Devlet sana hizmet eden değil, sana hükmeden bir canavara dönüştükçe; bürokrasi ganimetten kendine düşen kırıntıları afiyetle midesine indirdikçe; seni, beni, ötekini tebaası sayıyor.
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Eser özellikle Rus bürokrasi sınıfını eleştiren çeşitli hikayelerden oluşmaktadır. Bu eleştiri zaman zaman mizahi bir dille yapılmaktadır. “Neva Bulvarı” adlı hikayede Teğmen Pirogov ve Ressam Piskarev’in Neva Bulvarı’nda başlayan iki ayrı hikayesi anlatılmaktadır. “Burun” hikayesinde ise 8.dereceden memur Kovalev’in burnunu kaybetmesi ve burnunu bulmak için Rus bürokrasisi içinde çırpınması mizahi bir dille anlatılmaktadır. “Portre” hikayesinde ise ressam Çartkov’un yaratıcılık mı şöhret mi sorunuyla başlayıp bir portre ile hayatların nasıl değiştiği işlenmiş. İçlerinde en güzel hikaye “Palto” hikayesi. Hikayedeki Akadi Akakiyeviç, sorunları yok sayılan ve toplumda görmezden gelinen bir çok insanı ve onların yaşam mücadelesini temsil etmektedir. Gogol, hikayelerinin hepsinde Rus aristokrasisini, memur sınıfının yaşam tarzını gözler önüne sermiş. “Palto”da ise bu daha net görülüyor. Dostoyevski de bu yüzden “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık” diyerek Gogol’un Rus edebiyatında ne kadar değerli bir yazar olduğunu vurgulamış.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,9bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
KAPLUMBAĞALAR -FAKİR BAYKURT
Fakir Baykurt’un ilk baskısı 1967 yılında yapılmış olan köylü bürokrasi çatışması, Alevi köylülerin hayat mücadelesini konu edinen bir romanı olmaktadır. Roman, Alevî kültürü ekseninde geliştirilmiş bir kurguya sahiptir. Yazar, Alevi köylülerinin şaraplık üzüm bulamamaları sorunu ile köylülerin üzüm yetiştirme mücadelesini ve akabinde gelişen olaylar neticesinde bürokrasi ile savaşmak zorunda kalışlarını dile getirmiştir. Roman bu vaka düzeni bağlamında Alevî köylülerinin muhtelif gelenek, töre ve inanışlarını da romana konu etmiştir. Olaylar 1940 yıllarında orta Anadolu’da Ankara yakınlarındaki Tozak Köyünde geçer. KONU Alevi köyü Tozak’ta düğünlerde şarap sunmak bir gelenektir ama Tozak’ta hiç bağ olmadığından Tozaklılar üzümlerini Sünni köylülerinden almaktadır. Fakat Sünni köylüler ise günaha ortak olmamak için Tozaklılara üzüm satmak istemezler. Bunun üzerine Eğitmen Rıza, Tozak köylülerini köyün yakınlarındaki Purluk denilen yerde üzüm yetiştirmeye ikna eder. Köylüler üzüm yetiştirmeyi de başarır. Fakat köye gelen kadastro memurları Purluk'un hazine arazisi olduğu raporunu verince her şey alt üst olacaktır. KARAKTERLERİ Eğitmen Rıza: Tozak köyünün çalışkan, cesur ve mücadeleci öğretmenidir. Bu köyde doğmuş ve büyümüş, aklı başında, köylüye yardım etmek için çabalayan biridir. Kır Abbas : Tozak Köyü'nün cesur, çalışkan ve azimli bir yaşlısıdır. Yenilgiyi kabul etmeyen merhametli bir adamdır. . Battal: Köy muhtarıdır Hamdi Bey: Kasabalı bir memur
Kaplumbağalar
KaplumbağalarFakir Baykurt · Remzi Kitabevi · 19803,502 okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
İlber Ortaylı - Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Neresinden bakarsak bakalım, Türkiye devlet teşkilatının evrimini en kapsamlı açıklayan bir kitaptır. Türk bürokrasi tarihi niteliği taşıyan bu kitap, pek kıymetli hocamız İlber Ortaylı'nın kaleminden çıkmıştır. E şimdi yazar, kalitenin şahikası olunca bize eleştirmek düşmez. Bir okur olarak, burada bana düşen şey, tarih ilminden faydalanıp işime bakmak. Kitabı merak eden okurlara içindekiler listesini yazayım: -Sasani, Bizans, Yunan, İtalyan kent devletleri ve İslam uygarlıklarının teşkilatı, ve bu teşkilatların Anadolu Türk devletlerine tesiri. -12. yüzyılın başından 19. asrın başına kadar; Anadolu'nun toprak sistemi, merkez ve taşra örgütlerinin nizamı, maliye ve vergiler sistemi, Anadolu ekonomisine genel bir bakış, ordunun ve bürokrasinin modernizasyon süreci. -Osmanlı'da şehir ve ulaşım sorunu. -Tanzimat devrinin hukuksal ve siyasal yapısı, ve bu devrin bürokrasi örgütüne dair her şey. Özetle, Osmanlı-Türk devletinin dönüşümünü ve değişimini anlatan bir kitap. Kitabın düşük puan aldığına bakmayın, kitap gerçekten güzel. 10/10 veriyorum. Türk tarihine, siyaset bilimine böyle bir eser kazandırdığı için İlber Ortaylı'ya teşekkür ederim. Okumanızı tavsiye ederim.
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihiİlber Ortaylı · Cedit Yayınları · 2020182 okunma
“Çağdaşlaşma, karanlık, kaypak, rezil bir kavram. Rezil, çünkü tehlikesiz, masum, tarafsız bir görünüşü var. Çağdaşlaşmanın kıstası ne? Hippilik mi, bürokrasi mi, atom bombası imal etme gücü mü… Çağdaşlaşmak, elbette ki Avrupalılaşmaktır. Avrupalılaşmak, yani yok olmak. Avrupa bizi çağdaş ilan etti, Avrupa, daha doğrusu onun yerli simsarları. Zira, apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız, düşman bir medeniyetin, bambaşka ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin. İki yüzyıldır bir “anakronizm”in utancı içindeyiz, sözümona bir anakronizm. Bu ‘çağdışı’ ithamı, ithamların en alçakçası ve en abesi. Haykıramadık ki, aynı çağda muhtelif çağlar vardır. Çağdaşlık, neden Hıristiyan ve kapitalist Batı’nın abeslerine perestiş olsun? Fâni ve mahallî abesler. Bu, kendi derisinden çıkmak, kendi tarihine ihanet etmek ve köleliğe peşin peşin razı olmak değil midir? Çağdaşlık masalı, bir ihraç metaı Batı için, kokain gibi, LSD gibi, frengi gibi. Şuuru felce uğratan bir zehir. Çağdaşlaşmanın halk vicdanında adı asrileşmektir, asrîleşmek yani maskaralaşmak, gavurlaşmak.”
Daha önce olduğu gibi bu yüzyılda da kraliçeler ve prensesler yeni burjuva ahlakına karşı koydular ve hükümdarlık rollerini yer yer krallardan da başarılı şekilde yerine getirdiler. Örneğin İskoçya'yı krallığına bağlayan İngiltere Kraliçesi Anne, 1762'den 1796'ya değin ülkesini yöneten Çariçe II.Katerina gibi. Büyük Katerina daha önce değinilen 16. yüzyıl kraliçeleri (Kastilyalı lsabella, Elisabeth Tudor) kadar kararlı bir biçimde feodallerle mücadele etti, ülkesini modernleştirmek için kendine sadık bir bürokrasi kurdu.
Reklam
140 syf.
9/10 puan verdi
Caanım Öyküler
Canım Sabahattin Ali’nin tekrardan öyküleri ile birlikteyiz.. :) Her bir öykü o kadar değerli o kadar dolu dolu ki.. Bunu bildiğim için “Sabahattin Ali’ye özel” ben de bilinçli bir şekilde her güne bir öykü okudum ki Sabahattin Ali haftanın her bir günü benimle birlikte olsun. Hatta hayatımda her gün yoldaş gibi bulunsun; arkadaş, kardeş, dost
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202145,1bin okunma
412 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bu kitabın temel konusu, Türkiye’nin tek parti rejiminden çok partili demokrasiye geçişidir. Bu olayın 1945-46 yıllarında şeklen gerçekleşmesine rağmen, demokrasiye geçiş mücadelesi günümüzde de olanca şiddetiyle devam etmektedir. Türkiye’de yaşayan bir kimse olayları tarafsız bir şekilde ele almakta zorlanabilir, duygusal yaklaşımlarda bulunabilir. Oysaki yazar yılın büyük bir kısmında ABD’de yaşadığı için olaylara daha soğukkanlı, başkalarının tesirinden uzak, şahsi arzularının esiri olmadan, akla dayanarak hüküm verebilmiş ve çok yerinde tespitler yapmıştır. On yedinci yüzyıl, Osmanlı medeniyetinin ‘’olgunlaşma dönemi’’ sayılabilir. Orta sınıfın gelişmesi, kitap sayısının artışı ve Sultan Ahmet Camii gibi mimari anlamda şaheser bir yapının bu zamanlara tesadüf etmesi, Osmanlı Devleti’nin askeri anlamda zayıflamasına karşılık, yaşam ve ilim alanında geliştiğini göstermektedir. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında orta sınıflar Müslüman ve gayrimüslim olarak ikiye bölünmüşlerdi. Osmanlılık anlayışı, Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında eşit vatandaşlık yoluyla siyasi bütünleşme gayretlerine karşın başarılı olamadı. Devlet, bilhassa II. Abdülhamit döneminde, hem modernleşmiş ve kısmen profesyonel bir bürokrasi ve yeni kurumlar yaratmaya gayret etti hem de bunun Müslüman çoğunluğun kültürüne ve özüne uygun bir şekilde almasını sağladı.
Türk Demokrasi Tarihi
Türk Demokrasi TarihiKemal H. Karpat · İstanbul Matbaası · 1967235 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Üniversiteye başladığım, 1986 yılında, Erdal Öz'ün Gülünün Solduğu Akşam adlı anı-romanı yayımlanmıştı.O zamanlar tek bir kitabı elden ele dolaştırır okurduk.Ev arkadaşlarım, benden önce Yaralısın'ı okumuşlardı.Çok büyük rahatsızlık duymuşlardı.O dönem Yaralısın'ı okumak istememiştim.Zaman içinde de aklımdan çıkıp gitmiş.Berna Moran'a göre, 12
Yaralısın
YaralısınErdal Öz · Can Yayınları · 20191,951 okunma
Halk "bürokrasinin kötülüklerinden" ne kadar yakınırsa yakınsın, bir an için bile sürekli idari işin, dairede/büroda çalışan resmi memurlar dışında herhangi bir yoldan yerine getirilebileceğini sanmak, bir illüzyondan ibarettir.
Sayfa 64
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.