesinin birer çarkı olması karşısında suya düşmüştür.
1. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti'nin topraklarının üçte birine yakını tahrip olmuş ve Anadolu'da ve Trakya'da yaşayan yaklaşık on iki milyonluk nüfusunun önemli bir bölümünü kadın, çocuk, yaşlı ve savaş malulleri oluşuyordu. Kişi başına düşen milli gelir 108 Türk lirası idi. Gayri safi milli hasılanın, %67'sini tarımsal gelirler, %23'ünü hizmet sektörü gelirleri ve %10'unu ise sanayi sektörü gelirleri oluşturuyordu. Toplam nüfusun %82'si köylerde yaşıyor, halkın %90'ı okuma-yazma bilmiyor ve %80'ninden fazlası geçimini tarıma dayalı faaliyetler ile sürdürüyordu. Ülkede, sermaye birikimi, altyapı, yetişmiş işgücü elemanı ve iş deneyimine sahip olan girişimci bir kesim bulunmadığı gibi; yol ve yön gösterecek, düzenli çalışan bir bürokrasi sistemi de mevcut değildi
Sayfa 19 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Katı bürokrasi biçimlerini eleştiren ve risk almaya vurgu yapan esnekliğin, insanlara kendi yaşamlarını şekillendirmede daha fazla özgürlük tanıdığı söyleniyor. Oysa yeni düzen, sadece geçmişin yürürlükten kaldırılmış kurallarının yerine yeni kontrol biçimlerini geçiriyor. Ancak bu yeni kontrol biçimlerini anlamak oldukça zordur. Yeni kapitalizm, genelde okunaksız bir iktidar rejimidir.
Sayfa 10 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
İlişkilerimiz,bencilliklerimiz...
Aziz Nesin’in bürokrasi hicvi anlamında başyapıt sayılacak eseri Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ın hikayesini çoğunuz bilirsiniz. Romanda Yaşar Yaşamaz isimli karakterin başından geçenler anlatılır. Yaşar biraz da geç kalınmış şekilde ilkokula kayda götürüldüğünde kendisine okula kaydolamayacağı, zira Yaşar Yaşamaz’ın on iki yaşında Çanakkale’de şehit
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.